Gedik Ahmet Paşa Külliyesi, Afyonkarahisar merkezinde yer almaktadır.
Afyonkarahisar’da Osmanlı devrinde yapılmış en mühim eserlerden biridir.
Külliye, cami, medrese ve hamamdan meydana gelmiştir.
Erken Osmanlı Devri yapılarından bir örnek olan bu külliye Sadrazam Gedik Ahmet Paşa’nın Anadolu Beylerbeyliği sırasında 1472 yılında yaptırılmıştır.
Evliya Çelebi bu yapı topluluğundan şöyle söz etmiştir:
“Nezih bir burmalı minaresi vardır.
Boyu 159, eni 80 kademdir.
2 kubbe yan yanadır.
Mihrap ve minber eski sanat tarzında yapılmış ve bu minber Sinop şehrindeki minbere benzer, caminin yan sofaları vardır.
Hareminde şifalı bir hamamı vardır.
70 hücreli medresesi vardır”.
Osmanlı Erken dönem mimarisinde ters T, yan mekanlı camiler tipinde olan bu caminin orta ekseninde iki kubbe ibadet mekanını oluşturmaktadır.
Ayrıca doğu ve batı yönlerinde de üçer küçük kubbeli yan mekanlar bulunmaktadır.
Caminin kuzey cephesinde altı sütunlu ve beş kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır.
Buradaki sütunlar Klasik Osmanlı mimarisinde olduğu gibi stalaktit başlıklıdır.
Bu sütun başlıkları birbirlerine kemerlerle caminin beden duvarlarına da demir putrellerle bağlanmıştır.
Son cemaat yeri ile cami duvarında iki sıralı pencereler yer almıştır.
Alt sıradaki pencereler dikdörtgen, üst sıradakiler ise sivri kemerlidirler.
Giriş kapısının iki yanında iki küçük mukarnaslı mihrapçık vardır.
Caminin giriş kapısı zengin bir portal nişi görünümünde olup, köşeler yarım sütunlarla yuvarlatılmıştır. Buradaki yazılar Nakkaş hasan tarafından yazılmıştır.
İbadet mekanın üzerini on iki kasnağa oturan, peş peşe iki kubbe örtmektedir.
İbadet mekanının ilk bölümünde sağ ve soldaki üçer küçük kubbeli yan mekanlara açılan kapılar bulunmaktadır.
Kıble duvarının ortasında yer alan mihrap beyaz mermerden olup yukarıya doğru kademeli olarak daralmakta ve mukarnaslarla sonuçlanmaktadır.
Mihrabın sol tarafındaki minber orijinaldir.
Gri renkli mermerden yapılmış olan taş minberin girişi burmalı iki yarım sütunla sınırlanmış ve kapı üzerine de bir kartuş içerisinde ayet yazılmıştır.
Merdiven korkulukları oldukça sade ve düzdür.
Piramidal biçimde başlayan hutbe yeri konik bir külahla sonuçlanmaktadır.
Caminin en önemli tarafı zengin ağaç işçiliğidir.
İki kanatlı kapıları, üstündeki kitabeler, geometrik geçmeler ve kündekâri işçilikle çağının en güzel örneklerinden birini ortaya koymaktadır.
Ayrıca caminin içerisi zengin kalem işleri ile kaplanmıştır.
Ancak, bu kalem işleri orijinal olmayıp 20.asırda yapılmıştır.
Gedik Ahmet Paşa Camisi’nin minaresinin ayrı bir özelliği vardır.
Taş kaide üzerinde burmalı ve yivli olarak yapılmış olup, Osmanlı taş işçiliğinin en güzel örnekleri arasındadır.
Minare caminin kuzeybatı köşesinde, son cemaat yerinin başlangıcında kare bir çıkıntı yapmaktadır ve buradaki bir kapıdan da minareye çıkılır.
Minare kaidesi kesme taştan, son cemaat yeri saçak hizasına kadar yükselir.
Burada bir frizle kesildikten sonra yivli olarak gövde başlamaktadır.
Başlangıçta dik olan bu yivler 1,5 metre sonra sağa doğru kıvrılarak burmalı yivler meydana getirir ve şerefe altında da zikzaklar halinde sona erer.
Minare gövdesinin yivleri arasına lacivert renkli Kütahya çini parçaları yerleştirilmiştir.
Afyonkarahisar’da Osmanlı devrinde yapılmış en mühim eserlerden biridir.
Külliye, cami, medrese ve hamamdan meydana gelmiştir.
Erken Osmanlı Devri yapılarından bir örnek olan bu külliye Sadrazam Gedik Ahmet Paşa’nın Anadolu Beylerbeyliği sırasında 1472 yılında yaptırılmıştır.
Evliya Çelebi bu yapı topluluğundan şöyle söz etmiştir:
“Nezih bir burmalı minaresi vardır.
Boyu 159, eni 80 kademdir.
2 kubbe yan yanadır.
Mihrap ve minber eski sanat tarzında yapılmış ve bu minber Sinop şehrindeki minbere benzer, caminin yan sofaları vardır.
Hareminde şifalı bir hamamı vardır.
70 hücreli medresesi vardır”.
Osmanlı Erken dönem mimarisinde ters T, yan mekanlı camiler tipinde olan bu caminin orta ekseninde iki kubbe ibadet mekanını oluşturmaktadır.
Ayrıca doğu ve batı yönlerinde de üçer küçük kubbeli yan mekanlar bulunmaktadır.
Caminin kuzey cephesinde altı sütunlu ve beş kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır.
Buradaki sütunlar Klasik Osmanlı mimarisinde olduğu gibi stalaktit başlıklıdır.
Bu sütun başlıkları birbirlerine kemerlerle caminin beden duvarlarına da demir putrellerle bağlanmıştır.
Son cemaat yeri ile cami duvarında iki sıralı pencereler yer almıştır.
Alt sıradaki pencereler dikdörtgen, üst sıradakiler ise sivri kemerlidirler.
Giriş kapısının iki yanında iki küçük mukarnaslı mihrapçık vardır.
Caminin giriş kapısı zengin bir portal nişi görünümünde olup, köşeler yarım sütunlarla yuvarlatılmıştır. Buradaki yazılar Nakkaş hasan tarafından yazılmıştır.
İbadet mekanın üzerini on iki kasnağa oturan, peş peşe iki kubbe örtmektedir.
İbadet mekanının ilk bölümünde sağ ve soldaki üçer küçük kubbeli yan mekanlara açılan kapılar bulunmaktadır.
Kıble duvarının ortasında yer alan mihrap beyaz mermerden olup yukarıya doğru kademeli olarak daralmakta ve mukarnaslarla sonuçlanmaktadır.
Mihrabın sol tarafındaki minber orijinaldir.
Gri renkli mermerden yapılmış olan taş minberin girişi burmalı iki yarım sütunla sınırlanmış ve kapı üzerine de bir kartuş içerisinde ayet yazılmıştır.
Merdiven korkulukları oldukça sade ve düzdür.
Piramidal biçimde başlayan hutbe yeri konik bir külahla sonuçlanmaktadır.
Caminin en önemli tarafı zengin ağaç işçiliğidir.
İki kanatlı kapıları, üstündeki kitabeler, geometrik geçmeler ve kündekâri işçilikle çağının en güzel örneklerinden birini ortaya koymaktadır.
Ayrıca caminin içerisi zengin kalem işleri ile kaplanmıştır.
Ancak, bu kalem işleri orijinal olmayıp 20.asırda yapılmıştır.
Gedik Ahmet Paşa Camisi’nin minaresinin ayrı bir özelliği vardır.
Taş kaide üzerinde burmalı ve yivli olarak yapılmış olup, Osmanlı taş işçiliğinin en güzel örnekleri arasındadır.
Minare caminin kuzeybatı köşesinde, son cemaat yerinin başlangıcında kare bir çıkıntı yapmaktadır ve buradaki bir kapıdan da minareye çıkılır.
Minare kaidesi kesme taştan, son cemaat yeri saçak hizasına kadar yükselir.
Burada bir frizle kesildikten sonra yivli olarak gövde başlamaktadır.
Başlangıçta dik olan bu yivler 1,5 metre sonra sağa doğru kıvrılarak burmalı yivler meydana getirir ve şerefe altında da zikzaklar halinde sona erer.
Minare gövdesinin yivleri arasına lacivert renkli Kütahya çini parçaları yerleştirilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder