Kölük (Gülük) Külliyesi; cami ve medreseden meydana gelmiştir.
Yapı topluluğu XIII.Yüzyıl Danişmendli eseri olup, Caminin kuzeydoğusundaki kapısının üzerinde bulunan kitabesinden bu yapıyı Kayseri Ulu Camii’ni tamir ettiren Muzaffereddin Mahmud’un kızı Adsız Elti Hatun tarafından 1211 tarihinde onarıldığı öğrenilmektedir.
Üç satırlık Selçuklu sülüsü ile yazılmış kitabesinin mealen manası şöyledir:
“Bu binayı, Keyhüsrev’in oğlu, dünya ve dinin şerefi, fetihler sahibi hak dağıtıcısı, müminlerin emirinin ortağı büyük sultan Keyhüsrev’in hakimiyeti zamanında Allah’ın en zayıf kulu, iffetli kadın, Yağbasan oğlu Mahmud’un kızı Adsız Elti Hatun h.607 (1210-1211) yılında onarmıştır”.
1334 tarihinde meydana gelen deprem sonucu zarar gören yapı, ikinci defa 1335 yılında Alemuddin oğlu Külek tarafından onartılmıştır ve bu yüzden de yapı onun ismi ile tanınmıştır.
530 metrekarelik bir alanı kaplar. Kuzeyde ve kuzeydoğu köşesinde olmak üzere iki kapısı vardır. Caminin batı kısmında aynı adla anılan bir küçük medrese bulunmaktadır
Cami kalın sütunlu ve sütunların üzeri de kemerli ve dikdörtgen planlı olup içerisindeki sütunlarla beş sahna ayrılmıştır.
Mihrap önüne rastlayan orta nef kubbe ile diğerleri de tonozlarla örtülmüştür.
Kubbeler ve tonozlar 32 kemer ayağı üzerine oturtulmuştur.
Mihrap önü kubbesi ve onu taşıyan Türk üçgenleri tuğladan yapılmıştır.
Caminin güney duvarında girişe göre sola kaydırılmış mozaik çinili bir mihrap görülmektedir.
Bu çinili mihrap daha önceden yapılmış taş mihrabın üzerine XIII.yüzyıl çinileri ile kaplanarak yeniden yapılmıştır.
Selçuklu mozaik-çini mihraplarının en güzel örneklerinden birisidir.
Burada geometrik ve bitkisel motiflerin ve çinilerin arasına yer yer ayetler yerleştirilmiştir.
Gülük camisi'nin çatı ile örtülü kubbesinin yanında minber-minaresi bulunmaktadır.
Bu minare 1.60x1.58 m. ölçüsünde taş kaide üzerine yerleştirilmiş olup, dört taş basamakla çıkılmaktadır.
Minare altı taş sütunun taşıdığı taş bir külah ile örtülmüştür.
Caminin orijinal çinilerinden çok az bir bölüm mihrap bölümünde bulunmaktadır.
Minberi ise sonradan o devrin karakteristiğine uygun olan Hunat Camii minberi örnek alınarak yeniden yaptırılmıştır.
Caminin kapıları Selçuklu tezyinatıyla işlenmiştir.
Köşeden girişe sahip tek camidir.
Cami, 1722′de Mâtbah-ı Amire-Emini Hacı Halil Efendi tarafından, daha sonra ise cami ve medrese 1835-1856 yıllarında yeniden onarılarak günümüze kadar gelmiştir.
Cami önünde bulunan ve aynı dönemde yapılmış olan hamam harabesi de 1990 yılında topraktan ayıklanarak gün yüzüne çıkarılmış ve yeniden inşa edilmek üzere korumaya alınmıştır.
Çeşmesi de onarılmıştır.
Caminin çatısı 1971 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yeniden onarılmış ve üzeri bakır kaplamalı ahşap çatı ile minare sonradan yapılmıştır
Cami halen ibadete açıktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder