Bunlardan birisi bayram namazlarının evleri çok yakın olan padişahlar tarafından çoğunlukla burada kılınmasıdır. Hanedanın batı etkisi rüzgârlarına kapılıp Topkapı sarayını terk ederek Dolmabahçe sarayına geçecekleri 1850 li yıllara kadar kimi padişahlar Ayasofya da kimisi mavi camide kıldıkları bayram namazından sonra saraya geldikleri gibi büyük bir alayla geniş bir tören geçidi ile dönerlerdi. Bayramlardan önce mavi caminin sahnelik ettiği başka bir tören rebiül-evvel ayının 12. gecesinde peygamberin doğum tarihinde mevlit okuma merasimleriydi. Bu törene bütün devlet erkânı resmi kıyafetlerini yani günümüz değişiyle grand üniformalarını giymiş olarak katılırlardı. bütün davetliler yani devlet ricali ve ulema sınıfı ileri gelenleri yerlerini aldıktan sonra sadrazam gelir o sırada ayağa kalkmış olan herkese selamlar vererek mihrabın önüne konmuş olan seccadesine otururdu. En sonra gelen padişahdı. Devletin ilk yüzyıllarında herkesle beraber namazlarını kılan padişahlar daha sonra Bizans imparatorlarının saraylarında hükümet toplantılarında uyguladıkları tören usullerini alarak ibadetlerinde de kendilerini yönetici sınıflarından ayırmışlardı.
Zenginliğin ve ihtişamın arttığı yüzyıllarda padişahlar camiiye geldiklerinde namazlarını bu iş için yaptırılan bu hünkâr mahfelinde kılıyorlardı. Mavi camide de padişahların geldiği mahfel in bir kapısı açılarak belli edilirdi, bu anda bütün cemaat ayağa kalkar ve herkes adına sadrazam seccadesinin dışında bir yeri öper kafes kapanır ve herkes tekrar otururdu. Sultanahmet camiinde mevlide ait töreni bir tefrişat protokoller kaynağında buluruz. Bu tören sahnesi şöyledir.'daha önce anlatıldığı üzere ulema devlet adamları Sultanahmet camiinde toplandılar bu mevlide kaptan paşa da katıldı. Kaptan paşa camiye gelince teşrifatçı ve kişedar kapıda karşılayıp koltuğuna girip içeri aldılar. İçerde bulunanların hepsi ayağa kalktı sofa sırasında oturan ulemanın arasından her iki yanına selam vererek geçti mihrabın sol yanına koyulan seccadesine oturdu Arkasından Kaymakam paşa geldiğinde aynı karşılama yapılıp mihrabın önüne Anadolu ve Rumeli Kazaskerlerinin sonuna koyulan seccadeye oturdu. Kaymakam paşa dan dan sonra Şeyhülislam sözünü ettiğimiz tören üzerine gelip sadrazamların yerine koyulan seccadesi geçip yerine oturdu Padişah Şeyhülislamdan sonra teşrif ettiğinde kafes açılıp orada bulunan herkes ayağa kalkıp selama durdular. Camiye gelecek olanlar tamamlandıktan sonra daha önce anlatıldığı gibi şeyh efendiler kürsüye çıkınca zülüfler, şerbet, gülab ve buhur verdiler. Mevlithanlar çıkıp mevlid okudu, Mekke Şerifinin mektubu teslim alınıp Reisülküttap Padişah mahfelinden döndükten sonra Medine’den gelen hurmadan Kaymakam paşaya ikram edildi. Fakat padişah tarafından gönderilen hurma biraz geç geldiği için üçüncü mevlithan çıkıp dua tamamlanıp herkes dönmüş olduğundan yalnız Kaymakam Paşa Şeyhülislam ve Kaptan Paşa hurma yiyebildiler. Mevlid bitince Kaptan Paşa kalkıp Şeyhülislam ve Kaymakam Paşanın ikisine birden selam verip mihrabın çıkıntısından aşağıya indiğinde teşrifat kişedarı koltuğuna girip caminin kapısından çıkardı. Arkasından Kaymakam Paşa da kalkıp bu kez Teşrifatçı Efendi onun koltuğuna girip camii kapısından çıkardı. Teşrifatçı ve teşrifat kişedarı geri dönüp Şeyhülislamı koltuklayıp birlikte caminin kapısından çıkardılar. Dışarı çıkanlar merdiven dibinde muslukların önünde önce şeyhülislam sonra Kaymakam Paşa arkasından Kaptan Paşa ve diğerleri atlı olarak sıraya dizildiler. Oradan geçecek olan padişah için selama durdular. Padişah törene katılanlara selam verip geçerken herkes alkış tuttu. Enderun ağalarının gidişinden sonra Şeyhülislam, Kaymakam paşaya veda etti ve geride kalanlar tarafından yine törenle uğurlandı. Aynı tören Kaymakam Paşa Kaptan Paşa ve diğer devlet adamları için tekrar edildi. Herkes evine döndü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder