Çorlulu Köse Bahir Mustafa Paşa Camii, Eyüp, İstanbul
Çorlulu Köse Bahir Mustafa Paşa Camii, İstanbul'un Merkez Eyüp İlçesi Otakçılar'da, İstanbul çevre yolunun yanındadır.1760'lı tarihlerde inşa edilmiştir.
Çorlulu Köse Bahir Mustafa Paşa Kimdir?
Çorlulu Köse Bahir Mustafa Paşa, Sultan I.Mahmut, Sultan III.Osman ve Sultan III.Mustafa'nın saltanat dönemlerinde (1 Temmuz 1752 - 16 Şubat 1755), (30 Nisan 1756 - 3 Aralık 1756) ve (29 Eylül 1763 - 30 Mart 1765) aralarıında üç kez sadrazamlık yapmış olan bir Osmanlı devlet adamıdır.
Çorlulu Ali Paşa, kethüdalığından vezir olan Sofi Abdurrahman Paşa'nın oğludur.
İyi eğitim görerek yetişti ve Damat İbrahim Paşa'nın aracılığı ile hassa silahşörü oldu.
Kendisine verilen işleri başarmasından dolayı Kapıcıbaşılık rütbesine yükseltildi.
Evvela ikinci imrahor olup, 7 Kasım 1749'da birinci imrahor Durak Bey'in vezirlikle kaptan Paşa olması üzerine onun yerine birinci imrahorluğa getirildi.
Bahir Mustafa Bey, Sadrazam Divittar Mehmet Paşa'nın azli gerekince Darüssaade ağası Beşir Ağa'nın 1 Temmuz 1752'de tavsiyesiyle ilk kez sadrazam oldu.
Sadarazamlığı sırasında kendisini sadarete tavsiye eden kızlar ağası Beşir Ağa idam edilmişti.
Bu sebeple bundan sonra saray Darüssaade ağalarının perde arkasından devlet işlerine ve sadrazamların bağımsızlıklarına müdahaleleri görülmedi.
Bahir Mustafa Paşa, Sultan I.Mahmut'un ölümüne kadar bağımsız olarak iş gördü.
Sadrazam iken 14 Aralık 1754'de Sultan I.Mahmut öldü ve yerine en yaşlı padişah oğlu olan kardeşi Sultan III.Osman hükümdar oldu.
III.Osman tecrübesiz ve kararsız bir hükümdardı.
Saltanata geçmesinden iki buçuk ay geçmeden sadrazamın saraya yakın bazı aleyhtarlarının telkinleri dolayısıyla 17 Şubat 1755'de Bahir Mustafa Paşa'yı sadaretten azletti.
Yerine Anadolu valisi olan Hekimoğlu Ali Paşa, üçüncü kez sadrazam olarak atandı.
Bahir Mustafa Paşa önce Midilli'ye sürgüne gönderildi ise de çok geçmeden 8 Haziran 1755'de affolunarak Mora muhassallığı görevi verildi.
1 Nişan 1756'da 28 Mehmet Sait Paşa'nın sadaretten azil edildi ve yerine Bahir Mustafa Paşa ikinci kez sadrazam tayin edildi.
Sık sık sadrazam değiştiren III.Osman, Bahir Mustafa Paşa'yı bu defa dokuz buçuk ay sadarette bıraktı ve 16 Ocak 1756'da onu sedaretten azletti.
Azledildiği zaman, malları müsadere edilmeden, Rodos adasına sürgüne gönderildi.
Bahir Mustafa Paşa'nın yerine, iktidar ve yeteneklerinden bahis ile Şam valiliğine tavsiye ettirmiş olduğu Halep valisi Koca Ragıp Mehmet Paşa getirildi.
Fransa elçisi Vergennes hatıralarında Bahir Mustafa Paşa'nın azli sebebinin bilinmediğini ve Babiali'ye gelen hattı hümayunda ihmalkarlığından şikayet edildiğini yazmıştır.
Fransa elçisi, Şehzade Mehmet'in ölümünden beri sadrazamın gayet metin göründüğünü beyan etmektedir.
Bu biraz kapalı olan diplomatik bir ifadedir.
Bu ifadenin bir tefsirine göre, Fransız elçisinin, sadrazamın azil edilmesinin büyük ihtimalle şehzadenin ölümü münasebetiyle halkın gösterdiği infial gösterilerinden de ortaya çıktığı ima ettiği düşünülmektedir.
Diğer taraftan da bir sadrazamın azil edildiği zaman genellikle mallarının müsadere edilerek devletçe alınması olağan olduğu için Bahir Mustafa'nın mallarının müsadere edilmemesi de dikkati çekmiştir.
Yeni sadrazam Koca Ragıp Paşa, Şam valiliğine gönderilmesi sırasında kendisi hakkında padişaha güzel tavsiyede bulunmuş olan Bahir Mustafa Paşa'nın sürgünde kalmasını istememekteydi.
Onu bir fermanla taltif ettirdikten sonra bir memuriyete tayin kılınacağını müjdeledi ve bundan başka sürgün yerini de Midilli'ye naklettirdi.
Bahir Mustafa Paşa Ağustos 1757'de ise Eğriboz adası muhafızlığı ile Karlıeli sancağına tayin ettirdi.
30 Ekim 1757'de Sultan III.Osman öldü ve padişahlığa bir takım ilaçlarla kendisini zehirlenmekten koruyan Şehzade Mehmet'in kardeşi III. Mustafa geçti.
Bahir Mustafa Paşa'ya 11 Haziran 1758'de Mısır valiliği görevi verildi.
Haziran 1760'de işe oradan azlolunarak Cidde valisi olarak atandı.
Fakat Bahir Mustafa Paşa bu göreve gitmek istemeyerek Mısır'da oturmayı tercih etti.
Ocak 1762'de ise Halep valiliğine tayin edildiği ilan edildi.
Fakat katledileceğinden korkan Bahir Mustafa Paşa Halep'e de gitmeyip Mısır'da Bulak mevkiine çekildi. Haziran 1762'de kendisine teminatı havi bir ferman gönderildi ve aynı zamanda, Mısır defterdarını yerini bırakarak, çöl ağzında bulunan stratejik önemi olan Halep'e hemen hareket etmesi emredildi.
Bahir Mustafa Paşa'yı idam edilmek için vesile sayılabilecek diye korktuğu sedaret icraatı, büyük bir ihtimalle III. Osman'ın emriyle boğdurulan Şehzade Mehmet'in katline muvafakat etmiş olmasıdır.
III.Osman, şehzadelerin büyüklerinin katilleri için bazı sadrazamları yoklamış olduğu ve bu arada Hekimoğlu Ali Paşa'ya da bu fikrini söylemiş olduğu ama onun her şeyi göze alarak bu teklifi ret etmiş olduğu İstanbul politik çevrelerinde çok kişi tarafından bilinmekteydi.
II.Osman bu tip bir teklifi ikinci sadaretinde Bahir Mustafa Paşa'ya da yapmıştı.
O da bu teklife muvafakat vermiş ve sonucunda şehzadelerin en büyüğü olan 42 yaşında bulunan ve güzide bir şehzade olan Sultan III. Ahmet'in oğlu Mehmet siyaset edilip öldürülmüştü.
Bahir Mustafa Paşa'nın Mısır'dan Cidde'ye naklinde kendisine gönderilen fermanda görüldüğü gibi onun vesveseye kapılıp oradan ayrılmaması ve Halep'e naklinde de aynı suretle korkması Şehzade Mehmet'in ölümüyle ilgili olduğu bazı kaynaklar tarafından belirtilmiştir.
Bunlar arasında Fransa elçisinin de kaydı ve "Hadikatü'l-Vüzera" zeyli'nde Bahir Mustafa Paşa'nın biyografisi içinde bulunan bir birkaç cümle sadrazam hakkındaki şüpheleri ifade eden kaynaklardır.
Eğer bu gerçekse, III. Osman'dan sonra tahta geçen III. Mustafa'nın kardeşi Şehzade Mehmet'in ölümünde rolü olan Bahir Mustafa Paşa'dan bu suretle öç almak istemesi muhtemel görülmektedir.
Bahir Mustafa Paşa 1 Kasım 1763 de Tevkii Hamza Hamit Paşa'nın yerine üçüncü defa sadrazam olarak görevlendirildi.
Halep'den gelerek mühr-i hümayunu aldı.
Daha sonra da III. Mustafa'nın kızı Şah Sultan'a namzet oldu.
Bahir Mustafa Paşa bu son sadaretinde kendisinin paraya düşkünlüğü yaygın şikayet konusu oldu.
Vezir-i azamların haşlarından olan Kıbrıs varidatına zam yaparak oranın karışıklığına sebep olduğu kabul edilmektedir.
Ayrıca gerek İstanbul'da ve gerek taşra eyaletlerinde birer vesile ile suçlandırma suretiyle paralar aldığı ve bu paraları bazı binalara sarf ettiği söylentileri çok yaygınlaşmıştı.
Bu haberler Sultan III. Mustafa'ya erişince padişah bu durumu teftiş ettirdi.
Sadrazamın bu icraatları ortaya çıktığı zaman Sultan III. Mustafa kapalı ve gayet nazik bir surette kendisini ikaz etti.
Diğer taraftan Bahir Mustafa Paşa çeşitli bahaneler bularak yaptıklarını saklamak istedi.
Sadrazamın makamını üçüncü kez işgalini onu çekemeyenlerin tesirleriyle 30 Mart 1765 de mühr-i hümayun Bahir Mustafa Paşa'dan alındı.
Paşa iki gün sarayda hapis edilip ve sorgulamaya tutuldu.
Sonra da Midilli adasına sürgün edildi.
Yerine Muhsinzade Mehmet Paşa sadrazam oldu.
Kendisinden mühür alındıktan sonra azli ile yetinilmesi uygun iken İstanbul'dan uzaklaştıktan sonra da saraya onun aleyhinde şikayetler yağdırılması sona ermedi.
Bunlardan aksi olarak etkilenen Sultan III. Mustafa sabık sadrazamın arkasından kendisini Midilli'ye götürmeye memur Kelleci Osman Ağa'ya bir bostancı hasekisi ile gizlice bir hatt-ı hümayun gönderip onun idam edilmesini emretti.
Nisan 1765'de Midilli'de boğularak kesik başı İstanbul'a getirilip teşhir edildi.
Kesik başı sonra Otakçılar tarafında yaptırmış olduğu Nakşibendi tekkesine gömüldü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder