Ulu Camii (Cami-i Kebir), Kayseri'nin Bünyan ilçesinde, Cami-i Kebir Mahallesi’nde yer almaktadır.
Caminin kitabesinden öğrenildiğine göre, Emirü'l Ümera’nın emriyle Mimar Kaluyan bin Karabuda tarafından 1333 yılında yaptırılmıştır.
Cami-i Kebir Camii, Salih Bey Camii olarak da anılmakta olup, bunun sebebi Salih Bey ismindeki birinin camiyi tamir ettirmesindendir. Caminin kitabesinden öğrenildiğine göre, Emirü'l Ümera’nın emriyle Mimar Kaluyan bin Karabuda tarafından 1333 yılında yaptırılmıştır.
Caminin iki satırlı, 3.96x036 m. ölçüsündeki mermer kitabesinin üzerinde Kuran’ın 1. ve 18. Ayeti yazılıdır. Bu kitabenin mealen anlamı şöyledir:
“Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve Ahiret gününe inanan, namazını kılan zekatını veren ve Allah’tan başka bir kimseden korkmayanlar onarırlar.
İşte onlar doğru yolu bunlardan olabilirler Allah doğrudur.
Nebi Allah’ın rahmet ve selamı ona olsun buyurdu.
Her kim küçükte olsa bir mescit yaptırırsa Allah ta o kimse için cennette bir ev yapar ve o eve hamd evi adını verir.
Bu mübarek mescidin imarını emirlerin emiri adil, Müeyyed Muzaffer, fasıkları kahreden, isyankarları katleden, Zahirettin bin Tac-ı kızıl (Altun taç) Allah onun akıbetini hayır eylesin emretti 734 (1333) senesini Muharrem ayının başında bina edildi”.
Cami kesme taştan, kare kaideli olup, kütlevi yapısı ile dıştan küçük bir kale görünümündedir.
Duvarları gri kalker taşından yapılmıştır.
Kuzey duvarının ortasında dışarıya doğru taşkın portalinde stilize grifon ve aslan başlarına benzer kabartmalar olmak üzere birbirlerinden farklı taş bezeme ile süslenmiştir.
Buradaki motiflerin hemen hepsi Anadolu Selçuklularının XIII.yüzyılda yapılmış eserlerinde görülmektedir.
Kuzeydoğu köşesinde masif bir kulesi bulunmaktadır.
Bu kule onikigen olarak cami duvarına kadar yükselir ve sonra onikigen bir külahla da sona erer.
Caminin kuzeybatı köşesinde de buna benzer bir kule olması gerekirken, buraya 1956 yılında minare yapılmıştır.
Minarenin gövdesi yapıya uyum sağlayamamıştır.
Caminin ibadet mekanını orta yerdeki dört kalın paye ile kuzey ve güney duvarına dayalı dört yarım payeyi birleştiren sivri kemerler içerisini, mihrap duvarına dik üç sahna ayrılmıştır.
Bunlardan orta sahın yan neflerden daha geniştir.
Kemerler üzerindeki kısa duvarlar hatıllarla desteklenerek ahşap tavanı taşımaktadır.
Orta nefteki hatıllar ve tavan konsolların yardımıyla biraz daha yükseltilmiştir.
Caminin ilk yapımındaki mihrap ve minaresi hakkında bilgi bulunmamaktadır.
Bugünkü taş mihrap ve taş minber sanat tarihi yönünden önem taşımamaktadır.
Kademeli mihrap nişi stüko kaplı olup, caminin içerisindeki yegane bezemeyi yansıtmaktadır.
Mihrap nişinde irili ufaklı yıldız motiflerinin araları çiçeklerle doldurulmuştur.
Sivri kemerli istiridye şeklindeki mihrap nişinin kemer dolgularında da iki kabarma rozet ile iki yanında da iki sütunçe bulunmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder