Dikbasan (Dilbasan, Fasih) Camii, Karaman
Dikbasan (Fasih) Camii, Karaman'ın Mansur Dede Mahallesi'nde bulunmaktadır.
Günümüzde Dikbasan Camii adıyla bilinen bu tarihi cami 1917 tarihli Karaman haritasında hem İslâm Alfabesi hem de Latin alfabesiyle “Dilbasan Camii” adıyla anılmaktadır.
Bu cami Konya Vakıflar Müdürlüğü’ndeki kayıtlarda “Cami-i Fasîh der Mahalle-i Şahruh der Lârende” şeklinde geçmekte ve bu ibareden caminin Dikbasan adını sonradan aldığı anlaşılmaktadır.
Bazı kaynaklarda ise camiye Fetih Camii de denildiği ifade edilmektedir.
1500 yılında II.Bâyezid adına yazılan Karaman Vakıfları Defterleri’nde de caminin adı Fasîh olarak geçmekte ve bu camiye muhtelif gelirlerin vakfedildiği görülmektedir.
Caminin Mihrabı
Cami, kitabesinde yazıldığı üzere 1493 yılında Fasîh tarafından yapılmıştır.
Başka bir görüşe göre Dikbasan Camii Karamanoğulları devrinde 1436-1437 yılları arasında yaptırılmış, 1493-1494 yılları arasında da tamir ettirilmiştir.
Üst örtü, daha önce yığma sütun ve kemerler üzerine düz toprak damlı iken, sonradan kiremit çatı yapılmıştır.
Düz tavan doğrudan 12 sütun üzerine oturur.
Kemerleri taşıyan sütunların yan taraflarına konsol ve sarkıtlar işlenmiştir.
Minberi, ahşap malzeme ile birbirine geçmeli olarak yapılmış ve geometrik motiflerle bezenmiştir. Şerefesinin altı mukarnaslarla süslü olan tuğla minaresi sonradan yapılmış ve 1901 yılında da tamirat görmüştür.
Dikbasan Camii’nin kitabesi bulunmamaktadır.
Bununla birlikte mihrap duvarında bulunan çini bir levha üzerinde 1436 tarihi yazılıdır.
Bu tarihin cami ile ilgili olup olmadığı da kesin değildir.
Ancak caminin mimarî üslubundan XV.yüzyıl Karamanoğulları dönemine ait olduğu bilinmektedir.
Cami enine dikdörtgen planlı olup, ibadet mekanı üç sıra halinde dörder paye ile dört sahna ayrılmıştır.
İslam mimarisinde Kûfe tipi camiler grubundandır.
Eserin kuzey ve güney duvarları kesme taştan, diğer iki duvarı da taş üzerine kerpiçten yapılmıştır.
İç mekandaki payeleri birbirine bağlayan kemerlerin yan tarafları, konsollar stalaktitlidir.
İbadet mekanının üzeri paye ve kemerlerin taşıdığı düz toprak damla örtülü olmasına rağmen sonradan kiremit çatı ile kaplanmıştır.
Taştan mihrap çağına uymayan son derece kötü kalem işi ve yağlı boyalarla süslenmiş ve caminin görünümünü bütünüyle bozmuştur.
Minber kündekâri tekniğinde ahşap olup, geometrik şekillerle bezenmiştir.
Minaresi tuğladan, yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli olup, 1901 yılında yenilenmiştir.
Camiye doğu, batı ve kuzey yönünde olmak üzere üç kapıdan girilmektedir.
İç mekân enine genişleyen ve doğu-batı yönünde uzanan bir özelliktedir.
Dıştan dışa yaklaşık 18.55x37.00 m. genişliğindedir.
Evliya Çelebi, Dikbasan Camii’nin minaresi olmadığını yazmaktadır.
Fakat Hacıbeyler Camii’nde olduğu gibi bu mabedin de günümüzde minaresi vardır.
1960’lı yıllarda inşa edildiği söylenen ve caminin kuzey köşesinde yer alan minareye giriş, cami içerisindendir.
Caminin doğu ve batı köşesi kesme taş kaplama, diğer yerleri ise sıvalıdır.
İçerisindeki süslemelerde 19. yüzyılın sonlarına ait desenlere rastlanmaktadır.
Sapancalı Hüsnü Bey’e göre de bu mabedin bir ismi Cami-i Fasîh’tir.
Köhnebedesten Mahallesi’nde bulunmaktadır ve Karaman’ın en büyük camilerindendir, minaresi yoktur.
Kapısının sol köşesinde üst tarafta dikdörtgen şeklinde iki mermer bulunmaktadır ve bu mermerlerden biri üzerinde bulunan haç işaretini caminin imamına rica ederek kendisi kırdırmıştır.
Tarihi bilinmeyen caminin 900-1000 yıllarında yapılmış olduğu rivayet edilmektedir.
Tertibat-ı dâhiliyesi Arabzade Camii gibi mavili beyazlı kalın çizgilerden ibarettir.
Caminin doğusunda eskiden bir medrese bulunmakta idi fakat tekke ve zaviyeler kapatıldıktan sonra burası önce satılmış sonra da yıkılmıştır.
Buradaki medrese, Dikbasan Mektebi olarak da anılıyordu.
Mektebin hocası Ak Hafız idi.
Karaman’ın elektrik ihtiyacını karşılamak için yapılan proje ve ekindeki haritayı çizdiren Hacı Sami Tartan da burada okumuştur.
Dikbasan Camii’nin hemen yanında bir sarnıç ve çeşme de vardı ve bu çeşmenin üstündeki süslü taşta 1845 tarihi kazılmıştı.
Bu tarihin çeşmenin yapılış tarihini gösterdiği iddia edilmektedir.
Ancak çeşmenin mimari özelliklerinden yola çıkarak bu yargıya varmak mümkün değildir.
1980’li yılların sonlarına doğru bu çeşme Karaman Lisesi’nin bahçesine taşınmıştır.
Ancak bu çeşmenin daha önce Mansurdede Mahallesi’nde, Dikbasan Sokağı’nda caminin kuzeydoğusundaki giriş kapısının karşısında bulunduğu bilinmektedir.
Kıble tarafında bulunan mezarlık ise çevre düzenleme ve yenileme çalışmaları esnasında yok edilerek yerine şadırvan yapılmıştır.
18. yüzyılda camiye imamın dışında şeyh, vaiz, mütevelli ve hatip ataması yapılmıştır.
Bu durum caminin merkezi bir özellik taşıdığına işarettir.
Gerçekten de 1917 yılı Karamanının merkezi yerinin Dikbasan Camii ve çevresi olduğu anlaşılmaktadır.
Zira harita üzerindeki yön çizgisi de burası esas alınarak çizilmiştir.
Dikbasan Camii sanki Karaman’ın ulu camii olabilecek nitelik ve konumdadır.
Ancak sonradan şehir planı buna göre geliştirilmemiş ve caminin önüne yaptırılan iş hanı burayı ikinci plana itmiş ve cami, merkez olma özelliğini kaybederek binalar arasında sıkışıp kalmıştır.
Kaynak: 1917 TARİHLİ KARAMAN HARİTASI VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ isimli çalışma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder