Eyüp Sultan Camii, Eyüp, İstanbul
Eyüp Sultan Camii, İstanbul'un Eyüpsultan İlçesinde Haliç kıyısında bulunmaktadır.Cami olmasının ötesinde mukaddes bir ziyaret yeridir.
Fatih Sultan Mehmet 1453 yılında Ebu Eyyüb el-Ensari Hazretlerinin Türbesini yaptırdıktan beş yıl sonra 1458 tarihinde Eyüp Sultan Camiini yaptırıp ibadete açtı.
Camiye ilave olarak bir medrese, bir hamam, bir imaret ve bir çeşme de inşa edilmişti.
Bu eserler Eyüp Sultanı çokça ziyaret edilen bir merkez haline getirdi.
Türbe civarında yerleşim de hızla arttı.
Özellikle Anadoludan getirilip yerleştirilen Müslüman Türk nüfusu sayesinde buraya kısa zamanda sadece Müslüman ahalinin oturduğu bir mahalle kuruldu.
Eyüp Sultan Camii'nin Tarihçesi, Eyüp, İstanbul
Fatih Sultan Mehmed’in yaptırdığı cami ve diğer eserler zaman içinde meydana gelen depremler ve diğer afetler neticesinde harab olmuş, sadece hamam ve türbe yapıldığı şekliyle günümüze kadar gelmiştir.Cami en büyük hasarı 1766 yılında meydana gelen depremde gördü.
Bu depremin akabinde yapılan onarım yetersiz kalınca, otuz yıl sonra Sultan III. Selim (1789-1807) tarafından yeniden inşa edildi.
Eyüp Sultan Camii'nin Şadırvanı
III. Selim, çıkardığı fermanda önce caminin Fatih tarafından yapıldığı şekliyle aslı korunarak onarılmasını istemiş, ancak bunun mümkün olmadığı mimarlar tarafından belirtilince tamamen yıkılmasını emretmiştir. Temeli 1798 yılında yeniden atılan cami, Mimar Uzun Hüseyin Ağa nezaretinde 28 ay gibi kısa bir zamanda tamamlandı ve 1800 tarihinde bizzat Sultan tarafından ibadete açıldı.
Caminin harem avlusu ve içinde bulunan şadırvan, imam-hatip, müezzin-kayyum ve türbedar odaları, muvakkithane, hünkar mahfiline giden rampalı merdiven ve onun devamı olan ahşap asma kat gibi günümüzde hala varlığını koruyan kısımlar da yine III. Selim tarafından caminin yeniden yapılışı esnasında ilave edilmiştir.
En Son Tamir
Eyüp Sultan Camii ve Türbesi’nin kapsamlı son tamiri, 1956-1958 yılları arasında dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in özel talimatıyta Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılmıştır.
Eyüp Sultan Camii dikdörtgen planda, mihrabı çıkıntılıdır.
Merkez kubbe altı sütun ve iki filayağına müstenit kemerlere yaslanır, etrafında yarım kubbe, ortasında Eyüp Sultan türbesi, sandukasının ayak ucunda bir pınar, avlu ortasında asırlık bir çınar bulunmaktadır.
Cümle kapısı önündeki Sinan Paşa kasrı 1798'de yıktırılmıştır.
Yerinde ulu bir çınar ağacı gölgesinde etrafı parmaklıklı bir set ve çimen sofa vardır.
Parmaklığın dört köşesinde dört çeşmecik bulunur.
Bunlara hacat çeşmeleri, kısmet çeşmeleri denir.
Tamir edildikten sonra camiyi açıp namaz kılan Sultan III. Selim Mevlevi olduğu için parmaklıkların üzerinde mevlevi sikkeleri vardır.
Dış avlunun caddeye açılan iki kapısı vardır.
İç avlu 12 sütuna müstenit 13 kubbelidir.
Avlunun ortası şadırvandır.
Türbe tek kubbeli, 8 köşelidir.
Türbe methalinde nakşı kademi saadet, sağında sebil bulunur.
Tarihi kaynaklar bu semtin Bizans devrinde de kutsal bir mahal olduğunu; aziz bir kimsenin yatırının ziyaret edilerek yağmur duaları yapıldığını kaydeder.
Camii etrafı ve civar yamaçlar mezarlıklarla çevrili olup, meşhur Pier Loti kahvesi de buradadır.
İstanbul aşığı şair ve yazar Loti sık, sık buraya gelerek Haliç'in o zamanki güzel ve doyumsuz manzarasını seydermiş.
Dolunay gecelerinde bu küçük kafeden ve terastan görünen seyredenlere unutulmaz anılar yaşatır.
Mihrab eyvandır, minber mermerdir.
Mihrab tarafı hariç üç tarafı galerilidir.
Son cemaat yeri önünde 6 sütunlu ve 7 kubbeli bir revak vardır.
Mermer cümle kapısı üzerinde 9 sıralık bir kitabe vardır.
Bu kitabenin ilk sırasında şunlar yazmaktadır:
Zehi münkadı emri gerdgar zılli Rabbani
Serefrazı cihandaranı asrın şahı devranı
Menarı nurfeşan sultan selim hanı bülend ikbal
Bilin gülbank dahi iyledi pür cümle azani.
Bu kadar çok kabir, türbe, lahit başka bir camide iç içe geçmemiştir.
Serviler ve mezarlıklar cami çevresini uhrevi bir mekan yapar.
Necip Fazıl, Fevzi Çakmak, Ferhat Paşa, Mehmet Paşa, Siyavuş Paşa, Beşir Fuad, Ahmet Haşim, Ziya Osman Saba, Sokullu Mehmet Paşa burada yatmaktadır.
Fatih Sultan Mehmet'ten sonra, padişahlar asırlarca Eyüp Sultan Camii'nde kılıç kuşanmışlardır.
Bunu Fatih başlatmış, ilk kılıcı Fatih'e Akşemseddin kuşatmıştır.
Padişahlar Sinan Paşa Köşkü'nden kayıkla Bostan iskelesine gelir, camide iki rekat namaz kılar, şeyhülislam kılıcı kuşatırdı.
Caminin dış avlusunda sebil bulunmaktadır.
Üç pencerelidir.
Bayramlarda ve özel günlerde şerbet dağıtıldığı için şerbethane denilmiştir.
Eyüp Sultan Hazretleri'nin Türbesi
İmaretEyüp Camii civarında Fatih Sultan Mehmed'in yaptırdığı imarette günde iki kere yemek pişirilirdi.
Normal günlerde pirinçli, buğdaylı yemek çıkarken Ramazan ayında etli yemek dağıtılırdı.
Özel günlerde, cuma ve kandillerde, zerde ve zerbaç, pilav çıkarılıp fakirlere verilirdi.
Evliya Çelebi'nin İfadesiyle Eyyüb
Evliya Çelebi, Eyüp'ü şöyle anlatmaktadır:
"Eyyüb şehri, İstanbul'un batı tarafındadır.
İstanbul'a denizden dokuz mil ve karadan iki saattir.
Ama yine istanbul'a bitişik olup arasında asla boş arazi yoktur.
Baştanbaşa mamurdur.
Fakat başka hükümettir.
Fatih kanununa göre beşyüz akça mevleviyettir.
… karşı tarafı deniz karşısında Sütlüce kasabasıdır.
Arası bir ok atımı yerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder