Alaaddin Camii'nin İçinden Bir Görünüm
Alâeddin Camii’nin süslemesinde taş işçiliği dikkat çekicidir.
Camiden saraya geçişi sağladığı sanılan kapı Selçuklu sanatının sade ve zarif motifleri ile bezenmiştir.
Büyük sivri kemerin alt kısmında yivli birer sütun bulunmaktadır.
Üzerindeki kemer yuvarlağının ortasında bir daire içerisinde birleşen, iç içe yarım yuvarlak geçmeler bulunmaktadır.
Kapının söveleri kabartma bezemelerle boş yer kalmamacasına doldurulmuştur.
Girişin üstünde de dört kollu yıldızlar ve Mührü Süleyman ile bir de kitabe bulunmaktadır.
Alaaddin Camii'nin Kubbesi
Alaaddin Camii'nin Mihrabı
Caminin ibadet mekânındaki kubbe ve mihrapta kalan izlerden içerisinin çinilerle kaplı olduğu anlaşılmaktadır.
Mozaik kakma tekniğindeki bu çinilerde rozetler ve örgü motifleri dikkati çekmektedir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 1968 yılında cami içerisinde yaptığı restorasyon çalışmaları sırasında mihraba ait çini parçaları bulunmuştur.
Caminin minberi ceviz ağacından olup, üzerindeki kufi kitabede Sultan Kılıçaslan’ın oğlu Sultan I.Mesut’un ismi yazılıdır.
Minber kündekâri tekniğinde geometrik motiflerle bezenmiştir.
Caminin minberi, üçbinden fazla parça ahşabın birbirine geçme tekniği ile birleştirilmesinden ve hiç çivi kullanılmadan meydana gelmiştir.
Buradaki her figürün farklı bir manası vardır.
Minberin yapımı 40 sene sürmüş.
Caminin restorasyonu sırasında İstanbul'da muhafaza edilmiş ve restorasyon tamamlanınca yerine tekrar konulmuş.
Caminin üstü tamamen ağaçla örtülüdür.
Cami içine ısıtma tesisine, hatta ışıklandırma sistemi kurulmasına bile cami zarar görebilir diye izin verilmemektedir.
Cami, ibadet ve ziyaret için her gün 9:00 - 17 arası açıktır.
Caminin içinden avluya açılan bir kapı var.
Oradan avluya geçerek hem Konyayı seyredilebilir, hem de 8 adet Selçuklu Sultanının Yattığı Türbeleri görülebilmektedir.
Alâeddin Camii’nde Selçuklular döneminden kalma halılar bulunuyordu.
Caminin minberi, üçbinden fazla parça ahşabın birbirine geçme tekniği ile birleştirilmesinden ve hiç çivi kullanılmadan meydana gelmiştir.
Buradaki her figürün farklı bir manası vardır.
Minberin yapımı 40 sene sürmüş.
Caminin restorasyonu sırasında İstanbul'da muhafaza edilmiş ve restorasyon tamamlanınca yerine tekrar konulmuş.
Caminin üstü tamamen ağaçla örtülüdür.
Cami içine ısıtma tesisine, hatta ışıklandırma sistemi kurulmasına bile cami zarar görebilir diye izin verilmemektedir.
Cami, ibadet ve ziyaret için her gün 9:00 - 17 arası açıktır.
Caminin içinden avluya açılan bir kapı var.
Oradan avluya geçerek hem Konyayı seyredilebilir, hem de 8 adet Selçuklu Sultanının Yattığı Türbeleri görülebilmektedir.
Alâeddin Camii’nde Selçuklular döneminden kalma halılar bulunuyordu.
Bu halıları Alman Konsolosu J.H.Löytved 1905’te bulmuş ve bu halılar İstanbul’daki Efkaf-ı İslamiye Müzesi’ne (bugünkü Türk ve İslam Eserleri Müzesi) gönderilmiştir.
Bu halıların yanı sıra camide küfi yazılı Kur'an-ı Kerim'ler de bulunmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder