4 Şubat 2011 Cuma

SOKULLU MEHMET PAŞA'NIN CAMİLERİ


Sokullu Mehmet Paşa, Osmanlı tarihinin ismi en çok bilinen sadrazamı.
3 padişah görmüş, 14 yıl vezir-i azamlık yapmış.
Kanuni Sultan Süleyman sonrası döneme onun adı verilmiş.
Bu yüzden, hep siyasi hayatıyla anılıyor.
Oysa hayırlar yapmaya da vakit ayırmış ve Mimar Sinan'a altı tane cami yaptırmış.
Bunlardan üçü İstanbul'da, diğerleri ise Edirne, Hatay ve Kırklareli'nde.
Hepsinin ortak özelliği ise şimdilerde pek hatırlanmayışı...
Galata'ya doğru giderken Unkapanı Köprüsü'nün bitiminde bir cami...
Avlusu Haliç'le dip dibe.
Yer yer dalgalar vuruyor penceresine.
Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılmış Tershane-i Amire ile de komşu.
Zira bu komşuluk caminin yapılma sebebi.
Bilhassa tershane sakinlerinin iba detlerini yapabilecekleri iyi bir yer olsun düşüncesiyle, 16. yüzyılda Osmanlı tarihinin ismi en bilinen sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa tarafından, Mimar Sinan'a yaptırılmış.
Birinci Dünya Savaşı'na kadar da cami, hem cemaatini hem de popülerliğini korumuş. Fakat o tarihten sonra unutulmuş ve kapısını açan olmamış.
Şimdilerde ise camiyi bir tek, önünden geçerken görüntüsüne kapılanlar ziyaret ediyor.
Bu cami, Sokullu Mehmet Paşa'nın ömr-ü bakiyesini süslendirmek için yaptığı hayratından sadece biri.
O, Galata'daki Sokullu Mehmet Paşa Camii ile şimdilerde aynı kaderi paylaşan, yapıldığı dönemlerde dolup taşan 6 cami daha yaptırmış.
Bunlardan 3'ü İstanbul'da.
Diğerleri ise Edirne, Kırklareli ve Hatay'da.
***
Sokullu Mehmet Paşa, İstanbul haricinde de, şehirlere cami ve külliye inşa ettirmiş.
Hatay, Edirne, Kırklareli onun hayırlarından nasiplenen şehirler arasında.
Hatay'ın Payas beldesine, 1574 yılında Mimar Sinan'a; cami, medrese, sıbyan mektebi, arasta, han, tabhane, imaret, hamam ve çeşmeden oluşan bir külliye yaptırmış... Külliye, Klasik Osmanlı üslubunun tüm özelliklerini yansıtıyor.
Sokullu Mehmet Paşa, yine aynı özellikte bir başka külliyeyi, hem ticari bir merkez hem de Rumeli seferlerine çıkan ordunun konaklama yeri olması münasebetiyle Edirne'ye 1576'da inşa ettirmiş (Edirne Sokullu Camii).
Kırklareli'ye ise 1568 tarihinde bir cami yaptırmış (Sokulu Mehmet Paşa Camii, Lüleburgaz, Kırklareli).
Caminin çatısı ahşep ve tek minareli.
Müezzin mahfili, mihrap, minber ve şadırvan mermerden yapılmış.
Mermerden yapılmış minber türünün en güzel örneklerinden


Sokullu Mehmet Paşa camilerinden ikincisi, Unkapanı Köprüsü'nün Galata'ya uzanan ayağında, sahil kenarında bulunuyor; yönü Süleymaniye Külliyesi'ne bakıyor.
1578 yılında Mimar Sinan tarafından, Edirne Selimiye Camii tarzında yapılmış.
Balkan ve I. Dünya savaşları esnasında onarıma girmiş; fakat onarım devletin ekonomik durumları nedeniyle yarıda bırakılmış.
1938'e kadar bakımsız ve harap şekilde kalmış; kapısına kilit vurulmuş. Bu tarihlerde, iç süslemelerinin büyük bir kısmı yok olmuş ve çinileri çalınmış.
1941'de ise tamiratı yapılarak, ibadete açılmış.
Halen de açık.
Caminin; üzerini örten büyük, mimari açıdan örneği pek görülmemiş tek şerefeli bir minaresi var.
Kapı ve pencerelerindeki ahşap işçiliği dikkat çekici.
Mermerden yapılmış minberi ise türünün en güzel örneklerinden.
Avlunun girişindeki minaresi yekpare taştan oyularak yapılmış Sokullu Mehmet Paşa'nın kendi adıyla inşa ettirdiği camilerden üçüncüsü ise Büyükçekmece'de.
1567 tarihinde yine bir Mimar Sinan eseri olan Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü'nün biraz ilerisine inşa ettirilmiş.
Caminin, Mısır haricinde benzeri olmayan bir minaresi var.
Minare, yekpare taştan oyularak yapılmış ve camiden ayrı olarak avlunun girişine inşa ettirilmiş.
Cami, bugün belediye tarafından çevrilmiş kültür parkı içerisinde, tarihî Kurşunlu Han'ın yanında bulunuyor.
Kapısı sadece vakit namazlarında açılıyor.

Minberinde Hacer'ül-Esved taşları

Sokullu Mehmet Paşa camilerinden biri İstanbul Kadırga'da; Sultanahmet Camii ve Küçük Ayasofya arasındaki Şehit Mehmet Paşa yokuşunda bulunuyor.
1571 yılında yaptırılmış. Çevresi, takriben 2 metrelik duvarlarla çevrili.
Avlusuna üç farklı sokaktan girilebiliyor. Avlunun ortasında kubbeli bir şadırvan var.
Şadırvanın olduğu yerden bakıldığında, medrese odaları görülüyor.
Caminin ses ve aydınlatması ise diğer bütün Mimar Sinan eserlerinde olduğu gibi oldukça iyi.
Cami, ayrıca pek çok tarihî yapılarda olduğu gibi İznik çinisi ve orijinal kalem işleriyle süslenmiş.
Yine caminin mihrap, minber ve kubbe bölümlerinde Hacer'ül- Esved taşlarının gömülü olduğu söyleniyor.
Cami bu bakımdan da önem kazanıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder