Sayfalar

6 Eylül 2022 Salı

Ulviye Sultan (Alevî Sultan) Mescidi ve Türbesi, Meram, Konya

Ulviye Sultan (Alevî Sultan) Mescidi ve Türbesi, Meram, Konya
Ulviye (Alevî) Sultan Mescidi, Konya’nın Merkez Meram İlçesinde, Şükran Mahallesi Vali Muammer Bey Caddesi’ndeki Konya Valilik Binası’nın batı bitişiğinde, Şerafeddin Camii’nin yol aşırı güneyindeyken, bitişiğindeki türbesi ile beraber 1924 yılındaki yol genişletme çalışmaları münasebetiyle Konya Valiliği ve Belediyesi işbirliği ile yıkılmıştır.1953 yılında devrin Konya Müze Müdürü Mehmet Önder ve Ali Saim Ülgen tarafından kısmi kazılar yapılarak türbeye ait cenazelik katı ortaya çıkarılmıştır.
2018'in Şubat ayında rekonstrükisyon yapılarak türbesiyle beraber yeniden inşâ edilmesine başlanmış ve 2020 yılının Şubat ayında ise tamamlanmıştır.
Eserde, mescid, türbe ve en alt kısmında 3 adet yatır bulunmaktadır.
Selçuklu eseri mihrap ile sandukası daha önceden konulan Konya İnce Minare Müzesi’nden getirildi. 
Selçuklu eseri mihrap mescide yerleştirilirken sandukası ise türbe kısmında yer aldı. 
Bunun yanında türbenin yatır bölüm diye adlandırılan en alt kısmındaki 3 mezar da tamirattan geçirildi.
Mihrabın kenarında, Ali İmran Sûresi’nin 18. ve 19. Ayetleri yazılıdır.
Bu ayetlerin yer aldığı bu yazılı kenar suyunun altında, mihrap kemerinin üst kısmını tamamen dolduran Rumi bezemeler  bulunmaktadır.
Mihrap nişinin kemeri klâsik stalâktit dolgularla işlenmiştir. 
Stalâktitlerin hemen altında ve burmalı süs sütunların çerçevelediği mihrap nişinin ortasında üç bağla asılmış altta ve üstte, iki kandil resmi mevcut. 
Kandillerin altında, yine kabartma oyulmuş, mumlu iki mihrap şamdanı var. 
Bu kabartmalarla burmalı sütunlar arasını Rumi motifler dolduruyor. 
Mihrap stalâktitlerini çevreleyen kademeli kemerin sağında ve solundaki burmalı süs sütunların başlıkları, tamamıyle dekoratif olup köşeleri üzerine yerleşen ve kare yüzey gösteren zar şeklinde birer prizmadan ibaret. 
Bu şekildeki sütün başlıklarını bazı Selçuklu devri eserlerinde, Sahip  Ata Camii'nin çinili mihrabındaki sütunlar üzerinde, keza Kırşehir’deki Alâeddin Camii portali sütunlarında ve  Konya'daki Hasbey Dar'ül-huffaz'ı mihrabı sütunlarında görmek mümkün. 
Mihrabın benzerlerinin yaptırıldığı tarihler 1200 ila 1300 yıllara denk geldiğinden bu mihrabın da bu tarihlerde yaptırıldığına kesin gözüyle bakılıyor. 

Mescidin Mihrabı
Mescidin kesin inşâ tarihi bilinmemektedir. 
Ancak günümüze ulaşan fotoğraflarından anlaşıldığı kadarıyla, plan ve mimari hususiyetlerinden dolayı 13. yüzyıl sonlarında inşâ edildiği genel olarak kabul edilmektedir.
874/1469 tarihli vakfiyesine göre bânisi Alevi oğlu Seyyid Muhammed’dir.
1122/1710 yılında tamirattan geçirilmiştir.
Mescid ve Türbenin sağında Konya Valiliği, arkasında ise Şerafeddîn Camii görünmektedir.
Mescidin günümüze ulaşabilen tek fotoğrafından kare mekânlı ve tek kubbe ile örtülü olduğu anlaşılmaktadır. 
Duvarlarının moloz taş üstüne tuğla kaplamalı, kubbesinin de tuğla malzemeden olduğu görülmektedir. 
Kubbe üzerinde yine tuğladan çıkıntılar vardır. 
Güney bitişiğinde piramidal külahlı türbesi bulunur.
Eserden tek hatıra olarak özgün şekilde günümüze ulaşan mihrabı, 1924 yılındaki yıkımda akıl edilerek kurtarılmış ve evvelâ Konya Sultanî Müzesi’ne, 1926 yılında da Konya Müzesi’ne nakledilmiştir.
İnce Minare Taş ve Ahşap Eserler Müzesi’nde sergilenmekteyken, 2019 yılındaki yeniden inşâ esnasında mescide taşınmıştır.
Mihrap nişi, dikdörtgen çerçeve içerisinde mukarnas kavsaralı ve iki ayrı bölüm halindedir.
Üstteki ilk süsleme panosu sütunce başlıklarına kadar inmektedir. 
En dışta eseri üç yönden “U” şeklinde kuşatan ve Âl-i İmran Sûresi 18-19. ayetlerinin yazılı olduğu yazı bordürü görülür. 
Mescidin Mihrabının İnce Minare Taş ve Ahşap Eserler Müzesi’ndeki Görünümü
Kavsarası dilimli sivri kemerlidir ve beş sıra mukarnas dizisinden meydana gelir. 
Son iki sırasında sivri kemer içerisine yerleştirilmiş kabartma bir şamdan motifi vardır. 
Kavsaranın kemer köşeliği, rûmî ve palmetli kıvrık dalların meydana getirdiği dairelerden ibaret bitkisel bir kompozisyona sahiptir. 
Ayrıca iki köşede birer rozet bulunur. 
Rozetler, merkezlerinde sekiz köşeli yıldız etrafında sekiz adet yamuk altıgen ve aralarda beş kollu yıldızlardan oluşan geometrik düzenlidir.
İkinci kısım nişin iç kısmını meydana getirir. 
Burada yüzeysel bir Bursa kemeri içerisinde iki adet şamdan, bir adet kandil motifi yer alır. 
Kemer köşelikleri ve kemer yüzeyinde yine rumi ve palmetlerden ibaret kıvrık dallı bitkisel bir süsleme bulunur. 
Niş iki yanda başlıkları zar, altlıkları “U” şekilli burmalı sütuncelere sahiptir.
Alevî Sultan (Ulvî Sultan) Mescidi ve Türbesi, Meram, Konya

1954 yılında 10 yıl boyunca Konya Müzeler Müdürlüğü yapan Mehmet Önder, türbe ve mescidin yıkılması ile alakalı teferruatlı bilgilerin yer aldığı Vakıflar Dergisi’nde Ulvi Sultan Türbe ve Mescidi hakkında geniş bilgiler veriyor.  
Bu bilgilere göre 1953 yılı baharında, türbenin yıkık arazisinde yeşil alan çalışmaları esnasında bir kapak taşı bulundu. 

Kapak kaldırıldığı zaman kubbeli bir mahzen ortaya çıktı. 
Olay yerine giden Müze Müdürü Mehmet Önder, yaptığı incelemelerden sonra buranın Selçuklu Türbesi’nin yeraltı mezarlığı olduğunu tespit etti. 
Mahzenin detaylı açılmasından sonra 3 adet mezar ve içerisinde kemiklerin olduğunu anlatan dönemin Müze Müdürü Önder şu bilgileri veriyor:
-Mahzeni tekrar kapayarak, çevresini muhafaza altına aldırdım. 
Sonradan yaptığım tetkiklerle bu türbenin hüviyetini tespit ederek, yerinin kaybolmaması ve devamlı muhafazasının sağlanması için bulunduğu yere bir de tanıtma levhası diktirdim. 
Şimdi tetkiklerimize gelelim. 

Mescidin Mihrabı
Bilindiği gibi, Selçuklu devri mimarî eserlerinin toplu bulunduğu merkezlerinden biri de Konya’dır. 
Alevî Sultan (Ulvi Sultan)' Mescidi de, pek çoklarının hatırladıkları ve kaydettikleri gibi Konya Hükümet Konağı’nın batısında bulunuyordu. 
Mescid, 1924 yılında Konya Belediyesi tarafından meydanı genişletmek maksadıyla istimlâk edilerek yıktırılmış, kurşunî renk, yekpare mermerden oyulmuş mihrabı da, ayni yıl müzeye kaldırılmıştır. 
Yıktırılmadan önce, alınmış bir fotoğrafından anlaşıldığına göre, gerek Mescid, gerekse bitişiğindeki Türbe, bugün Konya'da örnekleri bulunan, klâsik tip Selçuklu devri tarzı mimarîsinde inşa edilmiş eserlere benzemektedir.” 

  
 



 

Kaynaklar:

  1. Muhammet ARSLAN, Konya’nın Günümüze Ulaşamayan Selçuklu Mescitleri
  2. http://konyaninalimvehocalari.konyacami.com/ulvi-sultan/
  3. https://anadoludabugun.com.tr/kultur-sanat/96-yil-sonra-yeniden-dogdu-ozel-haber-108272h
  4. Atçeken, 1998
  5. Dudu Kuşçu, 2016
  6. Erdemir, 2009
  7. Karpuz, 2001; Karpuz, 2009b, s. 1091
  8. Kesik, 2007
  9. Konyalı, 2007
  10. Önder, 1993; Önder, 2006
  11. Şimşir, 2008
  12. Tomar & Yavuzyılmaz, 2019, s. 163-164
  13. Yıldırım, 1999




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder