Kale Camii, Diyarbakır'ın Merkez Sur İlçesi'nde İç Kale’de surların yanında yer almaktadır.
Cami, ayrıca Hz.Süleyman Camii ve Nasıriye Camii isimleri ile de tanınmaktadır.
Caminin minaresi üzerinde bulunan kitabesini okuyanlar değişik tarihler ileri sürmüşlerdir.
Caminin minaresi üzerinde bulunan kitabesini okuyanlar değişik tarihler ileri sürmüşlerdir.
J.Sauvaget 1160 tarihi üzerinde durmuş, Diyarbakır camilerini inceleyen Prof.Dr.Metin Sözen de bu tarihi kabul etmiştir.
Kitabelerden anlaşıldığına göre bu camiyi Nisanoğulları’ndan Ebu’l-Kasım Ali yaptırmıştır.
Mimarı da Hibetullah el Gürgani’dir.
Kitabelerden anlaşıldığına göre bu camiyi Nisanoğulları’ndan Ebu’l-Kasım Ali yaptırmıştır.
Mimarı da Hibetullah el Gürgani’dir.
Kale (Hz.Süleyman, Nasıriye) Camii, Sur, Diyarbakır
Kale Camii, muhtelif devirlerde tadilattan geçirilmiştir.
Bu yüzden de bazı yerlerinde değişiklikler meydana gelmiştir.
Caminin hemen hemen tamamında kesme taş kullanılmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman zamanındaki, genişletilmeden önceki durumunda cami İçkale surlarının iki burcuna dayanmakta idi.
Ayrıca bulunduğu arazi meyilli olduğundan da yapı kademeli bir plan şekli göstermektedir.
Caminin hemen hemen tamamında kesme taş kullanılmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman zamanındaki, genişletilmeden önceki durumunda cami İçkale surlarının iki burcuna dayanmakta idi.
Ayrıca bulunduğu arazi meyilli olduğundan da yapı kademeli bir plan şekli göstermektedir.
Caminin iki girişi bulunmaktadır.
Bunların biri batıda, diğeri de güneydedir.
İbadet mekanına kale burcuna bitişik basık kemerli bir kapıdan girilmektedir.
Bu girişin üzerine ikinci bir kat yapılmıştır.
Kuzey tarafında kubbeli bir bölüm ve bir de şadırvan yerleştirilmiştir.
İbadet mekanına kale burcuna bitişik basık kemerli bir kapıdan girilmektedir.
Bu girişin üzerine ikinci bir kat yapılmıştır.
Kuzey tarafında kubbeli bir bölüm ve bir de şadırvan yerleştirilmiştir.
Cami kısmı beşik tonozla örtülü olup, üzerinde iki sütuna dayanan bir mahfili vardır.
İbadet mekanı enine üç bölüme ayrılmıştır.
Girişteki ilk iki bölüm birbirine eşit olduğu halde, mahfilli kısım onlardan ayrılarak enine beşik tonozla örtülmüştür.
Buradaki bölümlerin ikisi duvara, ikisi de ayrı olan dört ayağa dayalı temellerle ayrılmıştır.
İç mekanda önemli bir süsleme elemanına rastlanmamaktadır. Caminin XII.yüzyılda yapıldığı sanılan minaresi, Diyarbakır ve çevresindeki pek çok örnekte olduğu gibi kare biçimindedir.
Minare üzerindeki yer yer silmeler ile yeknesak görüntüsü önlenmeye çalışılmıştır.
Şerefeden sonra ince bir petek bölümü ve sivri külahlı üst örtüsü onu tamamlamaktadır.
Caminin bitişiğinde Halid Bin Velid’in oğlu Süleyman ile Diyarbakır’ın Müslüman Araplar tarafından fethedilmesi esnasında şehit düşen sahabelerin burada medfun olduğuna inanılmış ve bu da caminin kudsiyetini arttırmıştır.
Ziyaret yeri olarak daha da ehemmiyet kazanan bu camiye her devirde yeni ilaveler yapılmıştır.
Girişteki ilk iki bölüm birbirine eşit olduğu halde, mahfilli kısım onlardan ayrılarak enine beşik tonozla örtülmüştür.
Buradaki bölümlerin ikisi duvara, ikisi de ayrı olan dört ayağa dayalı temellerle ayrılmıştır.
İç mekanda önemli bir süsleme elemanına rastlanmamaktadır. Caminin XII.yüzyılda yapıldığı sanılan minaresi, Diyarbakır ve çevresindeki pek çok örnekte olduğu gibi kare biçimindedir.
Minare üzerindeki yer yer silmeler ile yeknesak görüntüsü önlenmeye çalışılmıştır.
Şerefeden sonra ince bir petek bölümü ve sivri külahlı üst örtüsü onu tamamlamaktadır.
Caminin bitişiğinde Halid Bin Velid’in oğlu Süleyman ile Diyarbakır’ın Müslüman Araplar tarafından fethedilmesi esnasında şehit düşen sahabelerin burada medfun olduğuna inanılmış ve bu da caminin kudsiyetini arttırmıştır.
Ziyaret yeri olarak daha da ehemmiyet kazanan bu camiye her devirde yeni ilaveler yapılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder