Han Camii, Kayseri'nin Merkez Melikgazi İlçesinde Burhaneddin Bulvarı üzerinde yer almaktadır.
XIII.yüzyılda Selçuklular tarafından yapılmıştır.
Mimari olarak tipik bir Selçuklu hanı plan düzeninde yapılmıştır.
İlk yapılışında han olarak kullanılan bu bina, sonradan camiye çevrilmiş ve bu yüzden de Han Camii ismini almıştır.
Hanın ne zaman camiye çevrildiği ve ne zaman yapıldığı konusunda kesin bilgi bulunmamaktadır.
Caminin kitabesi bulunmamaktadır.
Cami 1856 ve 1896 yıllarında tadilattan geçirilmiştir.
Caminin içi ve dışı iri yontma taşlardan yapılmıştır.
Caminin kapalı kısmının yanında portalin bulunduğu cephede birbirlerine kemerlerle bağlanmış dört payenin taşıdığı tonozlu bir bölüm bulunmaktadır.
Bunlardan orta tonoz diğerlerinden daha yüksektir.
Hanın ilk yapılışındaki kemerli kapısı orta gözün bulunduğu yere açılmaktadır.
Sonraki dönemde bu kapının bulunduğu yere mihrap eklenmiştir.
İbadet mekanı mihraba paralel 24 taş ayakla üç bölüme ayrılmıştır.
Binanın üzeri toprakla örtülmüş, cami olarak kullanılmaya başlandıktan sonra da batı cephesine bir minare ilave edilmiştir.
Han Camii, kubbesiz fakat altı pencereli orta tonozun hakim olduğu iç mimarisiyle dikkat çeker.
Selçuklular döneminde, şehir surlarla çevriliydi.
Dizdar adı verilen kale bekçileri gece oldu mu, kale kapılarını kapatırdı.
Şehre geç ulaşanlar mecburen dışarda kalırlardı.
İşte bunlar için, ilk defa bu han inşa edilmiş ve gelenler burada korumaya alınmıştır.
Daha sonra, şehir dışarı taşınca, bu han fonksiyonunu kaybetmiştir.
Yapılış tarzı itibariyle de klasik üslupta ve sağlam olduğu için, burası camiye dönüştürülmüştür.
Büyük bir ihtimal1e 13.Asırda yapılan han, belki birkaç asır sonra bugünkü şeklini almıştır.
Sade bir eserdir.
Kuzey kısmı, halen depo olarak kullanılmaktadır.
Cami ise ibadete açıktır.
Kıble kısmında, sütunlu açık kısmıyla dikkati çeker.
Ana giriş kapısı bu cephedeydi.
Cami yapılınca burası mihraba dönüştürülmüştür.
Cami,genişliği 29,5 metre, uzunluğu 38,9 metre olan dikdörtgen bir plan üzerine oturtulmuştur.
Kıble tarafında dört ayak üstünde birbirlerinden kemerlerle ayrılan, üstleri tonozlu, önü açık revaklar şeklinde beş gözlü bir bölüm bulunmaktadır.
Bunlardan ortadaki tonoz diğerlerinden daha geniş ve yüksektir.
Caminin iç mekanı; kenarları masif kalın duvarlar ve ortada beş büyük kemerli bölümden oluşur. Burasını enine dört, boyuna altı sıra halinde yirmi dört adet ayak taşır.
Orta sahın kıbleye dikey olarak kademeli tonozlarla yapılmışken, iki yandaki bölmeler kıbleye paralel biçimde yedişer hücreli olarak yerleştirilmiştir.
XIII.yüzyılda Selçuklular tarafından yapılmıştır.
Mimari olarak tipik bir Selçuklu hanı plan düzeninde yapılmıştır.
İlk yapılışında han olarak kullanılan bu bina, sonradan camiye çevrilmiş ve bu yüzden de Han Camii ismini almıştır.
Hanın ne zaman camiye çevrildiği ve ne zaman yapıldığı konusunda kesin bilgi bulunmamaktadır.
Caminin kitabesi bulunmamaktadır.
Cami 1856 ve 1896 yıllarında tadilattan geçirilmiştir.
Caminin içi ve dışı iri yontma taşlardan yapılmıştır.
Caminin kapalı kısmının yanında portalin bulunduğu cephede birbirlerine kemerlerle bağlanmış dört payenin taşıdığı tonozlu bir bölüm bulunmaktadır.
Bunlardan orta tonoz diğerlerinden daha yüksektir.
Hanın ilk yapılışındaki kemerli kapısı orta gözün bulunduğu yere açılmaktadır.
Sonraki dönemde bu kapının bulunduğu yere mihrap eklenmiştir.
İbadet mekanı mihraba paralel 24 taş ayakla üç bölüme ayrılmıştır.
Binanın üzeri toprakla örtülmüş, cami olarak kullanılmaya başlandıktan sonra da batı cephesine bir minare ilave edilmiştir.
Han Camii, kubbesiz fakat altı pencereli orta tonozun hakim olduğu iç mimarisiyle dikkat çeker.
Selçuklular döneminde, şehir surlarla çevriliydi.
Dizdar adı verilen kale bekçileri gece oldu mu, kale kapılarını kapatırdı.
Şehre geç ulaşanlar mecburen dışarda kalırlardı.
İşte bunlar için, ilk defa bu han inşa edilmiş ve gelenler burada korumaya alınmıştır.
Daha sonra, şehir dışarı taşınca, bu han fonksiyonunu kaybetmiştir.
Yapılış tarzı itibariyle de klasik üslupta ve sağlam olduğu için, burası camiye dönüştürülmüştür.
Büyük bir ihtimal1e 13.Asırda yapılan han, belki birkaç asır sonra bugünkü şeklini almıştır.
Sade bir eserdir.
Kuzey kısmı, halen depo olarak kullanılmaktadır.
Cami ise ibadete açıktır.
Kıble kısmında, sütunlu açık kısmıyla dikkati çeker.
Ana giriş kapısı bu cephedeydi.
Cami yapılınca burası mihraba dönüştürülmüştür.
Cami,genişliği 29,5 metre, uzunluğu 38,9 metre olan dikdörtgen bir plan üzerine oturtulmuştur.
Kıble tarafında dört ayak üstünde birbirlerinden kemerlerle ayrılan, üstleri tonozlu, önü açık revaklar şeklinde beş gözlü bir bölüm bulunmaktadır.
Bunlardan ortadaki tonoz diğerlerinden daha geniş ve yüksektir.
Caminin iç mekanı; kenarları masif kalın duvarlar ve ortada beş büyük kemerli bölümden oluşur. Burasını enine dört, boyuna altı sıra halinde yirmi dört adet ayak taşır.
Orta sahın kıbleye dikey olarak kademeli tonozlarla yapılmışken, iki yandaki bölmeler kıbleye paralel biçimde yedişer hücreli olarak yerleştirilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder