Sayfalar

8 Haziran 2011 Çarşamba

Demirli Mescid, Beyşehir, Konya

 Demirli Mescid, Beyşehir, Konya
Demirli Mescid, Konya'nın Beyşehir ilçesinin batısında İçeri Şehir Mahallesi’nde, Eşrefoğlu Camii’nin batısında ve yaklaşık 150 metre mesafede bulunmaktadır.
Küçük bir eser olup, kapısı batı cephesindedir.
İki tanesi alt katta olmak üzere toplam altı penceresi vardır.
Günümüzde de ibadet mak­sadıyla kullanılmaktadır.
Kitabesinde "medrese" denilse de, mescid ve çocuk mektebi olarak kul­lanıldığı görüşü ağır basar.
Bu kitabenin başka bir yerden gelmiş olması ihti­mali vardır.
Demirli Mescid'in Batı Tarafındaki Giriş Kapısı
Selçuklu nesihi ile yazılmış 0.72x0.39 metre ebatındaki iki satırlık Arapça kitabenin mealen manası şöyledir:

“Bu mübarek medrese hayırsever emirlerin büyüğü Subaşı Kerp oğlu Emir Ahmet Şerafeddin Bey tarafından 714 (1314) senesinde yaptırıldı” 

Bu kitabe üzerinde dikkati çeken bir nokta mescid yerine medrese kelimesinin kullanılmış oluşudur. 
Bu kitabenin mescide ait olmayıp, yıkılmış bir medresenin olduğu da düşünülmelidir. 
Bu bakımdan Demirli Mescid’in inşa tarihi ve banisi hakkında katî bir söz söylemek doğru değildir. 
Ayrıca mescidin mimarı da bilinmemektedir.
Şerafeddin Bey'in Eşrefoğlu'nun emiri veya kedhudası olduğu yönünde iddialar vardır.
Vaktiyle burada bir de kitaplığın olduğu tahmin edilmektedir.

Mescid, 12.25x10.25 m. ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen plan şekli göstermektedir. 
Önünde son cemaat yeri olmayan giriş kapısı mihrap ekseni üzerinde değil, yan tarafta batı yönündedir. 
Giriş kapısı köfeki taşından dikdörtgen söveler içerisinde ve yuvarlak kemerlidir. 
Kapının yanında dikdörtgen söveli iki pencere ile ibadet mekanı aydınlatılmıştır. 
Bu pencereler içerisinde bulunan demir şebekelerden ötürü de mescide, Demirli Mescid ismi verilmiştir. 

İbadet mekânının ortasında bulunan mermer kaide üzerindeki ahşap sütun ve ahşap sütun başlığının üzerinde durulmalıdır. 
Mukarnaslı olan bu başlık yekpare bir parçadan oyulmayıp, ayrı ayrı küçük parçalardan meydana gelmiş ve bakır çivilerle birbirine tutturulmuştur. 
Benzerlerine göre biraz kaba bir işçilik gösteren bu başlık Selçuklu ahşap oyma sanatının tipik bir misalidir.
Mescid, ahşap sütundan mihrap duvarına dikey olarak uzatılmış dört köşe kalın kirişlerin taşıdığı düz bir çatı ile örtülüdür. 
Mescidin güney duvarında yer alan mihrap orijinal olmayıp, sonraki dönemlerde yenilenmiştir. 
İri tuğla ve moloz taştan yapılan mihrabın içerisinde tuğladan bindirme tekniği ile mukarnaslı olarak sonuçlandığı izlerden anlaşılmaktadır. 
Mescid'in Minber ve Mihrab'ından Bir Görünüm...
İbadet mekânının bazı bölümleri ile mihrabın mozaik kakma tekniği ile çinilerle kaplı olduğu bilinmektedir. 
Bugün bu çinilerden bazıları Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün ziyarete kapalı olan Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi’ndeki Türk İnşaat ve Sanat Eserleri Müzesi’nde bulunmaktadır. 
XIII.-XIV.asır bidayetine tarihlenen bu çiniler, mozaik kakma ve firuze renkte sıraltı tekniğinde yapılmış misallerdir.
Müzedeki bu çiniler mihrap üzerindeki kitabelik kısmına aittir. 
Bazılarının üzerinde Kelime-i Şahadet yazılı olup, çoğunlukla geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiştir. 
Çinilerde parlak patlıcani renkler ağırlıklı olup, yazı frizleri arasına açık mavi daireler, spiraller, palmetler ve Rumiler yerleştirilmiştir.

Kedhuda: Kâhya-Yardımcı demektir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder