Kalenderhane Camii, İstanbul'un Fatih İlçesinde
Vezneciler semti 16 Mart Şehitleri Caddesi üzerinde Bozdoğan Kemeri'nin en doğu
ucunun güneyinde ve Vezneciler Kız Yurdunun yanında bulunmaktadır.
Cami, kiliseden devşirilmiş camilerimizdendir.
Doğu Ortodoks Kilisesi formundadır.
Yapının kilise olarak ne zaman yapılandırılmaya
başlandığı kesim olarak bilinmemekle beraber, Doğu Roma devrinde 9. ve 12.
yüzyıllar arasında inşa edildiği tahmin edilmektedir.
Büyük bir ihtimalle kilise, ilk durumunda Theotokos
Kyriotissa'ya adanmıştı.
Kalenderhane Camisi’nin ana mekânına, tonozlarla
örtülü narteksten girilmektedir. Ana mekânın ortası pandantifli kubbeyle
örtülüdür ve bu ana kubbe, beşik tonozlarla desteklenerek tavan örtüsü ortaya
çıkarılmıştır.
Caminin duvarları taş ve tuğla karışımıdır.
İç duvarlar renkli mermer kaplama ve kabartmalarla
süslenmiş olan yapı ibadete açık olup, aynı zamanda yerli ve yabancı konukların
da uğrak yeridir.
Yapı, Yunan haçı kemerli Bizans kilisesi örneğinin var
olan birkaç örneğinden birini temsil eder.
Caminin avlusunda kilisenin ilk zamanlarında yapıya
dahil olan ancak şimdi yıkılıp harabe halini alan duvar kalıntıları
bulunmaktadır.
Caminin kubbesi dört köşeden örülen kemelerle
oluşturulan dairenin üstüne oturtulmuştur.
Kubbede çok da eskiden kalmadığı anlaşılan mozaik
desenleri bulunmaktadır.
Özellikle yapı içinde yer alan mermer kaplamalar göz
alıcıdır.
Bu sitedeki ilk yapı, Roma hamamı idi.
Altıncı yüzyılı takiben (tarihleme taş işçiliğine
bakılarak yapılmıştır) kilisenin büyük kubbesi ve yarı kubbeleri Bozdağan
kemerine rağmen yükseliyordu.
Daha sonra -büyük bir ihtimalle yedinci yüzyıl- daha
büyük bir kilise, ilk kilisenin güneyine yapıldı.
Üçüncü bir kilise, tekrar kutsal yer olarak
kullanılıyordu.
Yarı kubbeler daha sonra Commenian döneminde onikinci
yüzyılın sonu olarak tarihlenebilir.
Kilise manastır yapıları ile çevreleniyordu.
Osmanlı döneminde hepsi tamamiyle yıkıldı.
Constantinopol, Latin'ler tarafındam ele geçirildikten
sonra, yapı Roma Katolik kilisesi olarak kullanıldı.
Fatih Sultan Mehmed İstanbul’u fethettikten sonra bu
kiliseyi, ordudaki kalender adlı dervişlere tahsis ettiği için mekân
Kalenderhane olarak anılır.
Dervişler burayı medrese olarak kullanıyordu.
O zamandan beri Kalenderhane (Kalender evi) olarak
biliniyordu.
18 nci yüzyılda Babüssaade (saray) Ağası Maktul Beşir
Ağa tarafından camiye dönüştürüldü.
Saray hamamından, komnen kiliseye, sonra bir zaviyeye,
daha sonra küçük bir camiye çevrilen mekân, İmparatorluğun çöküşüne doğru harap
bir hale gelmiştir.
Yangından ve depremden zarar gören cami 1854 yılında
restore edildi.
Kalenderhane camiinin minaresine 1930 yılında yıldırım
düşerek yıkılmıştır. Minaresinin yanıp çökmesinden dolayı terk edildi.
1966-1972 yılları arasında Harvard Üniversitesi ve
İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliği ile yapılan bir araştırma ve kazıya konu
olmuş, harap durumdayken 1968 yılında restore edilerek tekrar ibadete
açılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder