Safa Parlı Camii, Diyarbakır'ın Merkez Sur İlçesi'nde Melek Ahmet Caddesi’nin kuzeyinde bulunmaktadır.
Cami, Safa veya Parlı Cami isimleri ile tanınmaktadır.
Caminin inşa tarihi kesinlik kazanamamıştır.
Bununla beraber Şah İsmail’in dedesi Şeyh İbrahim Safi’nin oğlu Şeyh Cüneyt’in isteği üzerine Uzun Hasan tarafından XV.yüzyılın ortasında yaptırıldığı sanılmaktadır.
Cami Diyarbakırlı Abdurrahmanoğlu Hacı Hüseyin tarafından onarılmış ve bunu belirten bir kitabe de giriş kapısı üzerine yerleştirilmiştir.
Akkoyunlular dönemine tarihlendirilen bu caminin mimarı da bilinmemektedir.
Ancak, onarım kitabesinde mimar olarak Üstad Ahmed-ül Amidi’nin ismi geçmektedir.
Cami siyah beyaz kesme taştan yapılmıştır.
Önünde dört sütunlu bir son cemaat yeri bulunmaktadır.
Bu sütunlar ile cami uzantısı duvarların kemerlerle birbirine bağlanması ile beş bölüm halindedir.
Son cemaat yerinin kubbeleri dışarıdan gizlenmiştir.
Caminin son cemaat yerine bakan cephesine birer pencere açılmış ve giriş ile bunların arasına da birer yarım yuvarlak mihrap nişi yerleştirilmiştir.
Giriş kapısı dışarıya doğru çıkıntı yapmakta olup, üzerine onarım kitabesi yerleştirilmiştir.
Bu kitabenin altında, kapının da üzerinde kalan boşluğa sivri kemerli bir pencere açılmıştır.
Ayrıca pencerelerin altında kalan dar alana da iki satırlık bir yazı frizi yerleştirilmiştir.
Burada dikkati çeken bir nokta da son cemaat yerinin kemerleri arasına, sütunların üst kısmına çeşitli şekillerde madalyonların yerleştirilmiş oluşudur.
İbadet mekanı iki paye ve duvar uzantıları üzerine oturan bir kubbe ile örtülmüştür.
Böylece sekiz payeli camiler gurubunun bir öncüsü olduğu da düşünülmektedir.
Kubbe dışarıdan yüksek bir kasnak üzerinde olup, üzeri konik çatı ile örtülmüştür.
İbadet mekanının duvarları çinilerle kaplıdır.
Bu çiniler sekizgen ve üçgen şekillerde olup, değişik renklerle daha da zengin bir görünüm göstermektedir.
Özellikle mavi tonlardaki bu çiniler Çin bulutları ile çevrelenmiştir.
Bunların Osmanlı dönemi çinilerinden farklı olarak yerli bir atölye tarafından yapıldığı sanılmaktadır.
Mihrap 3.68x5.17 m. ölçüsünde olup, yarım sekizgen planlıdır.
On sıralı mukarnas dizisi ile son bulan mihrabın kenarlarında sütunçeler bulunmaktadır.
Caminin sağındaki minaresi taş işçiliği yönünden oldukça ilgi çekicidir.
Minare kaidesinden külahına kadar kufi nesih yazılar, birbirlerinden farklı desenler ve taş süslemelerle bezenmiştir.
Tek şerefeli olan minare gövdesi silindirik olup, beyaz taştandır.
Cami, Safa veya Parlı Cami isimleri ile tanınmaktadır.
Caminin inşa tarihi kesinlik kazanamamıştır.
Bununla beraber Şah İsmail’in dedesi Şeyh İbrahim Safi’nin oğlu Şeyh Cüneyt’in isteği üzerine Uzun Hasan tarafından XV.yüzyılın ortasında yaptırıldığı sanılmaktadır.
Cami Diyarbakırlı Abdurrahmanoğlu Hacı Hüseyin tarafından onarılmış ve bunu belirten bir kitabe de giriş kapısı üzerine yerleştirilmiştir.
Akkoyunlular dönemine tarihlendirilen bu caminin mimarı da bilinmemektedir.
Ancak, onarım kitabesinde mimar olarak Üstad Ahmed-ül Amidi’nin ismi geçmektedir.
Cami siyah beyaz kesme taştan yapılmıştır.
Önünde dört sütunlu bir son cemaat yeri bulunmaktadır.
Bu sütunlar ile cami uzantısı duvarların kemerlerle birbirine bağlanması ile beş bölüm halindedir.
Son cemaat yerinin kubbeleri dışarıdan gizlenmiştir.
Caminin son cemaat yerine bakan cephesine birer pencere açılmış ve giriş ile bunların arasına da birer yarım yuvarlak mihrap nişi yerleştirilmiştir.
Giriş kapısı dışarıya doğru çıkıntı yapmakta olup, üzerine onarım kitabesi yerleştirilmiştir.
Bu kitabenin altında, kapının da üzerinde kalan boşluğa sivri kemerli bir pencere açılmıştır.
Ayrıca pencerelerin altında kalan dar alana da iki satırlık bir yazı frizi yerleştirilmiştir.
Burada dikkati çeken bir nokta da son cemaat yerinin kemerleri arasına, sütunların üst kısmına çeşitli şekillerde madalyonların yerleştirilmiş oluşudur.
İbadet mekanı iki paye ve duvar uzantıları üzerine oturan bir kubbe ile örtülmüştür.
Böylece sekiz payeli camiler gurubunun bir öncüsü olduğu da düşünülmektedir.
Kubbe dışarıdan yüksek bir kasnak üzerinde olup, üzeri konik çatı ile örtülmüştür.
İbadet mekanının duvarları çinilerle kaplıdır.
Bu çiniler sekizgen ve üçgen şekillerde olup, değişik renklerle daha da zengin bir görünüm göstermektedir.
Özellikle mavi tonlardaki bu çiniler Çin bulutları ile çevrelenmiştir.
Bunların Osmanlı dönemi çinilerinden farklı olarak yerli bir atölye tarafından yapıldığı sanılmaktadır.
Mihrap 3.68x5.17 m. ölçüsünde olup, yarım sekizgen planlıdır.
On sıralı mukarnas dizisi ile son bulan mihrabın kenarlarında sütunçeler bulunmaktadır.
Caminin sağındaki minaresi taş işçiliği yönünden oldukça ilgi çekicidir.
Minare kaidesinden külahına kadar kufi nesih yazılar, birbirlerinden farklı desenler ve taş süslemelerle bezenmiştir.
Tek şerefeli olan minare gövdesi silindirik olup, beyaz taştandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder