Büyük Cami, Çorum'un Osmancık İlçesinde bulunmaktadır.
Osmancık Beyleroğlu Devleti Emiri Beyler Çelebi 1213 yılında yaptırmıştır.
Cami, Selçuklu mimari üslubunu yansıtan bir eserdir.
Kesme taş ve yer yer tuğladan yapılan cami, orijinal görünümünden uzaklaşmıştır.
Cami kareye yakın planlı olup üzeri kubbe ile örtülüdür.
OSMANCIK BEYLEROĞLU DEVLETİ
Büyük Selçuklu Devleti'nden sonra, Anadolu Selçuklu Devletleri'nin beylikler ve emirliklerinin Anadolu'da yaygınlaştığına şahit oluyoruz.
O zamanki şartlarda ulaşım, iletişimin güçlüğü ve bir merkezden geniş bir ülkenin yönetiminden doğan güçlükler dolayısıyla bu, bir zaruret, olarak görülmüştür.
Onun için de, belli, bir başbuğa bağlı, daha küçük çapta başlar ve onların da korumacılığı altında, kendisine bağlı daha küçük beylikler, emirlikler oluşturulmuştur.
Yine de, küçük de olsa, bir kentler topluluğunun yönetiminde söz sahibi olmak gururunu okşamıştır insanların...
Bir kentin, bir başka kentin güdümünde olması yerine, kendi sözünün dinleniyor olması bile, bir ölçüde ferahlık verir.
Küçük beyliklerin, yöresindeki öteki beyliklerden kendini daha güçlü hissettiği an, hemen pençesini gösterdiğine şahit oluyoruz.
Ama işin içinde, okkanın altında kalmak da vardır.
İşte Selçuklu Devleti'nin kan kaybetmesi, Moğol idaresinin tesirini kaybetmesi neticesinde oluşan devletlerden birisi de Eretna Devleti'dir.
Bu devletin hudutları önceleri Sivas, Kayseri, Erzincan, Çorum, Tokat, Amasya, Ankara ve çevresini kapsar.
Zamanla güçlenen beylerin, kendilerini ‘'Büyük Emir'' göstermeleri sık sık savaşlara sebep olmuş, devletlerin hakimiyet sahalarının sıkça değişmesini gerektirmiştir.
Osmancık Beyleroğlu Devleti de bunlardan birisidir.
Eretna Devleti'ne bağlı Amasya Beyliği, yönetim güçlüğü karşısında, Osmancık'ın bir başka beylik olmasını kabul etmek zorunda kalmıştır.
Amasya Eretna Devleti'ne, Osmancık da Amasya'ya bağlı ve ona bağımlı bir devlet olmuştur.
Ancak, Osmancık emirlerinin, Osmanlı Devleti'ne bağlanmasından sonra, sıkça merkez tarafından atandığını da görüyoruz.
Eretna Devleti, soylu beylerin oluşturduğu, feodal yapıya sahip bir devletttir.
Prof. Yaşar Yücel'in görüşleri de bu yöndedir.
Özellikle Amasya Devleti güçlenince, Sivas'a doğru, onun üstüne yürür.
Kadı Burhanettin korkar:
Kılıç Aslan'dan yardım diler.
Kılıç Aslan, kadıya, Selçuklu Sultanlığı'nı tanıması şartını öne sürer.
Kadı bu isteğe olumlu bakar.
Ne ki, Kayseri'yi alıp kendisine bağlanmasını, şart olarak öne sürer.
Kılıç Aslan bu sırada kendisini tehdit eden Hacı Şadgeldi'nin korkusundan da kurtulur.
Ama, Kadı Burhanettin'e verdiği sözü de yerine getirmez.
Kadı sonradan Amasya hükümdarı Hacı Şadgeldi Paşa'nın gücünü kırar, onu bozguna uğratır.
Savaita ölen Hacı Şadgeld,'nin kesik başını, göz dağı için, Erzincan'a Eretna Beyi'ne gönderir. Şadgeldi'nin oğlu, Ahmet, öteki beylerle anlaşır.
Amasya'yı ele geçirir; ama bir tahteravalli oyunu izler gibi, bu kez de gücünü yitirir, devrilir Ahmet Bey.
Bu arada Osmancık Beyleroğlu Devleti'nin hükümdarı Şerafettin Osman Gazi'nin torunlarından Mahmut Bey, Amasya egemenliğinden ayrılıp, Kastamonu Beyi İsfendiyaroğlu'na bağlanır. Bolu'yu ülkesine katma hevesinde olan İsfendiyaroğlu'nu Murat Hüdevandigar bozguna uğratır, Osmancık Devleti de Osmanlı Devleti'ne bağlanır.
Sene 1387'dir.
Osmancık'ı Osmanlı Devleti'ne katan da Murat Hüdevandigar'ın görevlendirdiği oğlu Yıldırım Bayezid'dir. Tahteravallide dengeler değişir, Kadı Burhanettin gücünü gösterir; Osmancık'ı kendisine bağlar.
1389 tarihinde Murat Hüdevandigar, bilindiği gibi Kosova Savaşı'nda bir Sırplı tarafından öldürülür, yerine Yıldırım Bayezid geçer.
Yıldırım, oğlu Ertuğrul'un komutasında bir ordu gönderirse de kadının üzerine, bilindiği gibi, kadı, Osmanlı ordusunu perişan eder, Ertuğrul da savaş alanında şehit düşer; Osmancık yine kadıda kalır.
Yıldırım bu bozgunu hazmedemez.
Önce Kadı Burhanettin'den Osmancık'ın kendisine bağlanmasını ister.
Kadı bu isteği geri çevirir.
Kanlı bir savaş sonrası Kadı Burhanettin boyun eğmek zorunda kalır, Osmancık 1392-1393 yılında bu kez bir daha el değiştirmemecesine Osmanlı Devleti'ne bağlanır.
İncelemelerimizde Beyleroğlu Devleti'nde emirlik yapmış olanların bazılarını tespit bulunuyoruz.
Bunlar da aynı soydan gelen kişiler.
Bazıları öldüğü için bazıları da beğenilmediği için veya başka görevlere atandıkları için değiştirilmiştir.
Bu emirliğe Çorum, İskilip ve Hacıhamza bağlanmıştır. Beyleroğlu Devleti'nde görev almış emirler şunlardır:
1.Gazi Mehmet Bey'in oğlu Şerafettin Osman Bey.1309-1310 yıllarında göreve başlamıştır.
Amasya tarihinde Beyler Çelebi'den söz edilir:
‘'Şimdiki Çorum vilayetine hakim olan Emir-ül Kebir (Büyük Emir), Şerafettin Osman Bin Gazi Mehmet Bey Osmancık Kalesi'nde otururdu.
Takriben H.725 (M.1309) tarihinde'' diye, bir tespitte bulunur.
(Amasya Tarihi, Cilt3, Sh.70) Bu Şerafetttin Osman Bey, Osmancık Beyleroğlu Devleti'nin ilk sultanıdır.
Beyler Çelebi Camisi'ni yaptırmış, bu camiye 1321 (H.737) yılında pek çok akar ve toprak vakfetmiştir. Çorum'da ‘'Bey Camisi''ni de Şerafettin Osman Bey yaptırmıştır.
Beyler Çelebi Camisi'nin Arapça olan vakfiyesi, 12.3.1932 tarihinde, o tarihte yargıçlık yapan Ali Bey, Mehmet Arif Bey ve Süleyman Beyler'ce latin harflerine çevrilerek tasdik edilmiştir.
Osmancık emirleri Osmancık Kalesi'nde otururlar, devleti oradan yönetirlerdi.
Vakfetttiği araziler pek çok olduğu için, birkaç tanesini yazmakla yetineceğiz:
Kızıl Bel'den Ekran Dağı ve Aali Ormanı hizasından, Orta Tepeler'den İyucuk Karataşı kenarında Beyaz Yol'a kadar boş olan tüm araziler, Cami-i Kebir (Ulucami, Beylerçelebi Camisi) ve Kızılırmak'tan, Kavşak Çayı'ndan Anbar Köyü'ne, ordan orta Hark'tan Hasan Değin Tepeleri'nin sonuna, Gökbel Tepeleri'nden Irmak'a değin ... Taşlı sokak ve alt taraftaki Çarkı'dan Evlik ve Şahne Köyleri'ne... Garipler ve Çoraklık Şoselerinden Amasya'ya, Yargeç Tepeleri'nden Anbar Tepeleri'ne....vb. gibi yerleri içine almakta, görevlilerin ücretleri tespit edilmekte, vakfın yönetiminin belirlenmesinde, harcama yöntemlerinin hiçbirisinin değiştirilmemesi kararlaştırılmaktadır.
Bu vakfiyenin aslını, zamanında Beyler Çelebi Camisi'nin hatipliğini yapmış olan Hacı Ali Aksan'da görmüştük.
Kalın parşömen kağıda, büyük yazılarla ve çini mürekkebiyle yazılmıştı.
Şerafettin Osman Bey, Amasya valisi Şadi Bey'in vakfiyesinde ‘'Essultan Elgazi Şerafettin Osman'' diye geçer. Yaklaşık 1348 tarihlerinde.
2. Osmancık ve Çorumlu Emiri Beyleroğlu Sarimiddin Ahmet Bey bin Abdullah Bey. (Amasya Tarihi C.3, Sh.70, yaklaşık H.764, M.1348)
3. Beyleroğlu Ahmet Bey öldürülmüş, yerine Şadgeldi Paşa, Ahmet Bey'in genç oğlu Muzaffereddin Mahmut Çelebi'yi atamıştır.
(Amasya Tarihi Cilt 3, Sh.72, yaklaşık 1349 tarihinde)
4. Yıldırım Bayezid, Osmancık Emiri Mahmut Bey'i Tokat'a gönderdi, yerine kardeşi Abdullah Bey'i emir olarak atadı.
5. Padişah Çelebi Mehmet Bey Amasya'ya gelince, Abdullah Bey yerine Mahmut Bey'i görevine geri getirdi. (Amasya Tarihi, C3, Sh.158)
6. Mahmut Bey Tokat'a gönderilmiş, yerine yeğeni Abdullah Çelebi'nin oğlu Hasan Bey atanmıştır. Mahmut Bey de Padişah Çelebi Mehmet tarafındn atanmıştır.
(Amasya Tarihi, C3, Sh.124, yaklaşık 1390 tarihinde)
7. Hasan Bey'den sonra Mahmut Bey'in oğlu Mehmet Bey atandı.
Bundan sonra da değişmeler sürüp gitmiştir.
Beyler Çelebi Camisi için, Beyler Çelebi Oğullarından Mahmut Çelebi'nin oğlu Mehmet Paşa ve Hacı Çelebi'nin oğlu da vakıfta bulunmuştur.
Neşet Köseoğlu, arazi sahiplerinin, vakıfta bunlardan başka olabileceğinden söz etmektedir.
Ancak devleti yöneten emirler aynı kökten gelmekte, araziler de vakıfta bulunanlara ait görülmektedir, denmektedir. (Amasya Tarihi, C3, Sh.100)
KAYNAK:
Cevdet Saraçer
Tarihsel Doku İçinde Unutulan Bir Kent: Osmancık
Sf: 135
Yayıncı: Dört Renk LTD ŞTİ
ISBN: 975-97092-0-1
Osmancık Beyleroğlu Devleti Emiri Beyler Çelebi 1213 yılında yaptırmıştır.
Cami, Selçuklu mimari üslubunu yansıtan bir eserdir.
Kesme taş ve yer yer tuğladan yapılan cami, orijinal görünümünden uzaklaşmıştır.
Cami kareye yakın planlı olup üzeri kubbe ile örtülüdür.
OSMANCIK BEYLEROĞLU DEVLETİ
Büyük Selçuklu Devleti'nden sonra, Anadolu Selçuklu Devletleri'nin beylikler ve emirliklerinin Anadolu'da yaygınlaştığına şahit oluyoruz.
O zamanki şartlarda ulaşım, iletişimin güçlüğü ve bir merkezden geniş bir ülkenin yönetiminden doğan güçlükler dolayısıyla bu, bir zaruret, olarak görülmüştür.
Onun için de, belli, bir başbuğa bağlı, daha küçük çapta başlar ve onların da korumacılığı altında, kendisine bağlı daha küçük beylikler, emirlikler oluşturulmuştur.
Yine de, küçük de olsa, bir kentler topluluğunun yönetiminde söz sahibi olmak gururunu okşamıştır insanların...
Bir kentin, bir başka kentin güdümünde olması yerine, kendi sözünün dinleniyor olması bile, bir ölçüde ferahlık verir.
Küçük beyliklerin, yöresindeki öteki beyliklerden kendini daha güçlü hissettiği an, hemen pençesini gösterdiğine şahit oluyoruz.
Ama işin içinde, okkanın altında kalmak da vardır.
İşte Selçuklu Devleti'nin kan kaybetmesi, Moğol idaresinin tesirini kaybetmesi neticesinde oluşan devletlerden birisi de Eretna Devleti'dir.
Bu devletin hudutları önceleri Sivas, Kayseri, Erzincan, Çorum, Tokat, Amasya, Ankara ve çevresini kapsar.
Zamanla güçlenen beylerin, kendilerini ‘'Büyük Emir'' göstermeleri sık sık savaşlara sebep olmuş, devletlerin hakimiyet sahalarının sıkça değişmesini gerektirmiştir.
Osmancık Beyleroğlu Devleti de bunlardan birisidir.
Eretna Devleti'ne bağlı Amasya Beyliği, yönetim güçlüğü karşısında, Osmancık'ın bir başka beylik olmasını kabul etmek zorunda kalmıştır.
Amasya Eretna Devleti'ne, Osmancık da Amasya'ya bağlı ve ona bağımlı bir devlet olmuştur.
Ancak, Osmancık emirlerinin, Osmanlı Devleti'ne bağlanmasından sonra, sıkça merkez tarafından atandığını da görüyoruz.
Eretna Devleti, soylu beylerin oluşturduğu, feodal yapıya sahip bir devletttir.
Prof. Yaşar Yücel'in görüşleri de bu yöndedir.
Özellikle Amasya Devleti güçlenince, Sivas'a doğru, onun üstüne yürür.
Kadı Burhanettin korkar:
Kılıç Aslan'dan yardım diler.
Kılıç Aslan, kadıya, Selçuklu Sultanlığı'nı tanıması şartını öne sürer.
Kadı bu isteğe olumlu bakar.
Ne ki, Kayseri'yi alıp kendisine bağlanmasını, şart olarak öne sürer.
Kılıç Aslan bu sırada kendisini tehdit eden Hacı Şadgeldi'nin korkusundan da kurtulur.
Ama, Kadı Burhanettin'e verdiği sözü de yerine getirmez.
Kadı sonradan Amasya hükümdarı Hacı Şadgeldi Paşa'nın gücünü kırar, onu bozguna uğratır.
Savaita ölen Hacı Şadgeld,'nin kesik başını, göz dağı için, Erzincan'a Eretna Beyi'ne gönderir. Şadgeldi'nin oğlu, Ahmet, öteki beylerle anlaşır.
Amasya'yı ele geçirir; ama bir tahteravalli oyunu izler gibi, bu kez de gücünü yitirir, devrilir Ahmet Bey.
Bu arada Osmancık Beyleroğlu Devleti'nin hükümdarı Şerafettin Osman Gazi'nin torunlarından Mahmut Bey, Amasya egemenliğinden ayrılıp, Kastamonu Beyi İsfendiyaroğlu'na bağlanır. Bolu'yu ülkesine katma hevesinde olan İsfendiyaroğlu'nu Murat Hüdevandigar bozguna uğratır, Osmancık Devleti de Osmanlı Devleti'ne bağlanır.
Sene 1387'dir.
Osmancık'ı Osmanlı Devleti'ne katan da Murat Hüdevandigar'ın görevlendirdiği oğlu Yıldırım Bayezid'dir. Tahteravallide dengeler değişir, Kadı Burhanettin gücünü gösterir; Osmancık'ı kendisine bağlar.
1389 tarihinde Murat Hüdevandigar, bilindiği gibi Kosova Savaşı'nda bir Sırplı tarafından öldürülür, yerine Yıldırım Bayezid geçer.
Yıldırım, oğlu Ertuğrul'un komutasında bir ordu gönderirse de kadının üzerine, bilindiği gibi, kadı, Osmanlı ordusunu perişan eder, Ertuğrul da savaş alanında şehit düşer; Osmancık yine kadıda kalır.
Yıldırım bu bozgunu hazmedemez.
Önce Kadı Burhanettin'den Osmancık'ın kendisine bağlanmasını ister.
Kadı bu isteği geri çevirir.
Kanlı bir savaş sonrası Kadı Burhanettin boyun eğmek zorunda kalır, Osmancık 1392-1393 yılında bu kez bir daha el değiştirmemecesine Osmanlı Devleti'ne bağlanır.
İncelemelerimizde Beyleroğlu Devleti'nde emirlik yapmış olanların bazılarını tespit bulunuyoruz.
Bunlar da aynı soydan gelen kişiler.
Bazıları öldüğü için bazıları da beğenilmediği için veya başka görevlere atandıkları için değiştirilmiştir.
Bu emirliğe Çorum, İskilip ve Hacıhamza bağlanmıştır. Beyleroğlu Devleti'nde görev almış emirler şunlardır:
1.Gazi Mehmet Bey'in oğlu Şerafettin Osman Bey.1309-1310 yıllarında göreve başlamıştır.
Amasya tarihinde Beyler Çelebi'den söz edilir:
‘'Şimdiki Çorum vilayetine hakim olan Emir-ül Kebir (Büyük Emir), Şerafettin Osman Bin Gazi Mehmet Bey Osmancık Kalesi'nde otururdu.
Takriben H.725 (M.1309) tarihinde'' diye, bir tespitte bulunur.
(Amasya Tarihi, Cilt3, Sh.70) Bu Şerafetttin Osman Bey, Osmancık Beyleroğlu Devleti'nin ilk sultanıdır.
Beyler Çelebi Camisi'ni yaptırmış, bu camiye 1321 (H.737) yılında pek çok akar ve toprak vakfetmiştir. Çorum'da ‘'Bey Camisi''ni de Şerafettin Osman Bey yaptırmıştır.
Beyler Çelebi Camisi'nin Arapça olan vakfiyesi, 12.3.1932 tarihinde, o tarihte yargıçlık yapan Ali Bey, Mehmet Arif Bey ve Süleyman Beyler'ce latin harflerine çevrilerek tasdik edilmiştir.
Osmancık emirleri Osmancık Kalesi'nde otururlar, devleti oradan yönetirlerdi.
Vakfetttiği araziler pek çok olduğu için, birkaç tanesini yazmakla yetineceğiz:
Kızıl Bel'den Ekran Dağı ve Aali Ormanı hizasından, Orta Tepeler'den İyucuk Karataşı kenarında Beyaz Yol'a kadar boş olan tüm araziler, Cami-i Kebir (Ulucami, Beylerçelebi Camisi) ve Kızılırmak'tan, Kavşak Çayı'ndan Anbar Köyü'ne, ordan orta Hark'tan Hasan Değin Tepeleri'nin sonuna, Gökbel Tepeleri'nden Irmak'a değin ... Taşlı sokak ve alt taraftaki Çarkı'dan Evlik ve Şahne Köyleri'ne... Garipler ve Çoraklık Şoselerinden Amasya'ya, Yargeç Tepeleri'nden Anbar Tepeleri'ne....vb. gibi yerleri içine almakta, görevlilerin ücretleri tespit edilmekte, vakfın yönetiminin belirlenmesinde, harcama yöntemlerinin hiçbirisinin değiştirilmemesi kararlaştırılmaktadır.
Bu vakfiyenin aslını, zamanında Beyler Çelebi Camisi'nin hatipliğini yapmış olan Hacı Ali Aksan'da görmüştük.
Kalın parşömen kağıda, büyük yazılarla ve çini mürekkebiyle yazılmıştı.
Şerafettin Osman Bey, Amasya valisi Şadi Bey'in vakfiyesinde ‘'Essultan Elgazi Şerafettin Osman'' diye geçer. Yaklaşık 1348 tarihlerinde.
2. Osmancık ve Çorumlu Emiri Beyleroğlu Sarimiddin Ahmet Bey bin Abdullah Bey. (Amasya Tarihi C.3, Sh.70, yaklaşık H.764, M.1348)
3. Beyleroğlu Ahmet Bey öldürülmüş, yerine Şadgeldi Paşa, Ahmet Bey'in genç oğlu Muzaffereddin Mahmut Çelebi'yi atamıştır.
(Amasya Tarihi Cilt 3, Sh.72, yaklaşık 1349 tarihinde)
4. Yıldırım Bayezid, Osmancık Emiri Mahmut Bey'i Tokat'a gönderdi, yerine kardeşi Abdullah Bey'i emir olarak atadı.
5. Padişah Çelebi Mehmet Bey Amasya'ya gelince, Abdullah Bey yerine Mahmut Bey'i görevine geri getirdi. (Amasya Tarihi, C3, Sh.158)
6. Mahmut Bey Tokat'a gönderilmiş, yerine yeğeni Abdullah Çelebi'nin oğlu Hasan Bey atanmıştır. Mahmut Bey de Padişah Çelebi Mehmet tarafındn atanmıştır.
(Amasya Tarihi, C3, Sh.124, yaklaşık 1390 tarihinde)
7. Hasan Bey'den sonra Mahmut Bey'in oğlu Mehmet Bey atandı.
Bundan sonra da değişmeler sürüp gitmiştir.
Beyler Çelebi Camisi için, Beyler Çelebi Oğullarından Mahmut Çelebi'nin oğlu Mehmet Paşa ve Hacı Çelebi'nin oğlu da vakıfta bulunmuştur.
Neşet Köseoğlu, arazi sahiplerinin, vakıfta bunlardan başka olabileceğinden söz etmektedir.
Ancak devleti yöneten emirler aynı kökten gelmekte, araziler de vakıfta bulunanlara ait görülmektedir, denmektedir. (Amasya Tarihi, C3, Sh.100)
KAYNAK:
Cevdet Saraçer
Tarihsel Doku İçinde Unutulan Bir Kent: Osmancık
Sf: 135
Yayıncı: Dört Renk LTD ŞTİ
ISBN: 975-97092-0-1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder