1 Şubat 2023 Çarşamba

Ulu Camii'nin Müezzin Mahfili, Osmangazi, Bursa

Hz. Ömer Radıyallahü Anh'ın camide şehid edilmesinden sonra halifenin korunması maksadıyla Hz. Osman Radıyallahü Anh devrinde Mescid-i Nebevi’de yerden biraz yüksekçe ve etrafı korunaklı hususi bir bölüm oluşturulduğu bilinmektedir. 
Emeviler devrinden sonra bütün İslam dünyasında yayılan bu bölmelerin yer seviyesinde olanlarına maksure, fevkani olanlarına mahfil adı verilmiştir. 
Başlangıçta yalnızca halife veya devlet başkanları için yapılan bu bölmeler ilerleyen zamanlarda müezzinler ve hanımlar için de oluşturulmaya başlanmıştır.
Anadolu’da yapılmış en eski müezzin mahfili Beyşehir Eşrefoğlu Camii’nde görülür. 
Osmanlı mimarisinde bilinen ilk örneği ise Bursa Yeşil Cami’deki maksurelerdir. 
Osmanlı camilerindeki müezzin mahfillerinin hemen tamamı fevkani yapılmış, ses dağılımına uygun
olması amacıyla da konum olarak mihrabın karşısında haremin merkezi seçilmiştir. 
Harem bütünlüğünü bozmamak için taçkapı-mihrap aksının sağına konumlandırılmış ve çok yüksek
tutulmamıştır.

Ulu Camii Müezzin Mahfili mihrabın karşısındaki iki payeden batıdakine yaslanmıştır.
Mahfile payenin batı yüzünde 0.75 m. açıklığındaki ve 2.14 m. yüksekliğindeki ahşap bir kapıdan girilir. 
On iki basamaklı merdiven, payenin kuzeyinde bir koridor oluşturarak mihrabın karşısına tesadüf eden asma kata ulaştırır. 
Dokuz zarif ahşap direğin taşıdığı mahfilin, direk kaideleri hariç bütün aksamı ceviz ağacından yapılmıştır.
Direkler beyaz mermerden yapılmış kare prizmatik bir pabuca oturur. 
Yine beyaz mermerden ve yukarı doğru farsîlerle daraltılmış kaidelerin üzerinde yer alan 0.18 m. kalınlığındaki sekizgen direkler 3 m. yüksekliğindedir. 
Sütun başlıklarının altında çıtalarla oluşturulmuş silme bilezikler direklerin her bir yüzeyinde birer pano oluşturmuştur. 
Birbirinin tekrarı olan sütun başlıkları her bir yüzeye birer tane olmak üzere sekizerli akantus yapraklarıyla müzeyyendir.
Sütun başlıklarının üzerinde 0.24 m. kalınlığında kirişler uzatılmıştır. 
Kirişlerin üzerine yerleştirilen ahşap döşemeler asma katın zeminini oluşturmuştur. 

Müezzin Mahfili'nin Korkulukları

4.75 x 4.70 m. ebatlarındaki mahfil harem zemininden korkuluk seviyesine kadar 3.38 m. yüksekliğe kadar ulaşmaktadır.
Mahfilin alt kat maksuresi ile asma katın etrafı 0.52 m. yüksekliğinde yine ahşap korkuluklarla çevrilidir. 
Korkuluklar ahşap malzemeden dik kesim oyma tekniğinde her iki katta farklı motifler çalışılmıştır. 
Asma katın tavanı kiriş başlangıcı seviyesinde ahşap plakalarla kaplanmış, oluşan derzler çıtalarla bir bordür oluşturularak kapatılmıştır. 
Bordürün sınırladığı orta kısımda rokoko bir şemse, köşelerde ise köşebend oluşturacak biçimde,
şemseyle uyumlu rokoko ahşap işçiliği yer almıştır.
Aynı bordür ve motif düzeni, mahfilin yaslandığı ayağın kuzey yüzünde oluşan revak koridorunun tavanında da tekrar edilmiştir. 
Mahfile çıkan merdivenin kuzeye bakan yüzündeki boşluk, ahşap kaplamalarla örtülmüş; 1.13 x 2.95 m. ebatlarında mihrabiye biçimli kalemişi bir pano oluşturulmuştur.
Panonun üst kısmında mahfil inşa tarihini de gösteren Bursalı şair Rahîmî’ye ait bir beyit ile onun altında, ortasından bir kandil motifinin sarktığı yaşmaklı bir mihrabiye kompozisyonu çalışılmıştır.

Müezzin mahfilinde başlıca iki tür tezyinat görülmektedir. 
Bunlardan ilki ahşap işçiliğidir.
Mahfili taşıyan sekizgen sütun başlıkları, her bir yüze denk gelen tek sıra akantus yapraklarından oluşturulmuştur.
Mermer sütun kaidelerinin üzerine yerleştirilen sütun başlıklarına korkuluklarda denk gelen panolar dik kesim oyma tekniğinde çalışılmış, lakin sonradan üzerine birkaç kat koyu kahverenginde yağlı boya sürülmek suretiyle detayları kaybolmuştur. 
Mahfil maksuresinin etrafı 0.52 m. yüksekliğinde ahşap korkuluklarla çevrilidir.
Korkulukların üzerini örten küpeşte ve girişi temin eden korkuluk babası oldukça sade tutulmuştur. 
Sütunlar korkuluklar arasında tabii bir bölümlenme meydana getirmiş ve maksureye geçiş kuzeyde yarım bırakılan korkuluk boşluğuyla temin edilmiştir.
Korkuluklar 4,5 cm. kalınlığında tek parça ceviz ağacından dik oyma tekniğinde hazırlanmıştır.
Birbirini tekrar eden trabzanların ortasında dairesel bir madalyon ve bunun iki ucunda “S” kıvrımlarının teşkil ettiği panolar yer alır. 
Madalyon ortasında bir çökertme meydana getirilerek ortasına sekiz yapraklı bitkisel bir motif, yan panolarda da yarı stilize lale çiçeğini anımsatan motifler çalışılmıştır. 
Lale köklerinde beş noktalı soğanı işlenmiştir.
Madalyonların her iki ucuna yerleştirilen kulakçıklarla trabzan bütünlüğü temin edilmiştir.

Müezzin mahfilinin en önemli tezyin unsurları hiç şüphesiz merdivenin kuzey yüzünde ve yan aynalığında bulunan kalem işleridir. 
Nisan 1640 tarihinde Bursa’ya seyahat eden Evliya Çelebi Ulu Camii mahfili hakkında “Ve bir nakışlı müezzin mahfili vardır ki, güya cennet mahfilidir” ifadesini kullanır.
Mahfile çıkan merdivenin kuzey yüzünde merdiven boşluğunu kapatan 2.67 x 1.05 m. ebatlarındaki ahşap kaplamalar üzerinde kalem işi bir mihrabiye panosu oluşturulmuştur.
Panonun en üstünde Bursalı şair Rahîmî Abdürrahim Çelebi’ye ait 1.05 x 0.20 m. ebatlarında mahfilin inşasına ait tarih manzumesi yer alır. 
Dörder bölümlük iki satırda Ta’lîk hattı ile şu şiir yazılıdır:

Emr-i hakla Hacı Mustafâ çün
Tevliyet emrine oldu me’mûr 
Cânla sa’y edip ol ehl-i safâ
Etti bu mahfile sarf-ı makdûr

Hak budur mahfil-i zîbâ etti 
Rahmet-i Hakk-ile olsun me’cûr
Dedi itmâma Rahîmî târîh
Oldu ol mahfil-i dilkeş ma’mûr.

        Kaynaklar:
  1. https://www.akmb.gov.tr/
  2. Bursa Ulu Camii'nin Mimarî Özellikleri, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, Oğuzhan ÜRGEN, 2019.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder