Mescid-i Sukyâ, Medîne, Suûdî Arabistan
Sukyâ Mescidi, Suûdî Arabistan'ın Medîne şehrinde, Sukyâ Mahallesi'nde
Sa'd'ın Yeri denilen yerde, Amberiye'de bulunan tren istasyonunun
içerisinde, istasyonun güneydoğu tarafında bulunmaktadır.Sukyâ Mahallesi'nde bulunmasından dolayı da bu mescide Sukyâ Mescidi denmiştir.
Mescid-i Sukyâ, ilk olarak Emevi halifelerinden Ömer b. Abdülaziz zamanında inşa edilmiştir.
Mescid, muhtelif zamanlarda tamirat ve tadilatlardan geçmiştir.
Son şeklini ise Osmanlı zamanında almıştır.
Mescid, Osmanlı sonrasında zamanla harap olmuştur.
Harap olan bu mescidin yerine bugün Suudîler tarafından, Osmanlı devrinde yapılan şekline uygun biçimde yeni bir mescid inşa edilmiştir.
Ortadaki kubbe, diğer iki kubbeden büyüktür.
13 x 5 m. ebatlarında ve alanı 65 m²' dir.Bu zarif mescidin minaresi yoktur.
Çevre duvarları taş olup üst kısımları dendanlıdır.
Mescidin bulunduğu mevki öteden beri mübarek bir yer olarak kabul edilmiştir.
Burası kainatın sultanı Rasûl-i Ekrem (ﷺ) Efendimizin Bedir Savaşı için yola çıktığında ordusuyla konakladığı bir mevki olup, eskiden şehrin merkezine bir mil mesafede idi.
Medine’den Mekke’ye giden yol üzerindeki bu yerde bir çok kuyu bulunmakta ve ismine de “Büyütu’s-Sukyâ” denilmekteydi.
Buradaki Bi'r-i Ebû İnâbe isimli kuyunun kenarında ordusunu durduran Peygamberimiz (ﷺ) askerlerinin sayılmasını emretmiş, düşmanla çarpışamayacak kadar küçük olan bazı sahabesini tekrar Medine’ye döndürmüştür.
Yaşları 10-15 arasında değişen bu kahraman çocuklar arasında, cennetle müjdelenmiş sahabelerden Sa'd b. Ebî Vakkâs Radıyallâhü Anh'ın henüz 16 yaşında bulunan kardeşi Umeyr Radıyallâhü Anh de bulunmaktaydı.
O. yaşının küçüklüğünden dolayı geri çevrileceğinden korkup asker arasında gizlenmesine rağmen Rasûlullâh’a (ﷺ) arzedilince, Efendimizin (ﷺ): “Geri dönmelisin ey Umeyr” sözü üzerine ağlamaya başladığından kendisine müsade edilmiş, bunun üzerine boyundan daha uzun olan kılıcı ağabeyi tarafından bağlanan kahraman Umeyr, Bedir’e kadar gidip orada yiğitçe savaştıktan sonra şehid düşmüştür.
Bedir’de şehid olan 14 sahâbenin arasında bu şerefli ve fedakâr gencin de ismi vardır.
Rasûlullâh (ﷺ) Efendimiz bir gece konakladığı Bi’r-i İnâbe’den su çekilmesini emredip askerlerine dağıttırmış, kendisi de bu sudan içip abdest almıştır.
Rivâyete göre kuyudan çekilen bir kırba su, Rasûlullâh’ın (ﷺ) mucizesiyle bütün askerlere dağıtıldığı halde tüketilememiştir.
Efendimizin (ﷺ) bugünkü ismiyle “Mescid-i Sukyâ”nın bulunduğu yerde konaklamış olması, Ensâr’ın ileri gelenleri tarafından hayra yorulmuş olup onlardan birisi: “Yâ Rasûlullâh! Senin bu yere inmeni, ashabının burada durdurulup sana arzedilmiş olmasını ben hayra tevil ediyorum. Zira daha evvelki yıllarda bizim yahudilere galip geldiğimiz bir sefer esnasında biz de burada konaklamış, sonra da düşmanlarımız üzerine yürümüştük. Umarım ki Kureyşle karşılaşırsak, Allah senin gözünü aydın edecektir.” demiştir.
Gerçekten Bedir Harbinde kazanılan büyük zaferle sahabenin temennisi gerçekleşmiştir.
Hz. Ömer Radıyallâhü Anh de Medine’de baş gösteren bir kıtlık esnasında yağmur duası için buraya gelmiş ve Rasûlullâh (ﷺ) Efendimiz’in amcası Hz.Abbas (r.a) ile beraberken:
“Ya Rabbî! Biz sana peygamberimizle (ﷺ) beraber iken yalvarıyorduk ve sen bize yağmur veriyordun. Şimdi de Efendimizin (ﷺ) amcası Hz.Abbas Radıyallâhü Anh ile beraber yalvarıyoruz, bize yağmur ver!” diye dua etmiş ve müslümanlar, az sonra yağan bolca rahmet ile dualarının kabul olduğuna şahid olmuşlardır.
Hz.Ali şöyle anlatmıştır:
Rasûlullâh ile beraber yola çıktık.
Aşere-i mübeşşere'den Sa’d ibni Ebî Vakkâs’a ait olan Harretü'sSukyâ'ya varınca Rasûlullah Sallallâhü Aleyhi ve Sellem, bana: "Abdest suyunu getiriniz" buyurdu.
Abdest aldı ve kıbleye dönerek şöyle duâ etti:
"Allah'ım! İbrahim senin kulun ve dostun idi, Mekke halkı için sana bereket duasında bulundu.
Ben de senin kulun ve Peygamberinim.
Medine halkı için; Sana dua ediyorum, Medine halkının ölçeklerini Mekke halkına bereketli kıldığın iki misli bereketli kıl.
Her bereketle birlikte iki bereket kıl." (Tirmizi, 68. Bölüm: Hadis: 3914)
Hicaz Demiryolunun son durağı olan Medîne Garı, Sultan II. Abdülhamid tarafından Medîne'de yaptırılan abide eserlerden biridir.
Sevgili Peygamberimizin (ﷺ) ruhaniyeti rahatsız olmasın diye gar binası Medîne şehir girişine yapılmıştır ve trenden inenlerin yönü Ravza istikametidir.
Böylece trenden inenler ilk önce Rasûlüllâh (ﷺ) Efendimizin Kabr-i Şeriflerini görecekler ve onu
selâmlayacaklardır.
Ayrıca Peygamber Efendimiz (ﷺ) rahatsız olmasın diye "Medîne’nin merkezine kadar raylara keçe döşeyin" emrini verir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder