2 Temmuz 2023 Pazar

Sarı Kadı (Mimar Zâde) Camii, Altındağ, Ankara

Sarı Kadı (Mimar Zâde) Camii, Altındağ, Ankara
Sarı Kadı (Mimar Zâde) Camii, Ankara'nın Merkez Altındağ İlçesi'nde, Hacettepe Mahallesi Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampüsü'nün kuzeydoğusunda, Sarıkadın Sokak üzerinde bulunmaktadır. 
Camiye, Talatpaşa Bulvarı üzerinden Sarıkadın Sokak takip edilerek ulaşılabilir.

Ankara’da ‘Hamamönü’ olarak bilinen bu bölgenin, son dönemde (2007-2011) baştan sona düzenlendiği ve semte yeni bir yüz kazandırıldığı bilinmektedir. 
Bu çalışmalar esnasında bölgede bulunan cami ve mescidler de restore edilmiştir. 
Sarı Kadı Cami bu kapsamda 2009 yılında elden geçirilmiştir.
1924 Ankara Haritası’nda sokağın ismi yazılmamıştır. 
1944 Ankara Haritası’nda ‘Sarıkadın Sokak’ olarak kaydedilmiştir. 
1924 Ankara Haritası’nda cami, İmaret Mahallesinde, İmaret Cami’nin (Karacabey Camii) doğusunda "Kadıoğlu Camii" adıyla belirtilmiştir. 
Haritada, Sarı Kadı Camii’nin batı yönünde bir medrese olduğu görülmektedir. 
Caminin doğu cephesinde olduğu bilinen çeşme, günümüzde mevcut değildir.

Caminin İçinden Bir Görünüm

Caminin inşa tarihini gösteren bir kitabe bulunmamaktadır. 
Bu bakımdan kesin bir tarih vermek kolay değildir. 
Ancak caminin minberi, kadınlar mahfilinde yer alan kitabeler ve camiye ait bir vakfiye, camiyi tarihlendirmemize yardımcı olmaktadır. 
Caminin ahşap minberinin yan aynalığında yer alan kitabeden, minberin ‘Ahmet’ isimli bir usta tarafından H.1173/M.1759 tarihinde yapıldığı öğrenilmiştir. 
Kadınlar mahfilinin eteğindeki yazıda ise, camiyi yaptıran kişi olarak Mimarzade’nin adı geçmekte ve H.1198/M1784 tarihi bulunmaktadır. 
Ayrıca Mimarzade adına, 1784 tarihinde düzenlenmiş bir vakfiye vardır. 
Bu bilgilerden caminin 1759-1784 yılları arasında yapılmış olduğu söylenebilir.

Sarı Kadı (Mimar Zâde) Camii, Altındağ, Ankara
Caminin mihrabının, Telli Hacı Halil Camii (1761) ve Celal Kaddâni Mescidi (1765) mihrapları ile aynı üslupta olması yukardaki bilgileri destekler niteliktedir.
Stalaktit nişli, kalıplama tekniği ile yapılmış alçı mihrap en dışta ve üçüncü bordürde Kelime-i Tevhid’in tekrarlandığı neshi yazıyla çevrilidir. 
Nişi kuşatan sütuncelerin içi arabesklerle doldurulmuştur. 
Niş köşelikleri ve kaidesi yıldızlar meydana getiren geometrik bir kompozisyonla süslenmiştir. 
Alınlıkta arabeskle çevrili bir pano içinde Kuran’dan ayet vardır. 
Mihrap palmetlerden oluşan bir mazgal sırası ile taçlanır.

Caminin İkinci Katı (Kadınlar Mahfili)

Sarı Kadı kimdir?

Mimarzade ailesi, uzun yıllar Ankara’da ayan ve kadılık görevleri yürütmüş, şehir idaresinde tesirli Ankara’nın ileri gelen ailelerindendir. 
Ailenin bir kanadı ‘Sarıkadızade’ lakabı ile anılmaktadır.
Camiyi yaptıran kişi olarak adı geçen ‘Sarı Kadı’, Ankara Müftüsü Mimarzade Mehmet Şakir Sarı Kadı Efendi’dir. 
Yaptırmış olduğu cami, aile lakabı sebebiyle ‘Sarı Kadı Camii’ ya da ‘Mimar Zâade Camii’ adıyla bilinmektedir.
Mehmet Şakir Efendi’nin 1784 tarihli vakfiyesinden, Erzurum Mahallesi’nde oturduğu, Yukarı Kasaplar Çarşısı’nda bulunan Mimar Zâde Hanı ile bir değirmen ve çeşitli dükkanlarının gelirlerini, yaptırdığı cami ve caminin yakınındaki çeşmeye vakfettiği anlaşılmıştır. 
Mimar Zâde ayrıca bu gelirlerle 10 odalı bir de medrese yapılmasını istemiştir.

Sarı Kadı (Mimar Zâde) Camii, Altındağ, Ankara

Caminin Mimarî Hususiyetleri

Sarı Kadı Camii, taş temelli, ahşap hatıllı, kerpiç duvarlı ve kiremit çatılı bir eserdir.
Minaresi bulunmamaktadır. 
Uzunlamasına dikdörtgen planlı olan caminin kuzey cephesinde yer alan son cemaat mahalli, geniş bir
ahşap saçak tarafından örtülmektedir. 
Ahşap saçağı ön cephede 4 ahşap direk taşımaktadır. 
Son cemaat mahallinin ön bölümü açık, arka tarafı ise camekanla kapatılmış durumdadır.
Camiye giriş, daha önceden doğu cephesinde yer alan bir avludan geçilerek, son cemaat mahallinin kuzeydoğu köşesinde bulunan bir kapıdan yapılıyordu. 
Son cemaat mahallinin önünde ise eklenti biçiminde bir bina yer alıyordu. 
2009 yılında yapılan düzenlemeler esnasında, eklentiler kaldırılmış ve ibadethane ilk biçimine
döndürülmeye çalışılmıştır. 
Bugün camiye giriş kuzey cephedeki son cemaat mahallinin ortasında yer alan bir kapıdan sağlanmaktadır.

Caminin İçinden Bir Görünüm

Caminin Hariminin duvarlarla taşınan ahşap tavanı, çıtalarla karelere bölünerek süslenmiştir. 
Duvarlarda üst pencereler yuvarlak kemerli ve alçı şebekeli, alttakiler dikdörtgen ahşap doğramalıdır. 
Üstlerinde, sülüsle Kelime-i Tevhid yazılıdır. 
Tavanın ortasında altıgen biçimli bir tavan göbeği yer almaktadır.
Göbekten sarkan bir avize, aydınlatma amacıyla kullanılmaktadır. 
Ahşap olan kadınlar mahfiline son cemaat mahallinden bir merdivenle çıkılmaktadır.
Kadınlar mahfilinin alt bölümü, aynı tavanda olduğu gibi kasetleme işçiliği ile düzenlenmiştir. 
Kadınlar mahfilinin kafesleri ve korkuluğu iyi bir ahşap işçiliğine sahiptir.
Kadınlar mahfilinin ön tarafında küçük balkon şeklinde bir bölüm yer almaktadır.
Müezzin mahfili olarak da tanımlanan bu bölümün alt tarafında çiçek desenleri ile süslenmiş boyalı bir rozet bulunmaktadır. 
Bu bölümde de bir avize vardır.

Caminin Mihrab, Minber ve Vaaz Kürsüsü

Kadınlar mahfilinin korkuluklarının alt tarafında, duvardan duvara uzanan sülüs bir yazı kuşağı  bulunmaktadır. 
Mavi zemin üzerine beyaz boya ile yazılmış olan bu yazı, manzume şeklindedir. 
Caminin banisi Mimar Zâde’nin adının geçtiği ve H.1198/M.1784 tarihinin yer aldığı bölüm buradadır.
Döneminin özelliklerini gösteren alçı kalıp mihrabının sağ tarafında ahşap minberi yer almaktadır. 
Kısmen yenilenmiş ve fazla bir özellik göstermeyen minberinin, doğu tarafındaki yan aynalığında inşa tarihi olan H.1173/M.1759 tarihi okunmaktadır.

Caminin son cemaat mahallinin bulunduğu kuzey tarafının doğu köşesinde bir hazire yer almaktadır. 
Bu hazirenin Mimarzade ailesine ait olduğu bilinmektedir.
Camiyi yaptıran Mimarzade’nin mezarı da buradadır ve mezar taşı kitabesinden 1813 yılında vefat ettiği anlaşılmıştır.

Caminin 1965, 1981 ve son olarak da 2009-2010 yıllarında tamirat gördüğü bilinmektedir.

Caminin Son Cemaat Mahalli

Şükriye (Sarı Kadı Medresesi) Medresesi

1780 tarihli vakfiyede, camiden farklı on hücreli, bir dershaneli bir medrese yapılması istendiğine dair bir kayıt bulunmaktadır. 
Eski bir Ankara şehir planında medresenin, camiden daha büyük bir eser olduğu, ve U planlı bir şemaya sahip olduğu görülmüştür. 

Rifat Özdemir, 1840 tarihli bir sicilde adı geçen Şükriye Medresesi’nin, İmaret Mahallesi’nde Şükriye Camii avlusunda olduğunu belirtmektedir.
İmaret Mahallesi’nde adı geçen Şükriye Camii’nin, 1924 Ankara Haritası’ndaki konumu itibarıyla Sarı Kadı Cami olması kuvvetle muhtemeldir. 
Burada bulunan medreselerin sonraki yıllarda yıktırıldığı bilinmektedir. 
Arsası uzun süre boş kalmıştır. 
Günümüzde bu alana ‘Sarı Kadı Medresesi’ adı verilen, tamamen yeni bir bina inşa edilmiştir. 
Vakıflar Genel Müdürlüğünce rekonstrüksiyon projesine göre 2010-2012 yılları arasında yapılmıştır.

Sarı Kadı Çeşmesi: 

Caminin doğu cephesinde, avlu kapısının karşısında yer alan çeşme, Mimarzade’nin validesi (annesi) tarafından yaptırılmıştır. 
Kitabesinden, H.1279/M.1862-63 tarihinde yaptırıldığı anlaşılmıştır. 
Uzun yıllar bakımsız kalan çeşme, 1998 yılında yıkılarak ortadan kalkmıştır.

Caminin Bahçesindeki Mezarlık

      Kaynaklar: 

    1. Cumhuriyet Öncesi Ankara’da Cami ve Mescitler, Cadde Anafartalar Kuyumcuları Yayınları - 03, Mayıs 2019, s.129, 130, 131, 132.
    2. Ankara Vakıf Eserleri, Ankara Valiliği Ankara Kalkınma Ajansı, 2016, s.79, 80.

    2 yorum: