Ayşe-Gülbahar Hatun Camii, Trabzon'un Merkez Ortahisar İlçesi'nde, şehir merkezinin batısında, Zağanos Köprüsü’nün yakınında yer almaktadır.
Külliye; cami, imaret, medrese, hamam, sıbyan mektebi ve türbeden meydana gelmiştir.
Sıbyan mektebinin yerine de 1899 yılında günümüzdeki Gülbahar Hatun İlköğretim Okulu yapılmıştır.
Trabzon’daki Türk eserleri arasında Gülbahar Hatun Camisi’nin ayrı bir yeri ve ehemmiyeti vardır. Atapark diye isimlendirilen alanda yer alan bu camiyi Sultan II. Bâyezîd’in karısı ve Yavuz Sultan Selim’in annesi Ayşe-Gülbahar Hatun yaptırmıştır.
Ancak caminin kitabesi günümüze ulaşamadığından inşa tarihi ve mimarı kesinlik kazanamamıştır.
Bununla birlikte, caminin yanında bulunan Ayşe-Gülbahar Hatun Türbesi’nin H.911 (1505–1506) tarihi biraz ışık tutmaktadır.
Büyük bir ihtimalle Gülbahar Hatun Camii de aynı tarihlerde yapılmıştır.
Eser, çeşitli devirlerde birçok tadilat geçirmişse de orijinal durumundan pek fazla uzaklaşmamıştır. Caminin giriş kapısı üzerindeki H.1301 (1885) tarihli kitabe tamirat kitabesidir.
Cami koyu gri ve sarımtrak beyaz taştan yapılmıştır.
Cami koyu gri ve sarımtrak beyaz taştan yapılmıştır.
Caminin ters T veya zaviyeli camiler plan tipinde olduğu, tadilatlar münasebetiyle de geç devir özellikleri taşıdığı görülmektedir.
İbadet mekânını örten ana kubbe 15.00x15.00 m. ölçüsünde olup, pandantiflerin yardımıyla dört duvar üzerine oturtulmuştur.
Bu mekânın yanlarında ters T’nin kolları ise cemaate daha çok yer kazandırmak amacıyla son yıllarda yıkılarak ortadan kaldırılmıştır.
Evliya Çelebi bu camiden söz etmiştir:
“Aydınlık bir camidir.
“Aydınlık bir camidir.
Çok sağlam vakfiyesi vardır.
Polathane ismi ile anılan Akçaabat da bu caminin vakıflarındandır.
Ayrıca daha başka vakıf köyleri vardır.
Yekpare kubbesi içinde nice kandiller yanar.
Duvarlarının bir sıra taşları cilalıdır.
Bir sofa beyaz ve cilalı taşlarla yapılmıştır.
Bu caminin bitirilmesinde ebced hesabıyla H.920 (1514–1515) eder”.
Ayrıca cami avlusunun dört bir yanında yüksek odalarla süslenmiş bir medresesi olduğunu söyleyerek buradaki görevlilere de temas etmiştir:
“İmam ve talebeye aydan aya vakıf tarafından belirli vazife, et ve mum parası verilirdi”
“İmam ve talebeye aydan aya vakıf tarafından belirli vazife, et ve mum parası verilirdi”
Bugün bu medreseden günümüze hiçbir iz gelememiştir.
Son cemaat mahalli, baklava başlıklı altı sütunun taşıdığı kemerler üzerine oturan beş kubbeden oluşmaktadır.
Son cemaat mahalli, baklava başlıklı altı sütunun taşıdığı kemerler üzerine oturan beş kubbeden oluşmaktadır.
Kubbelerin içleri 1905 yılında yapılan tadilat esnasında kalem işleriyle bezenmiştir.
Beyaz kesme taştan, 1.20 m. kalınlığındaki cami duvarları üzerine kubbe oturtulmuştur.
Son derece güzel aydınlatılan caminin mihrabı mermerden beş bölümlüdür.
Baklava motifleriyle sonuçlanan mihrabın boyanmış oluşu, onu doğal güzelliğinden uzaklaştırmıştır.
Burada dolaşan yazı frizi caminin h.1301 (1803) yılında onarım geçirdiğine işaret etmektedir.
Sekizgen bir kaide üzerinde, caminin sağında yer alan minare iki sıra siyah, bir sıra beyaz taşların işlenmesiyle meydana gelmiş olup mukarnaslı, tek şerefelidir.
Sekizgen bir kaide üzerinde, caminin sağında yer alan minare iki sıra siyah, bir sıra beyaz taşların işlenmesiyle meydana gelmiş olup mukarnaslı, tek şerefelidir.
Ayrıca caminin önündeki şadırvan önceden buradaki bir avluya işaret etmektedir.
Günümüze oldukça iyi bir durumda gelen bu şadırvan, 1967 yılındaki tamirat esnasında yenilenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder