18 Ağustos 2010 Çarşamba

Bayezid Camii ve Külliyesi














II. Bayezid tarafından 1505 yılında inşa edilen külliye; kendi adını verdiği semtte, dağınık bir şekilde bina edilmiştir. Cami, medrese, hamam, kervansaray, tabhane ve sıbyan mektebinden müteşekkil olan külliyenin mimarının kim olduğu tam olarak netlik kazanmış olmasa da külliyenin Mimar Hayreddin ya da Mimar Kemaleddin tarafından bina edildiği düşünülmektedir. Son dönemlerde yapılan araştırmalarla birlikte ise Yakupşah bin Sultanşah isminin ön plana çıkmaya başladığı görülür.
Külliyenin ana elemanı olan cami; Osmanlı mimarisinin sergilendiği açık hava müzesi görünümündeki mekânın, öne çıkan öğelerinden biri olmayı başarmıştır. Ortasında güzel bir şadırvan bulunan, kubbeli revaklarla çerçevelenmiş zemini mermer döşeli iç avlu; caminin ana kütlesine açılır. Cümle kapısının üstündeki celi sülüslü cami kitabesi ise Hattat Şeyh Hamdullah’a ait olup; kitabeden caminin 1500 ile 1505 yılları arasında inşa edildiği anlaşılmaktadır. 
Kare plan üzerine inşa edilen caminin tavanını süsleyen 16.78 m çapındaki kubbenin ağırlığı kemerler aracılığıyla dört sütuna bindirilmiş; bu kubbeyi destekleyen iki yarım kubbe ile harimin tavan örtüsü meydana getirilmiştir. Ayrıca, Harimin iki yanında dörder kubbeyle örtülü olan yan mekânlarla birlikte, cami iki yönde genişletilmiş; on sütun üzerine oturan hünkâr mahfili ise sağ taraftaki kubbeli dizinin kıble yönündeki son kubbenin altında konumlandırılmıştır. Mukarnas işçiliğin göze çarptığı bu hünkâr mahfilinin yanı sıra; minber, mihrap ve müezzin mahfilindeki taş işçilik yapının estetik görüntüsünde etki sahibidir. Caminin girişinin iki yanında uzanan kanatsı çıkıntılar, caminin ilk yapıldığı zamanlarda tabhane olarak tasarlanmış; ama daha sonraları bu tabhanelerin cami ile arasındaki duvar kaldırılarak, tabhaneler cami alanı içine dâhil edilmiştir. Caminin mukarnaslı minareleri tabhanelerin uçlarına yerleştirildiği için iki minare arasında 79 metrelik bir açıklık oluşmuştur. Bu minarelerden 1954 yılında tamir edilen sağ taraftaki minare özgün süslemelerini büyük ölçüde korumuş, bilinmeyen bir tarihte restore edildiği düşünülen sol taraftaki diğer minare ise sağdakine nazaran daha sade kalmıştır.
Bayezid Külliyesi’nin imareti ve kervansarayı, günümüzde Bayezid Devlet Kütüphanesi tarafından kullanılmaktadır. Ayrıca; Bayezid Meydanı’nın Laleli’ye bakan cephesinde bulunan medrese binası ise, bugün Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi tarafından kullanılırken; İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin yanındaki Patrona Halil ismiyle de anılan külliye hamamı ise, son aylarda İstanbul Üniversitesi tarafından kapsamlı şekilde restore edilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder