Sayfalar

20 Ağustos 2010 Cuma

Hoca Fakih Mescidi

Mescit avlu kapısından yaklaşık 15 m. içeride, bir bahçenin ortasında bulunmaktadır. Günümüze gelen bu mescit ile türbenin mimari bir değeri kalmamıştır. Önündeki son cemaat yeri dört ağaç direkle taşınan ahşap örtülüdür. İbadet mekânından son cemaat yerine iki sıra halinde dört pencere açılmıştır. Giriş kapısının söveleri beyaz mermer, kemeri ise beyaz ve mor mermerlerden meydana gelmiştir. Mescidin giriş kapısı üzerinde bulunan kalıntılardan mavi çinilerle kaplı olduğu sanılmaktadır. Giriş kapısının sağında bir sarnıç, solunda da bir çeşme bulunmaktadır. 
Mescit moloz taştan olup, kare planlıdır. İbadet mekânının üzeri iki ahşap direğe oturan bir çatı ile örtülü olduğu tamirat kayıtlarından öğrenilmektedir. Bugün mescidin üzeri kırma bir çatı ile örtülüdür. Mescidin minaresi yoktur.   
Hoca Fakih mescidi ve türbesi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1990 yılında restore edilmiştir.
Konya Hoca Fakih Mahallesi’nde, Yaka Bağları’na giden yolla Beyşehir’e giden yolun ayırım noktasında bulunmaktadır. Kitabesi günümüze gelememiştir. İ.Hakkı Konyalı kapı kitabesinin 1909’da çalındığını yazmıştır. Mescidin kimin tarafından yaptırıldığı ve yapım tarihi kesin değildir. Şer’iyye Sicil Defterlerinde bu mescidin iki onarım kaydına rastlanmıştır. Buradan da mescidin yanında zaviye, türbe ve hamam olduğu öğrenilmiştir. Bunlardan günümüze yalnızca mescit ve türbe gelebilmiştir. Bu mescit, Anadolu Selçuklu dönemi Mutasavvıflarından Türkmen Dervişi Ahmet Fakih’in (Fakih Kudbüddin) şehir dışında yaptırdığı zaviye çevresindedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder