Sayfalar

22 Eylül 2021 Çarşamba

Âbâr-ı Alî (Ebyâr-ı Alî, Mîkât, Zü’l Huleyfe) Mescidi, Medîne, Suûdî Arabistan

Âbâr-ı Alî (Ebyâr-ı Alî, Mîkât, Zü’l Huleyfe) Mescidi, Medîne, Suûdî Arabistan

Âbâr-ı Alî (Ebyâr-ı Alî, Mîkât, Zü’l Huleyfe) Mescidi, Suûdî Arabistan’ın Medîne Şehri’nde, Hac veya umre maksadıyla Medine’den Mekke’ye gidenlerin ihrama girdikleri mîkât yerinde bulunmaktadır.
Hz.Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem zamanında Medine’den Mekke’ye giden yolun ilk merhalesi olan ve Medine haremini sınırlayan dağlardan Âir (Ayr) yakınlarında Medine’nin güneybatısındaki Akîk vadisinde bir derenin adı olan Huleyfe, Arabistan’da aynı adı taşıyan diğer yerlerden ayırt edilmek için Zülhuleyfe diye anılmıştır.

Su kaynakları bakımından zengin sayılan, özellikle Hz.Ali’ye nisbet edilen bir kuyudan dolayı Âbâr-ı Alî (Ebyâr-ı Alî, Abyâr-ı Alî) adıyla zikredilen Zü’lhuleyfe, batısında yer aldığı Akîk vadisinden ötürü Akîk Zü’l Huleyfesi olarak da bilinir.

Mescidin Mihrâb ve Minberi

Medine’den Zülhuleyfe’ye Tarîkuşşecere veya Tarîkulmuarres yoluyla gidilir.
Hz.Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem, Medine’den çıkarken Tarîkuşşecere yolundan gider, Medine’ye ise bu yoldan daha aşağıda bulunan ve şehre daha yakın olan Tarîkulmuarres yoluyla dönerdi.
Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi ve Sellem, Medine çevresinden Mekke’ye gidenlerin Medine’de veya en geç Zülhuleyfe’de ihrama girmeleri gerektiğini söylemiştir.
Zülhuleyfe, Mekke’ye en uzak mîkāt yeridir.
Dolayısıyla burada ihrama girmek daha faziletlidir.

Âbâr-ı Alî (Ebyâr-ı Alî, Mîkât, Zü’l Huleyfe) Mescidi'nin Panoramik Görünümü

Hz.Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem, hicretten sonra dört defa Medine’den Mekke’ye gitmek üzere yola çıktı ve bu esnada Zülhuleyfe’ye uğradı.
Zi’lka’de 6 (Mart 628) tarihinde sahâbîlerle beraber umre için Medine’den hareket edip Zülhuleyfe mevkiine gelince burada konakladılar.
Zülhuleyfe’ye getirttiği ve gerdanlık takıp nişanladığı kurbanlıklarını Mekke’ye sevketti.
Ardından ihrama girip “semüre” adı verilen bir ağacın altında namaz kıldı.

Âbâr-ı Alî (Ebyâr-ı Alî, Mîkât, Zü’l Huleyfe) Mescidi, Medîne, Suûdî Arabistan

Kureyşliler’in durumunu öğrenmek için Mekke’ye gönderdiği Büsr b. Süfyân el-Huzâî’nin dönüşüne kadar Zülhuleyfe’de kaldı ve onun gelmesi üzerine buradan telbiye getirerek Mekke’ye hareket etti.
Ancak Mekkeliler’in engellemesi yüzünden bu umre yapılamadı ve yolculuk Hudeybiye Antlaşması ile nihayete erdi.
Daha sonra Kâbe’yi ziyaret amacıyla Medine’den Mekke’ye giderken Zülhuleyfe’de ihrama girilmesi, satın alınan kurbanlıklara gerdanlık takılıp Mekke’ye sevkedilmesi âdet haline geldi.

Âbâr-ı Alî (Ebyâr-ı Alî, Mîkât, Zü’l Huleyfe) Mescidi'nin Konumu

Hudeybiye Antlaşması’nın ertesi yılı Umretü’l-Kazâ için yine 6 Zilkade’de Medine’den yola çıkan Hz.Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem ve beraberindekiler, Fürû’ yoluyla Zülhuleyfe’ye ulaştılar.
Burada ihrama girdikten sonra bir gece kaldılar ve Mekke’ye doğru hareket ettiler.
Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi ve Sellem, Medine’den Mekke’ye gidişlerinde sadece Mekke’nin fethi yolculuğunda ihrama girmemiştir.
13 Ramazan 8 (4 Ocak 630) tarihinde ordusuyla Medine’den ayrıldığında harekâtın hedefini gizli tuttuğu için Zülhuleyfe’de ihrama girmeden Mekke’ye yöneldi.
H.9/M.631 yılında Emîr-i Hac tayin edilen Hz.Ebû Bekir de Medine’den yola çıkarak Zü’lhuleyfe’ye ulaştı.
Burada ihram hazırlıkları yapılırken nâzil olan Tevbe sûresinin ilgili âyetlerini bildirmek için Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi ve Sellem tarafından gönderilen Hz.Ali kafileye Zülhuleyfe’de veya oradan ayrıldıktan bir süre sonra katıldı.

Mescidin Abdest Alma Yeri

Hz. Peygamber, 25 Zilkade 10 (22 Şubat 632) tarihinde Vedâ haccı maksadıyla Medine’den ayrılıp beraberindekilerle Zülhuleyfe’ye vardıktan sonra çevreden gelecek olanların toplanması için beklemeye başladı.
Zülhuleyfe’de Resûlullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem’in öğle namazını mı yoksa ikindi namazını mı kıldırdığı ve kaç rek‘at kıldırdığı hususu tartışmalara yol açmıştır.
Osmanlı âlimi Hızır Bey, Tuḥfe-i Sulṭân Murâd Ḫan adlı Farsça risâlesinde Resûlullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem’in Medine’de öğle vaktinin farzını dört rek‘at kıldırıp ardından Zülhuleyfe’de ikindinin farzını iki rek‘at kıldırdığına dair rivayetleri ele almıştır.
Bu konuda Enes b. Mâlik’ten gelen, “Mescid-i Nebevî’de öğle namazını dört, ikindi namazını ise Zülhuleyfe’de iki rek‘at kıldık” şeklindeki rivayet Hz.Enes’in hadisenin şahidi olması hasebiyle tercih edilmiştir.
Hz.Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem, daha evvel iki umre yolculuğunda yaptığı gibi Vedâ Haccı esnasında da Zülhuleyfe’de geceledi ve yine Semüre Ağacı’nın altında namaz kıldı.
26 Zilkade’de (23 Şubat) sabah namazını kıldırdıktan sonra ihrama girmek için gusül abdesti aldı.
Öğle namazını Zülhuleyfe’de kıldırıp telbiye getirerek Mekke’ye doğru yola çıktı

Âbâr-ı Alî (Ebyâr-ı Alî, Mîkât, Zü’l Huleyfe) Mescidi, Medîne, Suûdî Arabistan
Daha önce Mekke’den Medine’ye kaçan, Hudeybiye Antlaşması mucibince Mekke’ye iade edilmesi gereken Ebû Basîr’in, kendisini Mekke’ye götürmekte olan iki muhafızın elinden Zülhuleyfe’de yemek molası verildiği esnada kaçması da Zülhuleyfe’nin o devirde Medine ile Mekke arasındaki konaklama yerlerinden biri olduğunu göstermektedir.
Daha sonraki dönemlerde Medine’den Mekke’ye gidenler Zülhuleyfe’de ihrama girmeye devam ettiler, Hz. Peygamber’in bulunduğu mekânlarda kalmaya ve onun uygulamalarını yerine getirmeye önem verdiler.
Ebû Hüreyre’nin, hayatının son dönemlerinde yabancıların çoğalıp görüşebileceği sahâbîlerin azalması dolayısıyla Medine’den ayrılarak Zülhuleyfe’deki evine çekildiği rivayetlerine rağmen Zülhuleyfe sürekli meskûn bir mahal olmadı.
Yakın çevresinde, özellikle de Akîk vadisinde iskân hareketleri başladıysa da devamlı bir yerleşimin görülmediği, hac günleri öncesinde bir çarşının kurulduğu Zülhuleyfe, tarih boyunca mîkât yeri olmasının yanında buluşma ve geçici konaklama yeri olarak kullanıldı.

Âbâr-ı Alî (Ebyâr-ı Alî, Mîkât, Zü’l Huleyfe) Mescidi, Medîne, Suûdî Arabistan

Hz.Hasan’ın soyundan Katâde b. İdrîs, Mekke’ye hâkim olduktan sonra Medine üzerine yürüdü (601/1204).
Hz.Hüseyin’in soyundan gelen Medine Emîri Sâlim b. Kāsım ile Katâde’nin birlikleri Zülhuleyfe’de karşılaştı ve Sâlim, Katâde’yi Mekke’ye dönmeye mecbur etti.
Mekke Emîri Şerîf Sa‘d 1107’de (1695-96) kardeşi Muhsin’i nâib olarak tayin etmek için Medine’ye geldiğinde çadırını Zülhuleyfe’de kurdurdu ve şehrin ileri gelenleriyle burada buluştu.

Âbâr-ı Alî (Ebyâr-ı Alî, Mîkât, Zü’l Huleyfe) Mescidi, Medîne, Suûdî Arabistan

Zülhuleyfe’de Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi ve Sellem’in ilk defa namaz kıldırdığı semüre ağacının yeri belirgin duruma getirilip koruma altına alındı.
Ömer b. Abdülazîz, Medine valiliği esnasında burayı Mescidü’ş-Şecere adıyla mescide çevirdi.
Mescid-i Zü’lhuleyfe, Mescidü’l-Mîkât, Mescidü’l-İhrâm da denilen bu mescidin daha aşağısında Hz.Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem’in Mekke’den Medine’ye dönerken namaz kıldırdığı mekân da belirlenerek mescid haline getirildi.
 

Mescidü’l Muarres'in Yeri, Medîne, Suûdî Arabistan (Soldaki Büyük Taş ve Ağacın Olduğu Yer)

Mescidü’ş-Şecere’nin güneydoğusunda (kıble yönü) yer alan Mescid-i Zülhuleyfe’ye göre daha küçük olan bu mescid Mescidü’l Muarres adıyla şöhret kazandı.
Abbâsîler zamanında tadilat gören Mescid-i Zü’lhuleyfe kıble tarafında küçük bir kemeri, kuzeybatı köşesinde bir minaresi bulunan, taş ve kerpiçten yapılmış basit bir bina idi.
Çevresinde su kaynakları vardı ve sel yatağının üzerinde bulunmasından dolayı sık sık tamir ediliyordu.
Memlükler ve Osmanlılar devrinde çeşitli tamiratlar geçiren bu mekânı ziyaret eden Evliya Çelebi Mescid-i Zülhuleyfe’yi, Hz.Ali’ye nisbet edilen suyu bol ve lezzetli bir kuyunun yanında geniş bir hurma bahçesinin içinde on iki kubbeli, minaresiz, mahfili ve minberi olmayan, zemini kumla kaplı kâgir bir mescid olarak niteler.
Semhûdî’nin (ö. 911/1506) Mescid-i Zülhuleyfe’nin kıble tarafında bazı izleri bulunduğunu söylediği Mescidü’l-Muarres, Eyüp Sabri Paşa’nın kaydettiğine göre zaman içinde sellerle ortadan kalkmış ve arsası kumlarla dolmuştur.

Hacca gidenler, İhram Namazı kılıyor.

XX.yüzyılın ortalarından itibaren hacı sayısının artması üzerine Mescid-i Zülhuleyfe’nin yenilenmesi ve çevresinde düzenlemelerin yapılması gerekliliği ortaya çıktı.
Melik Faysal b. Abdülazîz devrinde birtakım çalışmalar yapıldıysa da asıl genişletme ve yenileme faaliyetleri Melik Fehd döneminde gerçekleştirildi.
Çevresindeki yeşil alan ve sosyal tesislerle beraber 90.000 metrekarelik bir alanı kaplayan ve 6000 metrekarelik iç alanında 5000 kişinin aynı anda namaz kılabildiği Mescid-i Zülhuleyfe, ihrama girmek için buraya geleceklerin bütün ihtiyaçları karşılanacak şekilde düzenlendi.
Bugün Medine’nin güneybatı sınırının ulaştığı, Medine-Mekke yolunun sağ tarafında kalan Mescid-i Zü’lhuleyfe’nin Mescid-i Nebevî’ye uzaklığı kuş uçuşu takriben 9 kilometre, araba ile ise 14 kilometredir.

Mescidin İçinden Bir Görünüm

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder