15 Kasım 2011 Salı

Firuzağa Camii'nin Minaresindeki Sır

 Firuzağa Camii, Fatih, İstanbul
1491 yılında Sultan 2. Beyazıt'ın Hazinedarbaşısı, Firuz Ağa tarafından yaptırılan caminin tek şerefeli minaresi inşa edilirken, diğer tek minareli camilerin aksine kıbleye göre sol tarafa inşa edildi.

1491 yılında Sultan 2. Beyazıt'ın Hazinedarbaşısı, bir anlamda Maliye Bakanı olan Firuz Ağa tarafından yaptırılan caminin tek şerefeli minaresi inşa edilirken, nadir bir uygulama yapıldı. Minare, diğer tek minareli camilerin aksine kıbleye göre sol tarafa inşa edildi.
Sultanahmet'teki Firuzağa Camii'nin minaresi, diğer tek minareli camilerin aksine kıbleye göre sol tarafta bulunuyor. 1491 yılında Sultan 2. Beyazıt'ın Hazinedarbaşısı, bir anlamda Maliye Bakanı olan Firuz Ağa tarafından yaptırılan caminin tek şerefeli minaresi inşa edilirken, nadir bir uygulama yapıldı. Minare, diğer tek minareli camilerin aksine kıbleye göre sol tarafa inşa edildi.

Kültür tarihçisi Dursun Gürlek, gerçek sebebi bilinmemekle birlikte minarenin bu şekilde inşasına ilişkin pek çok rivayet bulunduğunu bildirdi. Bunlar arasındaki en güçlü rivayetlerden birine göre, İstanbul'un fethinden sonra yapılan ilk camilerden olan Firuz Ağa Camii'nin bulunduğu Sultahahmet Meydanı, Konstantiniye'nin önemli bir merkeziydi. İstanbul'un yaklaşık yüzde 80'inin Rumlardan oluştuğu o dönemde, caminin yapıldığı yerin sağında Dikilitaşların bulunduğu tarafta Rumlar, diğer tarafında, şimdiki Divan yolu caddesinin üst tarafında ise Müslümanlar çoğunluktaydı. Bu sebeple yakın çevrede oturan Rum vatandaşlar ezan sesinden rahatsız olmasın düşüncesiyle minare, sol tarafa inşa edildi.
Osmanlı döneminin hoşgörüsünü yansıtan bu rivayetin yanı sıra başka bir rivayet de Firuz Ağa Camii'nin Müslümanlar'ın Mekke'de yaptıkları ilk camiye uygun olarak inşa edildiği yönünde.
Sanat tarihi Uzmanı Prof. Dr. Doğan Kuban ise minaresi solda olan camilere 14. yüzyılda sıkça rastlanabildiğini, cami minarelerinin sağa inşa edilmesinin ise gelenekselleştiğini kaydetti.
Tarihi ve mimarisi
Sarayın Hazinedarbaşısı, hazineden sorumlu olmasının yanı sıra seferlerde padişahın yanında bulunurdu. Cuma namazlarından önce de camiye gidip padişahın seccadesini yayardı. Secde yerine yüzünü birkaç kez sürüp padişaha zararı dokunacak bir tehlike olup olmadığını da kontrol ederdi.
Fatih Sultan Mehmed'in ölümünün ardından oğlu 2. Beyazıd tahta çıkalı 10 yıl olmuştu. Dönemin Hazinedarbaşı Firuz Ağa, Bizans'ın Mese denen eski görkemli ana caddesinin başına ve Ayasofya'nın çaprazına küçük bir cami yaptırdı. 1512 yılında hayata gözlerini yuman Firuz Ağa'nın mezarı da caminin bahçesinde bulunuyor. Bahçedeki beyaz mermerden yontulmuş bu tek lahdin dört yüzünde gül demeti bulunuyor.
Tek kubbeli, dıştan dışa yaklaşık 13,5 metreye 13,5 metre ölçülerinde kare planlı yapı, beyaz kesme taştan örülü. Kapı, camiyi küçük göstermemek ve soğuk havalarda içeriyi soğutmamak için küçük fakat, çok uyumlu ölçülerde yapılmıştır. Sekiz köşeli kasnağa oturan kubbesiyle cami Bursa üslubundadır. Bursa üslubunun klasikleşmeye doğru gelişimi açısından önemlidir.
Dört sütunlu ve üç kemerli-kubbeli son cemaat yeri revakı merdivenlidir. Dış avluya giriş kapısı tramvay yolu üzerinde parmaklıklı bir duvardadır. Minaresi soldadır. Sağ tarafında bir tuvalet vardır.
Bir görüşe göre, eskiden imparatorların at yarışlarını seyrettikleri loca, Firuz Ağa Camii'nin bulunduğu yerdedir.
Firuz Ağa Camii'nin bir özelliği de uzun yıllardır ikindi ezanlarının Sultanahmet Camii ile karşılıklı olarak okunmasıdır. Önce Sultanahmet Camii müezzini ezana başlar, ardından Firuz Ağa'nın müezzini buna cevap verir şekilde ezanın aynı bölümünü tekrarlar. Her iki cami arasında karşılıklı olarak başından sonuna kadar ezan yankılı olarak okunur.
Milli Gazete

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder