Koca Mustafa Paşa (Sümbül Efendi) Camii'ninİçi
Hazreti Fatih'in vefatından sonra Osmanlı saltanatına oturan İkinci Bayezid, İstanbul'da Yedikule yakınlarında Kızlar Kilisesi denilen Bizanslılardan kalma kiliseyi camiye çevirdi. 1486 (hicri 891) Caminin etrafına da büyük bir ilim ve irşad müessesesi yapılması için Veziriazam Koca Mustafa Paşa'ya emir verdi ve kısa zamanda bu emir yerine getirildi.Camiye önceleri bir kapı yaptırıldı. Bu kapı üzerine Sünbül Efendi'nin hocası Şeyhülislam Efdalzade Hamidüddin Efendi'nin “Mescidi üssise ale't-takva” diye biten ve Ebced hesabıyla 895 hicri senesini gösteren manzumesi konuldu.
Daha sonra Ana kapı yaptırıldı ve üstüne de Defterdar İdris-i Bitlisi'nin manzum tarihi yazıldı. Ondan sonra Defterdar Ekmekcizade Ahmet Paşa, caminin sağ tarafına cami kadar bir yer daha ekleyince, minare bu yeni yerle cami arasında kalmış oldu.
Camiye bitişik bir medrese, kırk hücreli zaviye, şadırvan, mektep ve imaret bulunuyordu. Sünbül Efendi'nin türbesinin kıble tarafındaki, Koca Mustafa Paşa'nın kendi için yaptırmış olduğu türbede kızı Safiye Hatun yatmaktadır. Safiye Hatun'un Sünbül Efendi'nin zevcesi olduğu da rivayetler arasındadır.
1766 (hicri 1176) mayıs ayında Kurban bayramının üçüncü günü meydana gelen büyük zelzelede kubbe ve bazı mahaller harap olunca büyük bir tamir yapılmıştır. Kitabelerden anlaşıldığına göre; 1834 (hicri 1250) de Sultan İkinci Mahmut tarafından, 1847 (hicri 1264) de de Sultan Abdülmecid tarafından tamir ettirilmiştir. Caminin güney batısında bulunan medrese, günümüzde Erkek Kur'an Kursu olarak kullanılmaktadır. Erkek ve kadınlar kısmı olan hamamın halvet kitabesinden, bu halvetin Sünbül Efendi tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Sünbül Efendi'nin türbesine bitişik olan medreseler de şu anda Kız Kur'an Kursu olarak kullanılmakta olup, Sünbül Efendi'nin çilehanesi buradadır. Cilehane, oturan bir kimsenin ancak sığabileceği küçüklüktedir. Eni 68 cm, yüksekliği 109 cem, derinliği 78 cm'dir. Gerek kitabe, gerek türbeler üzerindeki hatlar, meşhur hattat Yesarizade Mustafa İzzet Efendi'nindir. Bir dergah, bir medrese, bir mektep ve bir imarethaneden meydana gelen bu külliye, bu hususta yapılan ilk ve en büyük hayır müessesesidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder