Cami, 1589 tarihinde Sultan III. Murad devrinde Aşçıbaşı Mehmet Ağa tarafından yaptırılmıştır.
Ayvansarayî’ye göre, yapıyı yaptıranın Aşçıbaşı Mehmed Ağa olduğu ve mihrabın önünde medfundur.Vakfiyesi 999/1589 tarihlidir.
Çeşitli onarımlar geçirerek günümüze gelen bu yapı, bugün aralarda tuğla hatılları olan moloz taş duvar örgüsüne sahiptir.
Mihraba dik, dikdörtgen bir plan arz eden yapı içten ahşap tavan, dıştan dört tarafa meyilli kiremit çatı ile örtülüdür.
Çatının altındaki bir sıra kirpi saçaktan sonra tuğlaların dekoratif yerleştirilmesi ile hareketli bir kuşak elde edilmiştir.
Kuzeydeki kapının üzeri konsollara oturan genişçe bir basık kemer şeklinde olup, üzeri kirpi saçaklı sundurma gibi düzenlenmiştir.
Bunun üzerinde ise tuğladan yuvarlak kemerli yüksek pencere açıklıklarına sahip yapıda içte bir son cemaat yeri bulunmaktadır.
Asıl harim mekânı kare planlı olup, son cemaat yerinin üstünde ahşap korkuluklu bir mahfili bulunmaktadır.
Dıştan dikdörtgen çıkıntı yapan mihrap, içten derin yarım yuvarlak bir niş şeklinde düzenlenmiştir. Mihrap nişi önünde köşelerde birer kaideye oturan yivli ahşap sütunçeler bulunmaktadır. Aşağıdan yukarıya hafifçe daralan bu sütunçeler üstte yine ahşap bir lento ile birbirlerine bağlanmıştır. Sade ahşap bir minberi bulunan camide mihrap nişi, duvar yüzeyleri ve pencere içleri tamamen geç devir kalem işleri ile süslenmiştir.
Harap durumda olan kalem işlerinde kiremit renkli çerçeveler içinde “C” ve “S” kıvrımlı sarı, kirli sarı renklerde bitkisel motifli süslemeler görülmektedir. Pencerelerin alt hizasına kadar duvar yüzeyleri, son yıllarda fayansla kaplanmıştır.
Cami hariminin kuzeybatı köşesinde dışa taşkın bir minare yer almaktadır. Bir sıra düzgün kesme küfeki taş, iki sıra tuğla ile örgülü kare kaide üzerinde geçiş bölgesindeki üçgenlerin bir taş, biri tuğla olarak ele alınmıştır. Kaval silmeden sonra sıvalı olan yuvarlak minare gövdesi tekrar kaval silme ile oval hareketli taş şerefeye kadar uzanmaktadır.
Şerefede korkuluklar demir parmaklıklı ve yine sıvalı olan pabuç bölümünden sonra iri alem şeklindeki taş külah ile minare son bulmaktadır.
Caminin doğu tarafında sokak köşesinde, uygun bir biçimde yer alan çevre duvarı üzerindeki mermer kaplamalı çeşme son yıllarda yapılmıştır.
Bugün yapının mihrabı önünde ve batı tarafında toprağa gömülü olarak birkaç tane mezar taşı bulunmaktadır.
Mehmet Ağa’nın mezar taşı üzerinde şahide bulunmamaktadır.
Caminin haziresinde Hatice Sultan Mektebi hocası ve Aşçıbaşı Caminin imamı Hafız Mehmet Akif Bey'in şahidesi bulunmaktadır.
Caminin yakınında Aktürbe ve onun sol tarafında Osmanlı Minyatür sanatının en büyük ustası Levni’nin mezarı bulunur.
Maalesef 1976 yılında mezar taşı kırılmıştır.
1980 yılında yapı yeniden restore edilmiştir.
Caminin kitabesi silinmek üzeredir.
Bu kitabeden anlaşılacağı üzere Üsküdar’da da aynı isimli bir cami bulunmaktadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder