Sayfalar

5 Nisan 2018 Perşembe

Ulu Cami, Afyonkarahisar

Ulu Cami, Afyonkarahisar
Ulu Cami, Afyonkarahisar’ın merkezinde, kalenin bulunduğu tepenin güneybatısında yer almaktadır.
Afyon’un en eski yerleşim birimlerinden Hıdırlık Tepesi ile Kale Eteği arasındaki derin vadiye inşa edilmiş olan cami, Afyon’nun en büyük camisidir.

Kendi adı ile anılan mahallede kârgir kalın duvarlar üzerine toprak damlı iken yapılan tadilatlar neticesinde bugün bakır ile örtülmüş olan çatı beş sırada sekizerden kırk ahşap sütun üzerine oturtulmuştur.
Eser, 40 ahşap direk üzerine oturtulmuş olması sebebiyle “Kırk Direkli Camii” olarak da maruftur.
Cami, Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus zamanında 1272 tarihinde Sahip Ata oğullarından Nusretüddin Ahmet tarafından yaptırılmıştır.

Selçuklu devrinde ahşap tavanlı, ağaç direkli camiler grubundan olan Ulu Cami, dikdörtgen planlı olup, üzeri düz bir çatı ile örtülmüştür.
Ahşap örnekleri stalaktit başlıklı ağaç sütunları ile Konya Sahip Ata Külliyesi içerisindeki Sahip Ata Mescidine çok benzemektedir.
Ulu Cami dıştan moloz taşlı olup üç sıra kesme taş hatıllarla üç bölüme ayrılmıştır.
Caminin, doğuya, batıya ve kuzeye açılan üç kapısı vardır.
Caminin mihrabı ve iç
Çarpık dikdörtgen ahşap sütunlar üzerine konan ahşap sütun başlıkları, sarkıt ve baklava dilimlidir.
Başlıklar üzerine konan ahşap atkıların yan yüzeyleri renkli motiflerle işlenmiş ise de bugün bu motifleri görmek çok zordur.

İç mekan batı ve kuzeyde dörder pencere ile aydınlatılmıştır.
İç mekan kıbleye dik dokuz nefli olup her nef, altışar sütundan meydana gelmiştir.
Toplam 40 ahşap direk (sütun), kıbleye dik uzanan ana kirişleri taşımaktadır.
Sütun başlıklarının bazıları sade, bazıları mukarnaslıdır.
Kirişlerin içe bakan yüzlerinde aşı boyalı yaprak motifleri yer almaktadır.
Bu bakımdan farklı bir işçilik gösterirler.

Düz tavanlı caminin tavanında kadınlar mahfilinin üst kısmında nakışlar, konsol kıvrımları arasında da yer yer süslemeler bulunmaktadır.
Bu süslemelerde mavi, lacivert, kırmızı renkler kullanılmıştır.
Bitkisel motiflerde ise mavi, yeşil, sarı, kırmızı ve kahverenginin değişik tonları kullanılmıştır.
Motifler bitkisel ve geometrik olup, zaman zaman rumi ve palmetlere de rastlanmaktadır.

Kıble duvarının ortasında Selçuklu işçiliğini yansıtan taş mihrap yer almaktadır.
Mihrap nişinin ortasında ve üç tarafında iki kitabe bulunmaktadır.

Bu kitabede:
“Büyük Serhat zamanında fakir köle Sivastos’un oğlu Ali Bey, Mahmud’un oğlu Hacı Murat” isimleri okunmaktadır.

Ayrıca yazı ustalarının imzası niteliğinde de işaretler bulunmaktadır.
Buradan da mimarının Emir Hac Bey olduğu, nakışlarının da Nakkaş Mahmud oğlu Hacı Murat tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu mihrabın Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus tarafından yaptırıldığı zannedilmektedir.

Minberin ustası Emir Hac Bey'dir.
Kıble duvarına bitişik olan ve mihrabın sağında yer alan ahşap minber Selçuklu ağaç işçiliğinin en güzel örnekleri arasında olup, geometrik bezemeler, üçgen panolar ve geçmeler dikkati çekmektedir.
Selçuklu tarzı oymalı, iki kanatlı minber kapısı üzerindeki kitabede sureler bulunur.

Caminin ilk büyük tamiratı, Karamanoğulları zamanında 1341 yılında Muzafferüddünoğlu Emir Abdullah Bey tarafından yaptırılmış ve doğu cephedeki kapı üzerine bir kitabe konulmuştur.
Bu kitabede tadilata ait malumat bulunmaktadır.

Minber kapısı üzerindeki küçük bir kitabede de:

“Büyük vezirler Sülalesinden büyük devlet adamı Nusratu’d Devle ve’d Din Ahmet.
Allah onun yardımcılarını aziz kılsın.
Saltanatı zamanında 742 senesi Muharreminde bu cemaati toplayan mescidin imarına Allahu Teala’nın rahmetine muhtaç kulu merhum Muzafferuddin oğlu Mugisiddin Emir İsa muvaffak oldu” yazılıdır.

Caminin kuzeydoğu köşesinde yer alan minaresi orijinalliğini korumaktadır.
Camiye bitişik olan bu minare saçak hizasına kadar üç sıra tuğla ve bir sıra kesme taştan kaidesi devam eder. Gövdesi açık yeşil sır renkli baklava motiflerinin süslediği tuğla örgülüdür.
Ayrıca minare kaidesi önüne Osmanlı devrinde bir de çeşme ilave edilmiştir.

Cumhuriyet devrinde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1983-1984 tarihleri arasında tamir edilmiştir.
Minber, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bilgisi haricinde yağlı boya ile boyanarak özelliğinden uzaklaşmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder