4 Eylül 2010 Cumartesi

Ulu Camii, Elazığ

 Ulu Cami, Elazığ
Ulu Camii, Elazığ'da, Keşoğlu Meydanı’nda, kazı Bahçesi’ne giden yolun üzerinde bulunmaktadır.
Cami, Artuklu Hükümdarı Fahreddin Karaarslan tarafından 1156-1157 yılında yaptırılmıştır.

Anadolu’nun en eski ulu camilerinden biri olan bu yapı dikdörtgen planlı olup, mimari yapısı ile Artuklu ve Selçuklu döneminde yapılmış camilerden farklı bir görünümdedir.
Burada Selçuklu ve İran camilerinin plan ve şekilleri birleştirilmiş ve Anadolu’ya özgü bir yapı tipi ortaya konulmuştur.

 Ulu Cami'nin Minaresi, Elazığ
Caminin dışa kapalı bir görünümü olup, dış duvarları son derece kalındır.
Doğu ve batıda ibadet mekanına iki girişi bulunmaktadır.
Bunlardan batı kapısı daha yüksek ve dikdörtgen çerçeve içerisine alınmıştır.
Bu giriş hafif sivri kemer içerisinde basık kemerlidir.
Doğu kapısının kemeri ise sivri kemere çok daha yakın olup, iki yuvarlak sütuncuk ve dörtgen çerçevelerle sınırlandırılmıştır.
Harput Ulu Camii'nin İçinden Bir Görünüm
Caminin bu girişlerinden sonra içeriden avlu ve çevresindeki mekanlar ile üç bölüme ayrılmıştır.
Avlu ile birlikte caminin içten T şeklinde bir planı vardır.
İbadet mekanı kısa boylu payelere dayanan sivriye yakın tuğla kemerler ve beşik tonozlarla üst örtüyü taşımaktadır.
İbadet mekanı mihrap duvarına paralel iki nefli bir plan düzenindedir.
Mihrap önünde pandantifli bir kubbe vardır.
Mihrap ise iki zikzak dizisinin oluşturduğu bir çerçeve içerisindedir.
Caminin abanoz ağacından yapılmış minberi ise Kurşunlu Camisi’ne götürülmüştür.
Ulu Cami'nin Eğik Minaresi, Elazığ
Ulu Cami’nin en ilginç yönlerinden birisi de minaresidir.
Caminin minaresi hafif sağ tarafa eğik konumdadır.
Minare kaidesi tuğladan yapılmış ve çubuk şeklindeki yivlerle hareketli bir görünüm verilmiştir.
Minare gövdesi ise, kuşaklar halinde tuğla dizileri ile değişik şekiller ortaya koymuştur.
Burada geçmeli altı köşeli yıldızlar ve örgü motifleri boş yer bırakmamacasına tüm minare gövdesini sarmıştır.
Minarenin şerefeden yukarı olan kısmı oldukça uzun, dar ve silindiriktir.
Burada üzerinde durulacak bir nokta, tuğlanın hem yapı elemanı, hem de bezeme elemanı olarak kullanılmasıdır.
Bu yüzden de Artukluların diğer yapılarından ayrılmaktadır.
Şerefede palmetlerle süslenmiş taşların da ilginç bir görünümü vardır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder