Hunat Hatun Külliyesi, Kayseri'nin Merkez Melikgazi İlçesi'nde Kayseri kalesinin doğusunda, şehri çevreleyen surların dışında yer almaktadır.
Külliye; 1237-1246 yılları arasında I.Keykubat'ın karısı, II.Keyhüsrev'in annesi Mahperi Hunat Hatun tarafından yaptırılmıştır.
Külliyeyi oluşturan eserlerden biri olan Cami, kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre; 1238 yılında tamamlanmıştır.
Buradaki üç satırlık mermer kitabede mealen şöyle yazılıdır:
“Bu mübarek caminin inşasını Keykubat oğlu, yüce sultan din ve dünyanın koruyucusu, fetihler sahibi, Keyhüsrev devrinde, Şevval 635 (Mayıs 1238) yılında büyük alim, kanaatkâr, dünya ve dinin yüz akı, hayırlar fatihi, Melike, oğluna emretti. Allah Onun varlığını devamlı kılsın, gücünü arttırsın”.
Külliyeyi oluşturan eserlerden biri olan Cami, kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre; 1238 yılında tamamlanmıştır.
Buradaki üç satırlık mermer kitabede mealen şöyle yazılıdır:
“Bu mübarek caminin inşasını Keykubat oğlu, yüce sultan din ve dünyanın koruyucusu, fetihler sahibi, Keyhüsrev devrinde, Şevval 635 (Mayıs 1238) yılında büyük alim, kanaatkâr, dünya ve dinin yüz akı, hayırlar fatihi, Melike, oğluna emretti. Allah Onun varlığını devamlı kılsın, gücünü arttırsın”.
Caminin Mihrab, Minber ve Vaaz Kürsüsü
Caminin doğu kapısındaki kitabede ise burasını
”Bu mübarek mescidin inşasını din ve dünyanın yüzakı Mahperi Hatun emretti ” denilerek, yaptıranın hüviyeti açığa kavuşturulmaktadır.
”Bu mübarek mescidin inşasını din ve dünyanın yüzakı Mahperi Hatun emretti ” denilerek, yaptıranın hüviyeti açığa kavuşturulmaktadır.
Selçuklu döneminde ”Huvand” ünvanı Selçuklu Saray ailesine mahsus bir ünvan olarak verilmektedir.
Mahperi Hatun da bu ünvanı kullandığı için Cami Huvand’dan Türkçeleşerek ”Hunat Camii” olarak adlandırılmıştır.
Mahperi Hatun da bu ünvanı kullandığı için Cami Huvand’dan Türkçeleşerek ”Hunat Camii” olarak adlandırılmıştır.
Klasik Selçuklu planında, 52.30x43.70 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı bir eser olup, kuzey-güney yönünde uzanan geniş bir orta sahın ile onun yanındaki üçer sahından meydana gelmiştir.
İbadet mekanının üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüştür.
Kubbe dışındaki bölümlerin üzerleri tonozlarla örtülüdür.
Bunlardan doğuda 10, batıda da 7 tonoz örtüsü vardır.
Kubbe ve tonozları iki kubbe arasındaki toplam 48 paye taşımaktadır.
Mihrap önü kubbesi ise günümüze orijinal durumunu koruyarak gelebilmiştir.
Ancak üzerindeki yapıldığı dönemin özelliğini yansıtan külahı yıkılmış ve günümüze gelememiştir.
Caminin Müezzin Mahfili
İbadet mekanının üzerini örten kubbe kitabesinden öğrenildiğine göre 1899 yılında Sultan II.Abdülhamid tarafından yaptırılmıştır.
Yüksek bir kasnak üzerindeki bu kubbenin 1726-1727 yıllarındaki tadilatında konulan kubbe üzerine yapıldığı bilinmektedir.
Mihrap, mermer sütuncuklar ve mukarnaslı olup, çevresi geometrik taş oymalarla süslenmiştir.
Ayrıca istiridye motifli üç niş de onu tamamlamıştır.
Minber, devrinin özelliğini taşıyan kündekari tekniğindedir.
Maalesef bu minberin üzerindeki yazılardan bir kısmı kazınmış ve boyanmıştır.
Yüksek bir kasnak üzerindeki bu kubbenin 1726-1727 yıllarındaki tadilatında konulan kubbe üzerine yapıldığı bilinmektedir.
Mihrap, mermer sütuncuklar ve mukarnaslı olup, çevresi geometrik taş oymalarla süslenmiştir.
Ayrıca istiridye motifli üç niş de onu tamamlamıştır.
Minber, devrinin özelliğini taşıyan kündekari tekniğindedir.
Maalesef bu minberin üzerindeki yazılardan bir kısmı kazınmış ve boyanmıştır.
Caminin Şadırvanı
Cami’nin üç kapısı vardır.Bunlar, kuzey, batı ve doğuya açılmaktadır.
Ana kapı batıdadır.
Bu kapının girişte sol tarafında, caminin kuzey ucunda, Mahperi Hatun’un türbesi bulunmaktadır.
Caminin doğu ve batıdaki giriş kapıları Klasik Selçuklu üslubunda geometrik motiflerle çevrelenmiş ve abidevi bir görünüş kazanmıştır.
Kapıların giriş kemeri üzerinde Kuran’dan alınma ayetlerden oluşan bir friz dolaşmaktadır.
Caminin minaresi batı taç kapısı üzerinde köşk-minare şeklinde 1139 tamiratında yapılmıştır.
Caminin orijinal Selçuklu minaresi bulunmamaktadır.
Büyük ihtimalle ezan doğu duvarının iç yüzündeki taş merdivenlerden çıkılarak damda okunuyordu.
Sonradan Osmanlı devrinde caminin batı taç kapısı üzerine altı ayaklı taş bir minber-minare yapılmıştır. Zeminden 47.5 cm. yükseklikte, 1.56x1.39 m. ölçüsündeki dikdörtgen kaideli yekpare taştan yapılmış minare 5 m. yüksekliğindedir.
Konik biçimde oyulmuş sivri kemerli cepheler yekpare taştandır.
Minare şerefesinin tavanı içten düz, çatısı da dışarıya çıkıntılı saçaklarla tamamlanmıştır.
Külahın kaidesi ise kare planlı yekpare taştandır.
Caminin doğu ve batıdaki giriş kapıları Klasik Selçuklu üslubunda geometrik motiflerle çevrelenmiş ve abidevi bir görünüş kazanmıştır.
Kapıların giriş kemeri üzerinde Kuran’dan alınma ayetlerden oluşan bir friz dolaşmaktadır.
Caminin minaresi batı taç kapısı üzerinde köşk-minare şeklinde 1139 tamiratında yapılmıştır.
Caminin orijinal Selçuklu minaresi bulunmamaktadır.
Büyük ihtimalle ezan doğu duvarının iç yüzündeki taş merdivenlerden çıkılarak damda okunuyordu.
Sonradan Osmanlı devrinde caminin batı taç kapısı üzerine altı ayaklı taş bir minber-minare yapılmıştır. Zeminden 47.5 cm. yükseklikte, 1.56x1.39 m. ölçüsündeki dikdörtgen kaideli yekpare taştan yapılmış minare 5 m. yüksekliğindedir.
Konik biçimde oyulmuş sivri kemerli cepheler yekpare taştandır.
Minare şerefesinin tavanı içten düz, çatısı da dışarıya çıkıntılı saçaklarla tamamlanmıştır.
Külahın kaidesi ise kare planlı yekpare taştandır.
Külah üç parçalı taştan yapılmıştır.
Bu minber minarenin inşa tarihi kesinlik kazanamamakla beraber yanındaki büyük minarenin XIX.yüzyılın sonunda yapıldığı düşünüldüğünde, bu minarenin daha önce yapıldığı da açıklık kazanmaktadır.
Ayrıca portalin yanında cami duvarına bitişik olan kesme taştan yuvarlak gövdeli büyük minare Sultan II.Abdülhamid tarafından 1900-1901 yılında yaptırılmıştır.
Bu minber minarenin inşa tarihi kesinlik kazanamamakla beraber yanındaki büyük minarenin XIX.yüzyılın sonunda yapıldığı düşünüldüğünde, bu minarenin daha önce yapıldığı da açıklık kazanmaktadır.
Ayrıca portalin yanında cami duvarına bitişik olan kesme taştan yuvarlak gövdeli büyük minare Sultan II.Abdülhamid tarafından 1900-1901 yılında yaptırılmıştır.
Caminin Şadırvanı
Medrese,
Kayseri’deki emsallerinin en büyüklerinden ve inşa tarzı bakımından da
en güzellerindendir. Batı cephesindeki kapısından girilir.
Karşıda büyük bir eyvan vardır.
Eyvanın iki tarafında ise iki büyük oda bulunmaktadır.
Yan taraflarda da diğer küçük hücreler yer almaktadır.
Giriş kapısının yanındaki iç merdivenlerden medresenin damına çıkılabilmektedir.
Medrese zaman zaman tadilat görerek günümüze kadar gelmiştir.
Halen, etnoğrafya müzesi olarak kullanılmaktadır.
Karşıda büyük bir eyvan vardır.
Eyvanın iki tarafında ise iki büyük oda bulunmaktadır.
Yan taraflarda da diğer küçük hücreler yer almaktadır.
Giriş kapısının yanındaki iç merdivenlerden medresenin damına çıkılabilmektedir.
Medrese zaman zaman tadilat görerek günümüze kadar gelmiştir.
Halen, etnoğrafya müzesi olarak kullanılmaktadır.
Caminin İçinden Bir Görünüm
Kesme taştan inşa edilmiş
olan Hunad Hatun Külliyesi, cami, medrese, hamam ve türbe bölümlerinden
oluşur.
Külliyenin dikdörtgen planlı medresesi bugün Kayseri Etnoğrafya Müzesi olarak kullanılmaktadır.
Külliyenin piramit külahlı sekizgen türbesinin içinde üç sanduka bulunmaktadır.
Külliyenin hamamı çifte hamamdır.
Hamamın hem erkekler bölümünün kubbesi hem de kadınlar bölümünün kubbesi tuğla ile inşa edilmiştir.
Külliyenin hamam bölümünde yapılan son restorasyon sırasında bazı çiniler ortaya çıkarılmıştır.
Cami, mihraba paralel 8 sahından oluşmaktadır.
Mihrap önü kubbesi bulunan cami, Malatya Ulu Camii planını aksettirmektedir.
Erzurum Ulu Camii mihrap önü gibi bir genişleme söz konusudur.
Binanın taç kapı ve mihrap kısmı süslemeli olup geometrik bezeme kullanılmıştır.
Medrese ise dıştan kale görünümünde iken zamanla burçları yıkılmıştır.
Tek katlı iki eyvanlı açık avlulu medrese plan tipindedir.
Ana eyvanı süsleme kuşağı çevrelemektedir.
Külliyenin dikdörtgen planlı medresesi bugün Kayseri Etnoğrafya Müzesi olarak kullanılmaktadır.
Külliyenin piramit külahlı sekizgen türbesinin içinde üç sanduka bulunmaktadır.
Külliyenin hamamı çifte hamamdır.
Hamamın hem erkekler bölümünün kubbesi hem de kadınlar bölümünün kubbesi tuğla ile inşa edilmiştir.
Külliyenin hamam bölümünde yapılan son restorasyon sırasında bazı çiniler ortaya çıkarılmıştır.
Cami, mihraba paralel 8 sahından oluşmaktadır.
Mihrap önü kubbesi bulunan cami, Malatya Ulu Camii planını aksettirmektedir.
Erzurum Ulu Camii mihrap önü gibi bir genişleme söz konusudur.
Binanın taç kapı ve mihrap kısmı süslemeli olup geometrik bezeme kullanılmıştır.
Medrese ise dıştan kale görünümünde iken zamanla burçları yıkılmıştır.
Tek katlı iki eyvanlı açık avlulu medrese plan tipindedir.
Ana eyvanı süsleme kuşağı çevrelemektedir.
Medresede de geometrik süslemeler
hakimdir.
Aslan başı şeklinde çörtenlere sahiptir.
Bütün külliyede kesme taş malzeme kullanılmıştır.
Türbede ise farklı bir özellik olan mukarnaslı kaidesi ilgi çekici özellik yansıtmaktadır.
Aslan başı şeklinde çörtenlere sahiptir.
Bütün külliyede kesme taş malzeme kullanılmıştır.
Türbede ise farklı bir özellik olan mukarnaslı kaidesi ilgi çekici özellik yansıtmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder