Sayfalar

23 Ocak 2011 Pazar

Mihrimah Sultan Külliyesi, Üsküdar, İstanbul

Mihrimah Sultan (İskele) Camii, Üsküdar, İstanbul
Mihrimah Sultan Külliyesi, İstanbul'un Üsküdar ilçesinde bulunmaktadır.
Külliye, Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan tarafından, biri Edirnekapı olmak üzere, aynı adla inşa edilen iki Külliye’den biri olma özelliğini taşımaktadır.
Üsküdar iskelesinin karşısında yer alan tarihi külliye, 1548 yılında inşa edilmiştir.
Mimar Sinan’ın erken dönem eserlerindendir. 
Şehzade Camisi’yle aynı zamanda Sinan tarafından bina edilen mekânın ana öğeleri; cami, medrese, mektep,  Sinaneddin Yusuf ve Sadrazam İbrahim Ethem Paşa Türbesi’dir.
Mihrimah Sultan Camii'nin İçi
Cami
Caminin kubbesi on metre çapındadır.
Kubbesi üç yanından yarım kubbelerle desteklenmiştir, ama ön cephede yarım kubbe yoktur.
Tek şerefeli iki minaresi, mukarnaslı mihrabı ve mermerden  minberi klasik mimarinin en güçlü biçimlerini yansıtır.
Cami Anadolu yakasındaki mimarinin önde gelen ve geçmişin izlerini taşıyan sayılı eserden biridir.
Son cemaat bölümünü dolanan revakla ayrı bir estetik görünüme kavuşan yapının denize bakan tarafında, yirmi köşeli mermer bir şadırvan bulunur.
Nisan ve Mayıs Aylarında Bayezid Yangın Kulesinden veya o bölgedeki yüksek bir noktadan bakıldığında; Sabah gündoğumunda iki minaresi arasında Güneşin doğuşu ve Akşam gün batımında Ayın Batımı izlenebilmektedir.
Aynı kuleden batı ufkuna bakılır ise; Edirnekapı Külliyesinde de, Sabah Ayın batışını ve Akşam Güneşin batışını izleyebilirsiniz…

Külliyedeki Diğer Yapılar
Külliyenin diğer bölümlerinin birçoğu günümüze ulaşamamıştır.
Külliyenin On altı odadan oluşan ve günümüzde sağlık merkezi olarak kullanılan medresesi; Mihrimah Sultan’ın iki oğluna,  Rüstem Paşa’nın oğlu Osman Ağa’ya ve Kaptan-ı Derya Sinan Paşa’ya ait türbeler günümüze ulaşan yapılardır.
Günümüze ulaşan külliye içindeki bir diğer yapıysa Sıbyan Mektebi’dir.
Sıbyan Mektebi kubbeli bir sundurmadan ve bir dershaneden müteşekkildir.
Tabhane 1772 yılındaki yangından sonra yok olmuş, Külliye Hanı’nın ve İmareti’nin kalıntıları tamamıyla silinmiştir.

Mihrimah Sultan adına Mimar Sinan tarafından yapılan iki cami bulunuyor.
Biri Üsküdar sahilde, diğeri Edirnekapı'da.
Bu camilerin hikayesi ise şöyle rivayet ediliyor:
Mimar Sinan, Mihrimah Sultan'a âşıktır.
Bu yüzden ona olan sevgisini sanat eserlerinde gösterir ve Mihrimah Sultan adına iki cami yapar.
Bu camileri öyle bir estetik ve hesaplama anlayışıyla inşa eder ki; senede bir gün Edirnekapı'daki caminin minaresinin ardından güneş kıpkızıl bir hal alıp batarken, Üsküdar'daki caminin iki minaresi arasından ay doğar.
Mimar Sinan'ın hesaplamalarını ay ve güneşe göre yapmasının sebebi de Mihrimah Sultan'ın adından kaynaklanıyor.
Mihr ü Mah, güneş ve ay anlamına geliyor.
Caminin Adı
Caminin adı bir vakfiyesinde, Tezkiret-ül-Bünyan ve devrinin birçok arşiv vesikalarında Mihrimah (Mihr ü mah) şeklinde yazılır. 
Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde bulunan bir vakfiyesinde ise adı mah-ı mihr şeklinde geçer. 
Mihr, Farsça'da güneş, mah ise ay anlamındadır.
Üsküdar’da Sultan tepesinin eteğinde hâkim bir set üzerinde bulunan bu camii Üsküdar İskelesinde ve Sultan III. Ahmet çeşmesinin karşısındadır. 
Eski kaynaklarda(Leb-i derya) Denizin dudağında kurulmuş olarak gösterilir.
Rivayete göre Mihrimah Sultan iki camii yaptırmak ister. 

İlk okunan ezan ile son okunan Ezanın kendi camilerinde okunmasını ister. 
Birisi Üsküdar da, diğeri de Edirne kapıda bulunan bu camileriyle arzusuna ulaşır.

Caminin Mimari Yapısı

Evliya Çelebi cami hakkında şunları yazıyor:
Mihrimah Sultan Cami İskele başındadır. 

Bu camii Sultan Süleyman H.954 M.1548 tarihinde yaptırıp sevabını kerimesi Sultan merhumenin ruhuna hediye etmiştir.
Set üzerinde caminin avlusuna on bir basamaklı iki yönlü adi taş merdivenle çıkılır.
Son cemaat yerinin önünde ikiyüzlü ve yirmi musluklu sam mermerden şadırvan vardır.
Şadırvanın üst kısımları mermer şeklindedir. 

Şebeke göbeklerinde altışar şualı küçük yıldızlar görülür. 
Tatlı bir meyle kurulan bu mabede bir kartala benzetirsek bu şadırvan uçmaya hazırlanan bir kartalın başı gibidir. 
Beş ayrı üç de son cemaat yerinin ortaklaşa sütunları üstünde yükselen kurşun kaplı bir saçak şadırvanı örtmektedir. Şadırvanın mermer üstünde zambak kabartmalı bir kuşak dolaşmaktadır.
Son cemaat yerinin rafını altı sütun üzerindeki beş kubbe örter. 

Ortadaki kubbe çarpı işareti şeklinde ve daha derincedir. 
Sütun başlıkları istalaktitli (damlalı)bu sütunların üslerindeki altı kemerde son cemaat yerinin kubbe duvarındaki istalaktitli başlıklı dört payende ile iki salkımlı küme başlıklara dayanır.
Yüce sanatkâr Mimar Sinan bu mabetle yepyeni plan ortaya çıkıyor. 

Kıble duvarındaki sütun başlıklarında istalaktitleri derinleştirilerek yerler yapmıştır. 
Planın müstesnalığa son cemaat yerine intişar etmiyor mabedin kendi planı bir yonca yaprağı şeklindedir. Topkapı sarayında Sinan devrine ait olduğu iddia edilen bir planın Mihrimah Sultan’ın öldüğü biraz tadil ile tatbik edildiği anlaşılmaktadır.  
Caminin birer şerefeli iki minaresinin kapıları son cemaat yerine açılmaktadır. 

Solundaki minarenin kapısı içerisinde şimdiye kadar hiçbir yerde eşine rastlanmayan bir oymacılık ve kakmacılık şaheseri vardır. 
Bir taşa kabartma olarak Kelime-i Tevhit kazılmış. 
Diğer minaresinin kapısının üstüne bir madalyon üstüne sadece Kelime-i Tevhit kazılmıştır. 
Caminin iç kubbesi turamplarla genişletilmiş. 
Sinan’ın ilk defa lale motifi kullanılarak fil ayakları ile ana kubbeyi tutturmuştur.

Müştemilatı:
Mihrimah Sultan Külliyesi, cami, medrese, imaret, kervansaray, mektep, kiler, ambardan oluşmuştur.

İhata duvarı içerisinde şifahane, tuvaletler, hazineler, ihata duvarı dışında kütüphane ve hamamı mevcuttur. Ayrıca görevlilere lojmanı vardır. 
Camide 1 İmam Hatip ve 2 Müezzin Kayyım görev yapmaktadır. 
Vakitlerde 150–200,Cuma günü ise 1500–2000 kişi ibadet etmektedir. 
Cami içinde bayanlar için Namaz kılma yeri vardır. 
Cami avlusunda ise bayanlara sonradan yapılma abdest alma yeri vardır. 

Mihrimah Sultan Külliyesi Fotoğraflar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder