Mimarı Mesut oğlu Ahmet’tir.
Mescidin minaresinin şerefeden yukarı kısmı uzun yıllar yıkık kaldığı için Güdük Minare ismi ile tanınmıştır.
Bu minare 1889 yılında tamamlanmıştır.
Mescit 80 m2’lik bir alanda kare planlı, küçük bir yapı olup duvarlarının yarısı taş, yarısı da tuğladandır. Mescidin kuzey ve güney cephelerinde devşirme taşlar kullanılmış bu yüzden de duvar örgüsü düzensiz bir görünümdedir.
Mescidin son cemaat mahalli bulunmamaktadır.
Ancak kuzey duvarındaki bazı izler burada bir son cemaat yeri olduğunu göstermektedir.
Mescide doğu cephesindeki sivri kemerli bir kapıdan girilmektedir.
Bu kapının üzerinde dikdörtgen bir pano içerisine alınmış firuze renkli, sekiz köşeli yıldız ve lacivert renkli haçvari çinilerden oluşan bir bezeme görülmektedir.
Bu panonun üzerinde de Selçuklu sülüsü ile yazılmış yedi satırlık kitabesi bulunmaktadır.
Kapının iki yanında lahit parçalarının üzerine oturtulmuş iki sütun kapıya daha gösterişli bir görünüm vermiştir.
Kare planlı mescidin üzeri tromplu, tuğladan bir kubbe ile örtülmüştür.
Kare planlı mescidin üzeri tromplu, tuğladan bir kubbe ile örtülmüştür.
Buradaki trompların iki yanına at nalı şeklinde nişler yerleştirilmiştir.
İç mekân kuzey ve batıdaki pencerelerle aydınlatılmıştır.
Mihrap nişi dört dizi mukarnaslı olup, bazı kaynaklarda burasının çinilerle süslü olduğu belirtilmişse de günümüze hiçbir iz gelememiştir.
Girişin hemen yanındaki merdivenle çıkılan mahfil son tadilatlar esnasında yapılmıştır.
Mescidin güneydoğu köşesinde bulunan minare kare taşlardan yapılmış kaide üzerinde, sekizgen tuğladan silindirik gövdelidir.
Mescidin güneydoğu köşesinde bulunan minare kare taşlardan yapılmış kaide üzerinde, sekizgen tuğladan silindirik gövdelidir.
Minare kürsüsündeki yatay ve dikey firuze renkli sırlı tuğlaların yanında nişler halinde lacivert ve firuze çini levhalar yerleştirilmiştir.
Bu çiniler de giriş kapısındaki bezemede olduğu gibi dökülmüştür.
Minarenin en ilginç yanı kürsünün doğu cephesindeki sırlı tuğlalar arasına yerleştirilmiş niş içerisindeki kuş figürlü iki çini levhadır.
Bu çinilerin bir Selçuklu sarayı veya köşkünden buraya getirildiği sanılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder