Ulu Camii, Mersin'in Tarsus ilçesinde Cami-i Nur Mahallesi’nde bulunmaktadır.
Cami-i Kebîr ya da Cami-i Nûr diye de bilinmektedir.
Caminin inşası, 1579 yılında Ramazanoğlu Beyi Piri Mehmet Paşa'nın oğlu İbrahim Bey tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bugün etrafındaki türbe ve imaret, kuzey doğusunda ise 1895'te ilave edilen saat kulesi ile büyük bir külliye görünümünü muhafaza etmektedir.
Kesme taştan 47.00x13.00 m. ebatlarında dikdörtgen planlıdır.
Kuzey, doğu ve batısında 14 baklava başlıklı mermer sütunun taşıdığı bir revak dizisi bulunmaktadır.
Caminin kuzey yönündeki avludan ibadet mekânına görkemli bir kapı ile girilmektedir.
Giriş kapısı Memlüklü özelliklerini yansıtan siyah-beyaz mermerlerle kaplıdır.
İbadet mekânı merkezi bir kubbe ile örtülüdür.
Kubbeyi taşıyan tropların oturduğu sütunlar yarı sivri kemerlerle birbirlerine bağlanmıştır.
Yarım yuvarlak niş şeklindeki minberi, mihrabı ve müezzin mahfili mermerden yapılmıştır.
Cami, Tarsus'un en ışıltılı tarihi eseridir.
İbrahim Bey tarafından yaptırılan cami, Ramazanoğlu Beyliğinin Tarsus'taki en mühim eseridir.
Ramazanoğlu Beyliğinin merkezi Adana olmasına rağmen, Adana Ulu Camii'nden daha büyüktür.
Enver Kartekin, bu durumu şöyle izah eder:
"III.İbrahim Bey, Tarsus 'ta Sancakbeyliği yapmış ve bu şehrin dini ehemmiyetini anlamıştı.
Bunun için; geçmiş dönemlerde birçok dinler için yapılan ibadethanelerden daha güzeli olmak üzere buraya bir cami yaptırmayı münasip görmüştü".
Bu görüş muhakkak ki çok isabetlidir.
Kırkkaşık bedesteni olarak arnlan yapı ve batısındaki dükkan suası ile külliye oluşturur.
Ramazanoğlu Kubat Paşa'nın inşa ettirdiği Kubat Paşa Medresesi'ni de bu külliyenin bir parçası olarak görmek mümkündür.
Caminin hem kapısında, hem minberinde, 1579 yılında inşa edildiği kayıtlıdır.
Fakat minaredeki kitabede 1362-63 tarihi kayıtlıdır ki, camiden 200 sene kadar evvel yapıldığını belirler.
Caminin kiliseden çevrilmiş bir bina olduğu konusundaki yanlış kanaatin düzeltilmesi gerekir.
Tarsus'un ilk fethinde, Tarsus'ta bir cami yapıldığı, bu caminin 788 yılının eylül ayında tamamlandığı bilinir.
O cami, bölgenin Bizanslılara geçmesinden sonra kiliseye ("Aziz Peter ve Sofya" kilisesi olabilir) çevrilmiştir.
Caminin Tarsus'un İkinci kez fethinde ise yeniden camiye dönüştürüldüğü anlaşılır.
Minare de bu zamanda yapılmış olmalıdır.
Bu durumda, İbrahim Bey'in camiyi yaptırmasından evvel burada bir cami ya da mescit bulunduğu, İbrahim Bey zamanında bunun yıkıldığı ve yalnız minarenin kaldığı anlaşılır.
Şimdiki caminin, söz konusu mescidin yerine ve daha büyütülerek yapıldığı düşünülmelidir.
Tarsus'ta şimdi, zaten kiliseden dönüştürülmüş ve "Eski Cami" adı verilmiş bir cami vardır.
Caminin bilinen tamirat ve tadilatları, 1896-97 ve 2008 tarihlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder