Şeyh Tavus Mehmet-el Hindî (Tavus Baba) Türbesi, Meram, Konya
Tavus Baba Türbesi, Konya'nın Merkez Meram İlçesi, Yorgancı Mahallesi, Tavus Baba Sokağı üzerinde, Hatipoğlu Tavus Baba Camii ve Hasbey Mescidi’nin (Meram Mescidi) batısında bulunmaktadır.Türbenin inşa tarihi, banisi, ustası ve türbede yatan kişi hakkında bilgi veren herhangi bir kitabe veya vesika mevcut değildir.
Günümüze gelebilen bölümler göz önünde bulundurulduğunda türbenin, mevcut hâliyle XIII.yy.da yapılmış olduğu düşünülmektedir.
Şeyh Tavus Mehmet-el Hindî (Tavus Baba) Hazretleri'nin Sandukası
İlk hâlinden sadece cenazelik katı günümüze kadar gelebilen türbenin üst kısmı tamamıyla yıkılmıştır.
İç kısımda tuğla, dışta ise moloz taşla örülü duvarlara sahip dikdörtgen planlı cenazelik katı, üstte çapraz tonozla örtülüdür.
Cenazelik katından yola çıkarak eserin özgün hâli ile eyvan tarzında bir türbe olduğu anlaşılmaktadır.
Kübik bir görünüm sergileyen eserin dışta duvar yüzeyleri oldukça sadededir.
Türbeye doğuda bulunan kapıdan girilmektedir.
Dış kısımda görülen sadelik içeride de devam etmektedir.
Eserin ortasında özgün olmayan, harçla sıvanmış bir sanduka bulunmaktadır.
İnsanların rahat giriş-çıkış yapabilmesi için türbenin doğudaki kapısı genişletilmiş, kuzey duvara bir pencere açılmış ve bunların yanı sıra mekânda genişletme yapılmış, böylelikle eserin özgün hâli tamamıyla yok edilmiştir.
Son yıllarda tadilattan geçirilen türbenin üzeri oluklu kiremit kaplı çatı ile kapatılmıştır.
Tavus Baba diye her gün adı yüzlerce insan tarafından anılan bu zatın kim olduğunu ve hangi devirde yaşadığını yakın zamana kadar kimse bilmiyordu.
Basında eski ve sarıklı bir külah vardır.
Milli Kütüphane Müdürü Mes’ud Koman'ın Konya’da elde ettikleri bazı eserler bu mechuliyet perdesini kaldırdı.
Bu eserlerden İsmail bin Seyid Muhammed Şerif bin İbrahim’in (757-1356) tarihli “Tezkiretüliberi velasar fi bahsil-ü-memi velemsar” adlı arapça bir risalesinde Selçuk Sultanı I.Alaeddin Keykubad’ın zamanındaki ulema, şuara, ve meşayıh zikrolunurken Tavus Baba’nın ismi de (Şeyh Tavus-ı Hindi) diye geçmektedir.
Yine Abdülkadir bin Ahmed bin Süleyman El-Efsûsi’nin (923 -1517) tarihli küçük Farisi Selçuk ve Karaman oğulları tarihinde, Sultan II.Rüknüddin Süleyman devrinde Konya’ya uzak ve yakın diyarlardan bir hayli alim ve şairin gelişini ve bu meyanda Şeyh Zahirüddin Faiyabi ile Şeyh Tavus Mehmed’inde bulunduğunu görüyoruz.
Ünsi’nin Şehname-i Selçukunda da, Konya’daki Ariflerden, Gazilerden bahsolunurken:
Heme arifan gaziyan saf beste
Her ca ba bezmi in şir araste
(Şeyh Osman Rum hem Tavus ata
Alemşah gazi serhengi Ebülvefa
şeklinde beytlere tesadüf ediyoruz.
Heme arifan gaziyan saf beste
Her ca ba bezmi in şir araste
(Şeyh Osman Rum hem Tavus ata
Alemşah gazi serhengi Ebülvefa
şeklinde beytlere tesadüf ediyoruz.
Bunlardan şu netice çıkıyor:
Tavus Baba'nın asıl adı Mehmet ve memleketi Hindistan imiş.
Tavus Baba'nın asıl adı Mehmet ve memleketi Hindistan imiş.
O zamanın meşayihından sayılıyormuş.
Anadolu Selçuklu Sultanlarından Rükneddin Süleyman II. ile oğlu Kılıç Arslan III, kardeşi Gıyasüddin Keyhüsrev I ve bunun oğlu İzzüddin Keykavus ile meşhur Alaüddin Keykubad devirlerinde Konya’da yaşıyormuş.
Selçuklu hükümdarlarının, kültür adamları ile meşayiha çok hürmet ve riayet gösterdiklerim işitince o zamana göre uzun bir mesafe olan Hind-Konya yolunun bütün müşkilat ve mezahimini iktidamdan çekinmemiş.
Fakat bu suretle de namım Konya’da ibkaya muvaffak olmuş.
Doğum ve ölüm tarihleri malum olmadığından müddet-i ömrünü tayin mümkün değildir.
Meram’daki türbesi, duvarları taştan ve sakafi tonos biçiminde tuğladan örülmüş, ufak bir ESERDİR.
Bir insan boyundan alçak olan kapışı gün doğuya bakmakta ve şimal cihetine açılmış küçük bir pencereden ışık almaktadır.
Türbenin içden içe boyu 4.30, eni 3 ve yüksekliği 2.5 metredir.
Hazretin yüksekçe olan merkadi tuğladan yapılarak beyaz kireçle sıvanmıştır.
Bu türbeyi 1884 tarihinden 1907 tarihine kadar Konya Mevlevihanesinde postnişin olan merhum Abdülvahid Çelebi’nin tamir ettirdiği rivayet olunmaktadır.
Duvarlarına ziyaretçilerin her biri kurşun kalemle birer şey yazmışlarsa da kayıt ve hıfza şayan olanlar görülememiştir.
Duvarlarına ziyaretçilerin her biri kurşun kalemle birer şey yazmışlarsa da kayıt ve hıfza şayan olanlar görülememiştir.
Konya’da Tavus Baba’dan başka Hindli diğer bir zat daha yatmaktadır.
Bu, Sultan II.Abdülhamid devri ricalinden Adliye Nazırı merhum Abdürrahman Paşa'ya mensup ve Söylemez lakabile maruf Şeyh Hüseyni Çeşti’dir.
Bu, Sultan II.Abdülhamid devri ricalinden Adliye Nazırı merhum Abdürrahman Paşa'ya mensup ve Söylemez lakabile maruf Şeyh Hüseyni Çeşti’dir.
Türbesi, Larende Camii önünden Meram’a giden yol üzerinde ve Kanlıgöl cihetindedir.
Şekli Selçuki türbeleri gibi ehrami olup dört duvarla çevrilmiş bir bahçe derunundadır.
Şeyh Hüseyin Hindistan’da münteşir Çeşti Tarikatını Konya’ya yaymak istemişse de muvaffak olamamıştır.
Merhum esmer tunç yüzlü, beyaz sakallı ve orta boylu bir zat idi.
Güzel talik yazışı vardı.
Ziyaretine gelenlere bir kaç tane kuru üzüm ikram ederdi.
Münzevi olduğundan çarşı ve pazara çıkmaz ve herkesle görüşüp konuşmazdı.
Meşrutiyet devrinde vefat etmiştir.
Meşahire ait hal tercümesi kitaplarında bizim Hindli Şeyh Mehmedimiz gibi Tavus lakabını almış diğer kimselere de tesadüf etmekteyiz.
Bunlardan biri tabiinden ve fukaha ve sulehanın ulularından Ebu Abdurrahman bin Kisaniyy-ül- havlaniyy-ül-Hemedanî’dir.
Hicretin 106 senesinde Mekke’de irtihal buyurmuşlardır.
Emevilerden Abdülaziz halife olduğu zaman ona yazdığı mektupta “işlediklerinin tamamen hayır olmasını istersen ehli hayrı kullan” diye nasihat vermiş, o da bu nasihati çok beğenmişti.
Oğlu Abdullah bin Tavus da Abbasî halifesi Mansur'a bazı hakikatleri cesurane söylemekten çekinmemişti.
Name-i Danişveran-ı Nasırı eşrafı haseniyye ve sadatı hüseyniyye'den Seyyid Muhammed’e yüzünün güzelliği ve ayaklannın çirkinliği münasebetiyle (Tavus) lakabının verildiğini okuyoruz.
Bunun oğulları İran’ın büyük alim ve müelliflerinden Cemalüddin Ahmed ve Gıyasüddin Abdülkerim de İbn-i Tavus lakabıyla şöhret bulmuşlardır.
Bunlar altıncı ve yedinci hicri asır ricalindendirler.
Bunlar altıncı ve yedinci hicri asır ricalindendirler.
- https://www.konyapedia.com/makale/3492/tavus-baba-turbesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder