La'al (Ağa) Paşa, Karamanoğlu Alaüddin Beyin kölelerinden idi.
Asıl adı Musa idi.
Ve Karamanoğlu Beyliği'nde şehzade eğitmenliği de yapmıştır.
Laal Paşa, önceleri Karamanoğlu Alaeddin Bey'in kölesi olarak Beyliğe dahil olmuştur.
La'al Ağa'da gördüğü kabiliyeti takdir eden Alaüddin Bey, onu âzâd edip yani kölelikten çıkarıp hür bir adam haline getirmişti.
Hususi ve resmi devlet işlerinde gösterdiği yüksek başarıdan dolayı kendisini Niğde Kalesi Dizdarı yapmıştı.
Mut'ta bulunduğu esnada kasabanın içine cami, medrese. hamam yaptırmış.
Bunların yaşamaları için vakıf gelirler koymuştu.
La'al Paşa'nın her kölede olduğu gibi doğum tarihi ile Karamanoğullarına nasıl intisap etmiş olduğu belli olmadığı gibi mezarı ve ölüm tarihi belli değildir.
Cami avlusu duvarı ile Çınarlı Park'ın duvarları arasından çarşı caddesi geçer.
Bu cadde, kasabanın ikinci işlek caddesidir.
(Birinci işlek cadde ise Mut-Karaman yolunun kasaba içinden geçen kısmıdır.)
Mut'un en muhteşem yeri de burasıdır.
Burada kısmen enkaz haline gelmiş kale burçları ve surları ile çevrilen iç kale, tek kubbeli ve revaklı minareli La'al Paşa Camii, iki tane sivri külahlı Selçuk ve Karamanoğlu beyliğine ait türbe, yine kale içinde Ortaokul binası, çarşıya yaslanan ufak belediye sarayı ile beş tane azametli çınar, bu çınarların altından havuzdan havuza akıp ufak bir şelale ile Mut deresine boşalan bol sulu Kale Pınarı ki, işte eşine rastlanamayan ulu olduğu kadar, ruhları gönülleri kendine çeken asil bir topluluk...
Kale Pınarının suyundan bir defa içen, yedi sene sonra tekrar gelip bir daha içermiş.
"İki pınar, Beş çınar
Bunlar olmasa Mut, yanar"
Cami, dik dörtgen bir kaide üzerine kurulmuştur.
Aslında minaresi yoktu.
Caminin revakı yapılırken batıdaki revak kemeri üzerine çok zarif bir ezan kulesi yapılmış imiş.
1915 yılında revak ile beraber yıkıldı.
Cami yapılırken kullanılan taşlara, emek çekilmediği görülür.
Duvar yapılırken eşit ebatta taş seçilmemiş.
Eserde sağlamlığı ve güzelliği gösteren köşe taşlarında bile bu ihmali görüyoruz.
Burada La'al Paşa'nın taassup derecesinde dini bir karaktere sahip olduğu düşünülebilir.
Yaptırıp da Hak yoluna vakfedeceği bir ibadethanenin, Ören taşlarından yapılmasını gönlü uygun görmemiş, cami için yeniden taş ocaklarından taş kestirmiştir.
Bu düşünce yalnız camide değil, Laal Paşa Medresesinde ve Lal Paşa Hamamında da aynı dikkati gördük.
Caminin doğu, batı, güney cephelerinde Karamanoğlu mimari tipine uygun iki sıra üzerine dörder penceresi vardır.
Üstteki pencereler ufak ,alttaki pencere geniştir.
Kuzey cephesinde ise ortadaki cami kapısı, yanlarda kapıdan daha büyük ve yüksek sağlı sollu ikişer pencere var.
Bu kapı ve pencereler Osmanlı mimari tipinde-dir. Osmanlılar devrinde yapılan tamir yüzünden bu şekli aldığı tahmin edilebilir.
Laal Paşa Camii'nin giriş kapısı kuzey cephededir.
Doğu cephesindeki ufak kapı doğu köşeye daha yakındır.
Camiye buradan da girilip çıkılır.
Bu ufak kapıdan içeri girildiğinde kapı önünde rastlanan tahta merdivenle kadınlar mahfili dediğimiz ahşap ikinci kata çıkılır.
Camiinin bu iki kapıdan başka kapısı yoktur.
- Tarihçesi
- Mimarî Üslûbu
- Tamirat Kitabesi
- Camii'nin Yanındaki Kümbetler (Türbeler)
- La'al Paşa (Ağa) Kimdir?
- Fotoğrafları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder