Caminin kitabesinde l801 yılında yaptırılmış olduğu yazılı ise de mimari üslubundan daha eski tarihlerde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Caminin bu tarihte temelinden itibaren yıkılarak eski parçaların eklenmesiyle yeniden yapıldığı sanılmaktadır.
Yalnızca giriş cephesindeki ahşap kapısının Selçuklu döneminden kaldığı sanılmaktadır.
Bunun yanı sıra kesme taştan kapı kenarlarında Selçuklu eserlerinde görülen sütunlar bulunmaktadır.
Günümüzde camiye yapılan yeni eklerle plan düzeni bozulmuş ve ortaya L şeklinde bir plan çıkmıştır.
İki katlı olan caminin alt katını oluşturan taş duvarlar üst kattan tamamen ayrılmaktadır.
Alt katın medrese veya zaviye olduğu ileri sürülmüşse de bu iddia da kesinlik kazanamamıştır.
İkinci katı oluşturan ibadet mekanına doğu cephesindeki merdivenlerle çıkılmaktadır.
İkinci katı oluşturan ibadet mekanına doğu cephesindeki merdivenlerle çıkılmaktadır.
Düzgün olmayan,dikdörtgen planlı bu bölüm iki sütun ve iki paye ile boyuna iki, enine de dört bölüme ayrılmıştır.
Bölümleri birbirinden ayıran kemerlerin beden duvarlarına birleştikleri yerlerde duvarlar ayrıca birer payanda ile takviye edilmiştir.
Bunun sonucu olarak da ibadet mekanı sekiz ayrı bölüme ayrılmıştır.
Bu bölümlerin üzerleri basık kubbelerle örtülmüştür.
İç mekan biri doğu diğeri de batı ve ikisi de mihrap yanında olmak üzere dört pencere ile aydınlatılmıştır.
İç mekan biri doğu diğeri de batı ve ikisi de mihrap yanında olmak üzere dört pencere ile aydınlatılmıştır.
İç kısımda herhangi bir bezeme bulunmamaktadır.
Yalnızca mihrap duvarının ortasında XIX.yüzyıl özellikleri taşıyan bezemeler dikkati çekmektedir.
Caminin güneybatı köşesine,camiden 3 m. uzaklıkta çok yüksek olmayan minaresi yapılmıştır.
Minare, kitabesinden anlaşılacağı gibi l924 tarihinde yapılmıştır.
Kare kaideli minarenin gövdesi yuvarlak olup yer yer bilezikler, rozetler, kaval silmeler ve üçgenlerle süslenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder