Küçük Ayasofya Camii, Fatih, İstanbul
Küçük Ayasofya Cami 30*34 boyutlarında bir alanı kaplamaktadır.Kubbe 19 metre yükseklikte ve sekiz köşeli bir kasnağa oturmaktadır.
Son cemaat yeri beş sivri kemerli olup üzeri kubbelidir.
Sütun başlıkları baklavalıdır ve en sağdaki farklıdır.
Orta kubbe köşelikleri stalaktitlidir.
Kemerlerde eski süslerin kalıntıları vardır.
Camiin öndeki cümle kapısı beyaz-pembe mermerdendir.
Bu kapı üzerinde iki ayrı kitabe bulunuyor.
Bunlardan ortadaki,camiin asıl kitabesidir.
Arapça olan ve beş satır halinde sülüsle yazılan kitabede tamir ve tecdide 908 yılı Cemaziyel evvel 1(2 Kasım 1502)de başlandığı ve 911 Recep başı (1505 Aralık) tamamlandığı belirtilmektedir.
Bu kapıdaki diğer kitabede ise bir Hadis-i Şerif yazılıdır.
Bu cümle kapısındaki ahşap kap büyük ölçüde harap olmakla birlikte 16.yy. ağaç işçiliğinin bir örneğidir.
Ayrıca üzerindeki demir kuşakla diğer kısımlarda dönemin güzel eserlerindendir.
Her iki kanadın üstünde 10*30 cm. boyutlarında iki ahşap oyma yazı bulunmaktadır.
Camiin avlusunda girişe göre soldaki ikinci kapıda biçim olarak cümle kapısının aynıdır.
Kapı üzerinde yine bir kitabe bulunmaktadır.
Bu sülüs hattıyla üç satır halinde mermer üzerine yazılmış bir Hadis-i Şeriftir.
Camiin dördüncü kitabesi kapalı olan sol kapı üzerinde yine sülüsle yazılmış bir Hadis-i Şeriftir.
Mihrap mermerden beş kenarlı sade bir eserdir.
Üzerindeki taç ise süslüdür.
Minberde sade fakat güzeldir.
Kapı üstünde pembe mermerden kenarları laleli bir taca sahiptir.
Altında sülüs hattıyla “La ilahe illallah” yazılıdır.
Müezzin mahfili sekiz kenarlı 10 adet zarif sütun üzerindedir.
Tavanı çatılı ve korkuluğu sağırdır.
Yapıdan ayrı olan camiin sağında bulunan minare sekiz kenarlıdır.
Köşelerinde sutünçeleri vardır.
Minarenin yıkılıp yeniden yapıldığı belli olmaktadır.
Nitekim Hadika.minareyi H.1164 (1750-51)yılında Sadrazam Mustafa Paşa’nın yeniden yaptırdığını bildirmektedir.
Bu minare 1937 de kaide kısmına kadar yıktırıldı.
Uzun süre böyle durduktan sonra, 1955de bugünkü şekliyle yapılmıştır.
Camiin bugün mevcut olmayan şadırvanında 1938 yılında sadece mermer havuzu durmaktaymış.
Yine Hadika,bu şadırvanın Sadrazam Ahmet Paşa tarafından yapıldığı söylenmektedir.
Camiin kuzeyinde Hüseyin Ağa türbesi bulunmaktadır.
Hadika, Hüseyin Ağa’nın öldürüldüğünü ve türbe duvarında;
Saat-ı vahidedir ömr-ü cihan
Saat-ı taate sarf eyle heman
Yazısının bulunduğunu söyler.
Fakat bugün bu yazı yoktur.
Türbe sekiz köşeli moloz,taş ve tuğladan yapılmıştır.
İçeride iki sanduka bulunmaktadır.Bunlardan Hüseyin Ağa’nın sandukasına dayalı olan levhanın ifadesi gariptir:
“Küçük Ayasofya camii/minaresi banisi Keşikbaş/Hüseyin Efendinin kabridir./Recep 1475.”Yazı sülüsle üç satırdır ve son devir üslubudur.
Tarih herhalde miladi olmalıdır.
Hüseyin Ağa’nın ölüm tarihi bilinmemekle birlikte bu tarihte olmasında imkan yoktur.
Diğer sanduka ise Şeyh Hoca Kamil Efendi’nindir.Kitabede 1330/1912’de öldüğü bildirilmektedir.
Avlunun etrafını, önce zaviye olarak yapılan,sonra medreseye çevrilen odalar çevirmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder