7 Ağustos 2010 Cumartesi

Orhan Gazi Camii, Gebze, Kocaeli

Orhan Gazi Camii, Kocaeli'nin Gebze İlçesi Menzilhane Mahallesi’nde bulunmaktadır.
Caminin kitabesi günümüze ulaşamamıştır.
Başbakanlık Arşivindeki kayıtlarda 1328 yılında caminin inşasına başlanıldığı öğrenilmiştir.
Ayrıca Ekrem Hakkı Ayverdi’nin temas ettiği Kocaeli il tahrir defterlerinde bununla ilgili kayıtlar bulunmaktadır:
“Karye-i Danişmend Virani Tabi-i Orhan Bey taberesah ü Gebuze Camisine vakfetmiş Padişahımız sizce lehu enseranhu_Hazretleri Muhyiddin nam kimesneye saduka idüp eline Hükm-i Hümayun virmiş deyu cem’i gün bir cüz Kur’anı- Azim ve sure-i En’amdan bir aşar okuya...”

Bu kayıtlardan öğrenildiğine göre, bir köyün gelirine bir cüz okunması karşılık tutulmaktadır. 

Ayrıca diğer görevliler için ayrılmış birkaç köy de haşiyede belirtilmiştir.
Caminin vakfiyesinde de “Gekbuse kasabasında merhum ve mağfurun Sultan Orhan Cami-i Şerif-i Vakfı” başlığı altında görevlerini gösteren kayıtlar vardır.

Sultan Orhan Camii’nin inşasında çevredeki Bizans yapılarının mimari kalıntılarından istifade edilmiştir.
Kaynaklar bu mevzuda bilgi vermemesine rağmen caminin bir Bizans kilisesi üzerinde, onun mimari parçalarından istifade edilerek yapıldığı da yazılıdır.
Nitekim cami avlusunda Bizans devrine tarihlenen sütun başlıkları, su haznesi olarak kullanılan Grekçe yazılı lahit ve antik parçalar dikkati çekerse de bunlar çevreden toplanmış mimari elemanlardan başka bir şey değildir.
Cami, erken Osmanlı mimari özelliklerini yansıtmakta olup, bir Bizans yapısının temelleri üzerinde ve onun plan düzeninden yola çıkıldığını göstermekten de çok uzaktır.

Cami 12.30x12.30m ölçüsünde kare planlı bir eserdir.
İnşasında moloz taş ve yer yer tuğla hatıllar kullanılmıştır.
İbadet mekanının üzeri tromplu, sekiz köşeli kasnağın taşıdığı basık bir kubbe ile örtülmüştür.
Kasnağın çevresinde pencereler sıralanmıştır.
İçerisinin aydınlatmasını duvarların her birinde altlı üstlü ikişer pencere sağlamıştır.
Kıble duvarının ortasında yarım yuvarlak niş görünümündeki mihrabın özelliği bulunmamaktadır. Günümüzde mihrap badana edilmiş ve orijinalliğinden uzaklaşmıştır.
Minber ise XIX. yüzyıla tarihlendirilmektedir.
İç mekanda bezeme olarak yalnızca kubbe kasnağında yazı frizi vardır.
Ancak bu friz 1775 yılında yapılan tadilat esnasında buraya yazılmıştır.

Caminin içerisinde ilgi çekici ağaç işçiliği örnekleri bulunmaktadır.
Özellikle batı duvarı ve minare yanındaki meşe ağacından tek parça halindeki pencere kapakları Erken Osmanlı ağaç işçiliğinin tipik örneklerindendir.
Bu kapakların oymalı demir çivileri, dövme çivileri, dövme çengelleri ahşabın yanı sıra maden sanatının da güzelliğini ortaya koymaktadır.
Kapaklarının her kanadının üzerinde dikdörtgen çerçeveler içerisine alınmış kabartma sülüs yazılı ayetler dikkati çekmektedir.
Bunların orta kısımlarında madalyonlar içerisinde bitki motifli, altışar kenarlı yıldızlar yerleştirilmiştir.

Caminin kuzey-doğu köşesine yerleştirilen minarenin kaidesi moloz taştan, gövdesi, şerefesi tuğladan yapılmıştır. Orijinal kaide üzerindeki gövde daha geç yıllara tarihlendirilmektedir.
Minarenin orijinal kaidesi caminin alt sıra pencerelerine kadar yükselmektedir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder