Selimiye Camii, İstanbul'un Üsküdar İlçesinde Selimiye Kışlasının karşısında bulunmaktadır.
Kadıköy-Beşiktaş vapurundan Haydarpaşa Limanı önünden geçerken Selimiye kışlasının yanında muhteşem bir görünüşü vardır.
Sultan Selim kısa bir müddet sonra kazan kaldıran yeniçerilerin kurbanı oldu.
Cami, Muvakkithane, çeşme ve bir sebil ile birlikte inşa edilmiştir.
Caminin deniz tarafına da Selimiye Kışlası yaptırılmıştır.
Ayrıca Selimiye adı ile anılan kadife ve kumaş imalathaneleri ile bir hamam da inşa ettirilmiştir.
Hatta bu son tesisler için Galata Sarayın fazla arazisi zirai 50 kuruşa satılarak camiye tahsis edilmiştir.
Dört yönden giriş verilmiş geniş bir avlunun ortasına yapılmıştır.
Batılı mimari tarzın tesirinde kalmıştır.
Cami mimari planı kare formda olup barok stilindedir.
Caminin yanında sıbyan mektebi, hayrat hademesi odaları ile Hünkar Dairesi yer almaktadır.
Sonradan 1954-1959 yıllarında esaslı tamirler yapılmıştir.
Ayrıca; inşa edildiği ilk yıllarda cami minaresi çok kalın görüldüğü için minare taşları yontulup inceltilmeye çalışılmıştır.
1823
yılında şiddetli bir lodos fırtınasında minarelerden biri tamamen,
diğeri kısmen çökmüş ve daha sonra bu minareler tekrardan yapılmıştır.
Ahmed
Nureddin Efendi’nin baş mimar olduğu dönemde kesme taştan yapılan
caminin mimarının kim olduğu kesin olarak bilinmemektedir.
Kare harim merkezi tek kubbe ile örtülmüştür.
Caminin beş pencere dizisine sahip 14.60 m çapındaki kubbesi, dört küçük kubbeyle desteklenmiştir.
Kubbeyi tutan kemerler aynı stilde konsollarla kuvvetlendirilmişlerdir.
Üç
ulu çınarın gölgesinde güzel bir bahçe içinde yer alan Camii bol
pencereli, büyük açık kemerler üzerinde yükselen kubbeye ve köşelerde
zarif ağırlık kulelerine sahiptir.
İçerisi, dışarısı
kadar göz alıcı değilse bile çok sayıda pencereleri ile bol ışıklı ve
ferahtır. Mihrabı ve minberi somakiden olan bu caminin mermer ve tahta
işçiliğinde birer ustalık eseri olduğu söylemek güç değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder